Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 6831 Sayılı Yasanın 11/1 maddesi gereğince 6 aylık askı ilan süresi içinde açılan orman kadastrosuna itiraza ilişkindir. Yörede 01.01.1987 tarihinde yapılıp kesinleşen genel arazi kadastro çalışması bulunmaktadır....

    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 6831 Sayılı Yasanın 11/1 maddesi gereğince 6 aylık askı ilan süresi içinde açılan orman kadastrosuna itiraza ilişkindir. Yörede 01.01.1987 tarihinde yapılıp kesinleşen genel arazi kadastro çalışması bulunmaktadır....

      Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 6831 Sayılı Yasanın 11/1 maddesi gereğince 6 aylık askı ilan süresi içinde açılan orman kadastrosuna itiraza ilişkindir. Yörede 01.01.1987 tarihinde yapılıp kesinleşen genel arazi kadastro çalışması bulunmaktadır....

        Dosya kapsamından ve 26.09.2022 tarihli fen bilirkişi raporunda tesis kadastrosu ile uygulama kadastrosuna ait paftaların çakıştırılması suretiyle oluşturulan haritadan, uyuşmazlık konusu bölüme ilişkin tesis kadastro sınırı ile uygulama kadastro sınırının bire bir aynı olduğu, başka bir ifade ile uygulama kadastrosu sırasında da tesis kadastrosunda oluşturulan sınırın esas alındığı, dolayısıyla tesis kadastrosu sınırı ile uygulama kadastrosu sınırlarının örtüştüğü, uygulama kadastrosuna yönelik çalışmanın usule uygun olduğu anlaşılmaktadır. Az yukarıda da açıklandığı üzere kesinleşen uygulama kadastrosunun iptalini gerektirir bir durum bulunmadığına ve uygulama kadastrosunun amacının mülkiyet ihtilaflarını çözmek olmadığına göre, mülkiyet ve müdahalenin men'i uyuşmazlıkları uygulama kadastrosuna ilişkin davalarda tartışma konusu yapılamayacaktır" şeklindeki gerekçelerle, davanın reddine, dava konusu taşınmazın yenileme tespiti gibi tapuya tescillerine karar verilmiştir....

        Orman Yönetiminin bu taşınmazların yörede 2002 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kaldığı iddiası ile açmış olduğu tapu iptali ve tescil davası ile ... tarafından 6831 sayılı Kanunun 11/1. maddesi gereğince 10 yıllık süre içinde tapuya dayalı olarak açmış olduğu orman kadastrosuna itiraz davaları birleştirilmiştir. ... mirasçıları 313 parselde paylarının olduğu iddiasıyla davaya katılmışlardır. Mahkemece, ... tarafından açılan orman kadastrosuna itiraz davasının kabulüne; Orman Yönetiminin, tapu iptali ve tescil davasının ise, 5841 sayılı Kanun ile değişik 3402 sayılı Kanunun 12/3 maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olduğu gerekçesi ile reddine karar verilmiş; hüküm, Orman Yönetimi ve Yakup Zeki Tunç mirasçıları tarafından temyizi üzerine, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 26/01/2011 tarih ve 2010/16241- 2011/795 sayılı kararıyla bozulmuştur....

          DAVA Davacılar dava dilekçesinde; müvekkillerinin ... isimli şahsın mirasçıları olduğunu, dava konusu taşınmazların ... adına kayıtlı tapu kayıtları uyarınca müvekkillerine ait olmasına rağmen davalılar adına tespit ve tescil edildiğini, bu durumu taşınmazların bulunduğu çalışma alanında yapılan uygulama kadastrosu çalışması sırasında öğrendiklerini ileri sürerek, taşınmazların tapu kaydının iptali ile müvekkilleri adına tesciline karar verilmesini istemiştir. II. CEVAP Davalılar cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazların bulunduğu çalışma alanında uygulama kadastrosu çalışması yapıldığını, ancak davanın ileri sürülüş biçiminden, davacıların talebinin uygulama kadastrosuna itiraza ilişkin olmayıp mülkiyete ilişkin olduğunu, uygulama kadastrosuna itiraz davalarında mülkiyete ilişkin hakların inceleme konusu yapılamayacağını, davacı tarafça aynı iddialara ilişkin olarak Bodrum 2....

