Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: K A R A R Dava; Orman İdaresince açılan orman tahdidine dayalı tapu kaydının iptali davasıdır. Davacı; Isparta ili Merkez ilçesi Gelincik Köyü Alşan Çayırı mevkiinde kain, 3804 ve 3830 parsel ... taşınmazların tapuda davalı adına tarla vasfıyla kayıtlı olduğunu, ancak taşınmazların kesinleşmiş orman tahdit sınırları içinde kaldığını ileri sürerek, söz konusu taşınmazların mükerrer tescil işlemi oluşturmaması için tapu kütük sayfasının kapatılması suretiyle iptallerine karar verilmesini istemiştir....
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, orman kadastrosuna itiraz ile tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 6831 sayılı Kanun gereğince 09.03.2011 tarihinde ilân edilerek dava nedeniyle kesinleşmeyen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması bulunmaktadır. İncelenen dosya kapsamına göre, dava konusu taşınmazın bulunduğu yörede orman kadastrosu 10.10.2006 tarihinde yapılarak, 09.03.2011 tarihinde ilâna çıkartılmıştır. Davacı ... Yönetimi, altı aylık ilân süresi içinde eldeki davayı açmıştır. Dava, orman tahdidine itiraz ile tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Altı aylık ilân süresi içinde açılacak davalar kadastro mahkemesince görülmesi gerekmekte ise de, tapu iptali ve tescil davaları kadastro mahkemesince görülmeyip genel mahkemelerde görülmesi gerekir. Mahkeme; kadastro tesbiti 1974 -1976 tarihlerinde yapılarak kesinleştiği halde, davayı kadastro tesbitine itiraz olarak nitelendirip sonuçlandırmıştır....
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak; Gereği görüşülüp düşünüldü; Yerinde görülmeyen sair itirazların reddine; Ancak; Mahallinde yapılan keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamından, suça konu yerin kesinleşmiş orman tahdidine göre devlet ormanı içinde kaldığının, orman kadastrosunun tapu kaydının ilk tesis tarihinden sonra kesinleştiğinin, bu nedenle tapu kaydının hukuki geçerliliğini yitirdiğinin tapunun da mirasen intikal gördüğünün anlaşılmasına, orman kadastrosu yapılan yerlerin orman olduğunun herkes tarafından bilinmesi gerektiği cihetle sanığın suç kastı olmadığından, suçun manevi unsuru oluşmadığından bahsedilemeyeceği gözetilmeden sanığın mahkumiyeti yerine yazılı şekilde beraatine karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, müdahil idarenin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı istem gibi BOZULMASINA, 11.11.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; taşınmazın tamamının kesinleşmiş tahdit sınırları içerisinde kaldığı gerekçesiyle davanın kabulü ile; ... ili, ... köyü, ... ada ... nolu (eski ... nolu) parselin tapu kaydının iptali ile orman niteliği ile Hazine adına tesciline karar verilmiş, hüküm davacı Orman Yönetimi vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kesinleşmiş orman savına dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil davasıdır. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde arazi kadastrosu 1969 yılında yapılmış, çekişmeli taşınmaz için kadastro komisyonuna itiraz edilmiş ve itirazlı yerlerin tescili işlemi ile davalı adına tapu kaydı oluşturulmuştur....
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi gereğince yapılan kadastro haritalarının yeniden düzenlenmesi ve tapu sicilinde gerekli yapılması işlemine itiraza ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1993 yılında yapılan genel arazi kadastrosu ile 1991 yılında yapılarak kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B uygulaması vardır. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve uzman bilirkişisi raporlarına göre, dava aynı zamanda 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi ve ilgili yönetmelik hükümlerine göre yapılan teknik çalışmaya itiraz niteliği taşıdığından, çalışmanın kanun ve yönetmelik hükümlerine uygun yapıldığı belirlenerek Orman Yönetiminin bu yöne ilişkin davasının reddine, taşınmazın orman niteliği ile Hazine adına tescili istemi yönünden ise, mülkiyete ilişkin uyuşmazlıkta kadastro mahkemesinin görevli olmadığı gözetilerek, bu yönden mahkemenin görevsizliğine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığına göre, davacı ......
Köyü 25 sayılı parselin tapuda davalılar adına kayıtlı olduğunu, kesinleşmiş orman kadastrosu sınırları içinde iken, yine kesinleşmiş 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulaması sonucu 9309 m²'lik kısmının Hazine adına orman sınırları dışına çıkartıldığını ileri sürerek, bu kısmın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile Hazine adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece, dava konusu taşınmazın eski tarihli belgelerde öncesi itibariyle orman sayılmayan yerlerden olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı Hazine tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kalıp nitelik kaybı nedeniyle Hazine adına orman rejimi dışına çıkartılan taşınmazın tapu kaydının iptali ve tescili istemine ilişkindir....
Bu nedenle; çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede yapılan tüm orman tahdidine ilişkin işe başlama, çalışma (özellikle 13,14,15 nolu O.S noktaları), işi bitirme ve sonuçlarının askı ilân tutanakları ile çekişmeli taşınmazın bulunduğu yeri orman tahdit sınır noktalarıyla birlikte gösterir onaylı 1/5000 ölçekli orman tahdit harita örneği bulundukları yerden getirtildikten sonra mahkemece, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir mühendis ve bir harita mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle yeniden yapılacak keşifte, 05.03.2007 tarihinde yürürlüğe giren Orman Kadastro Teknik İzahnamesinin 36.; 18.03.2013 tarihinde yürürlüğe giren Orman Kadastrosu Teknik İzahnamesinin 20. ve 16.03.2014 tarihinde yürürlüğe giren Orman Kadastrosu Teknik İzahnamesinin 20. maddelerinde yazılı “Orman sınır nokta ve hatlarının...
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra Hazinenin açtığı tapu iptali tescil davası da bu dava ile birleştirilerek, kişinin davasının reddine, Hazinenin davasının kabulüne ve dava konusu parselin orman niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı gerçek kişiler vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, orman tahdidine itiraz ve Hazinenin tapu iptali tescil istemine ilişkindir. Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine 13/12/2007 gününde oybirliği ile karar verildi....
vekilinin tapu iptali ve tescilene yönelik karar düzeltme isteminin KABULÜNE, Dairenin 3/5/2007 gün ve 2006/ 17210-2007/ 5646 E.K sayılı, (gerçek kişinin orman kadastrosuna itiraz davasının reddine ilişkin mahkeme hükmünün onanması kararı aynen muhafaza edilerek),tapu iptali ve tescili kararı ile sınırlı olmak üzere KALDIRILMASINA, ... Köyü ... Mevkii 1944 sayılı parselin tapu kaydının iptaline ve orman niteliğiyle Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline ilişkin yerel mahkeme hükmünün BOZULMASINA 12/ 02/ 2008 gününde oybirliği ile karar verildi....
Davacı Hazine, taşınmazın dayanağı tapu kaydının miktar fazlasının orman olduğunu ve mülk edinme koşullarının oluşmadığını öne sürerek tapu kaydının iptali ile adına tescili talebiyle dava açmıştır. Yargılama sırasında Orman İdaresi, miktar fazlasının orman olduğu iddiasıyla davaya katılmıştır. Mahkemece miktar fazlasının öncesinin ve fiili durumunun orman olmadığı, kesinleşmiş orman sınırları dışında kaldığı ve zilyetlikle iktisap şartlarının oluştuğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine vekili ve müdahil Orman İdaresi vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Mahkemece yapılan araştırma ve uygulama hüküm vermeye yeterli değildir. Şöyle ki, davalının dayanağı tapu kayıtları ilk oluşumundan itibaren getirtilerek, yöntemince taşınmaza uyup uymadığı saptanmadığı gibi, ormancı bilirkişi tarafından taşınmazın konumunu hava fotoğraflarında gösterilmediği için denetlenememektedir....