            itiraz davalarında husumetten ret kararının kanunda belirlenen duruşma yapılmadan karar verilebilecek hallerden olmadığı, öte yandan davanın, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 22/a maddesi uyarınca yapılan uygulama kadastrosuna itiraz niteliğinde olduğu, bu tür davalarda husumetin, itiraz edenin taşınmazları aleyhine yapılan tespit sonucunda, yüzölçümü artan ya da lehine ortak sınır değiştirilen taşınmazların maliklerine yöneltilmesi gerektiği, ancak; uygulama kadastrosu sonucunda lehine sınır değişikliği yapılan veya yüzölçümü artan taşınmaz veya taşınmazların bulunmaması halinde ise Kadastro Müdürlüğüne husumet yöneltilerek de dava açılabileceği, bu hususun aydınlığa kavuşturulabilmesi için de öncelikle mahallinde keşif ve uygulama yapılarak davacıya ait taşınmazın yüzölçümünde oluşan azalmanın hangi nedenden kaynaklandığının uzman fen bilirkişi raporuyla yöntemince saptanması gerektiği belirtilerek, Mahkemece öncelikle yukarıda değinildiği üzere taraflar usulünce davet edilerek kanunda...

              Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava 3402 sayılı Kadastro Kanununun 22/2-a maddesi gereğince yapılan kadastro uygulama çalışmalarına itiraz, tapu iptali ve tescil istemlerine ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 1992 yılında kesinleşen genel arazi kadastrosu, 05.07.2013 tarihinde ilan edilmiş 22/2-a uygulaması bulunmaktadır. Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir....

                Uygulama kadastrosu yapılırken, ilk kadastro sırasında da zeminde mevcut olduğu anlaşılan sabit noktalar ile aynı döneme ya da öncesine ait farklı amaçlarla üretilmiş harita ve benzeri verilerden yararlanılmakta, tesis kadastrosu haritaları ortofoto üzerine işlenmekte, düzenlenecek ada raporunda, haritanın zemine uygun olmaması halinde farklılıkların nerelerden kaynaklandığı gösterilerek, varsa hataların nasıl giderildiği açıklanmakta ve bundan sonra yönetmelikte açıklanan ilkeler çerçevesinde taşınmazların bütün sınırları tek tek değerlendirmeye tabi tutularak ilk tesis kadastrosu sırasındaki gerçek fiili duruma ulaşılmaya çalışılıp, her bir parsel hakkında uygulama tutanağı düzenlenerek uygulama kadastrosu paftaları üretilmektedir. Uygulama kadastrosuna itiraz davaları, özü itibariyle uygulama faaliyetinin yukarıda açıklanan ilke ve yöntemlere göre yapılıp yapılmadığının denetlenmesini zorunlu kılan davalardır....

                Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce; 1952 yılında genel arazi kadastrosu, 02.06.1971 tarihinde ilân edilerek kesinleşen seri bazda yapılan orman kadastrosu ile daha sonra 6831 sayılı Kanun hükümleri uyarınca yapılıp 17.01.2002 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu, ilk tahdidin aplikasyonu ve 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulaması vardır.Mahkemece yapılan inceleme, araştırma ve uygulama hükme yeterli değildir.Dosya kapsamından; 05.08.1952 tarihinde yapılıp kesinleşen genel arazi kadastrosu sırasında 45 parsel sayılı 600m2 yüzölçümündeki taşınmazın kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle Osman oğlu ... adına tespit ve tescil edildiği, 2012 yılında 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi uyarınca yapılan uygulama kadastrosu sırasında 169 ada 1 parsel numarasıyla 997,18m2 yüzölçümlü olarak tespit edildiği, uygulama kadastrosuna itiraz edilmediğinden kesinleştiği, davalı ve dahili davalıların 17.01.2002 tarihinde ilan edilen orman kadastrosuna itiraz...

                  UYAP Entegrasyonu