Kadastro Mahkemesinde açılmış, mahkemenin 13.07.2005 günlü 2004/107 - 2005/184 sayılı kararıyla; davacının yenileme tespitine itiraz davasının reddine, mülkiyete yönelik tapu iptali ve tescili davası yönünden ise, görevsizlik kararı verilerek dosya Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmiştir. Sulh Hukuk Mahkemesince yapılan yargılama sonucu; davanın kısmen kabulüne ve dava konusu taşınmazın krokide (A) ile gösterilen 1313,96 m²'lik kısmının orman sınırları içinde kalması nedeniyle tapu kaydının iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tapuya tesciline, krokide (B) ile gösterilen 1448,02 m²'lik kısmının ise, orman tahdidine göre orman sınırları dışında kalan ... arazisi olduğu gerekçesiyle bu kısma ilişkin davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, yenileme tespitine itiraz ile tapu iptali ve tescili niteliğindedir....
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1947 yılında 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılan ve kesinleşen orman kadastrosu, 1980 yılında 1744 sayılı Kanuna göre yapılan ve kesinleşen orman kadastrosu, aplikasyon ve 2. madde uygulaması ile 1987 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B uygulaması vardır....
Dava, kesinleşen orman tahdidine dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 06/04/1995 - 05/05/1995 tarihleri arasında ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu vardır. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve çekişmeli taşınmazın 13/05/2013 tarihli bilirkişiler tarafından düzenlenen ek rapor ve krokisinde (A) harfi ile gösterilen bölümünün orman sınırları içinde kaldığı bildirilmiş ise de, Orman Yönetimi tarafından dava dilekçesinde ve dilekçeye ekli krokide bu bölüme yönelik herhangi bir davasının bulunmadığı, mahkemece de taleple bağlı kalınarak hüküm kurulduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 09/01/2014 gününde oy birliği ile karar verildi....
Mahkemece, davanın, davalı Hazine yönünden husumet yokluğundan redine, davalı ... yönünden ise, kısmen kabulüne karar verilmiş, 432 parsel sayılı taşınmazın bilirkişi raporlarında (A) harfi ile gösterilen kısmının ifraz edilerek orman vasfıyla Hazine adına tesciline ve kararın kesinleşmesine müteakip ifraz edilen taşınmazda bulunan şerhlerin kaldırılması için müzekkere yazılmasına, parselden bakiye kalan kısmın ise tesbit gibi tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi ve davalı ... vekilleri tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kesinleşen orman tahdidine dayalı olarak açılan tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 06/02/2007 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman tahdidi ve 6831 sayılı Kanunun 2. madde uygulaması bulunmaktadır. Genel arazi kadastrosu ise, ilân edilmek suretiyle 26.04.1975 tarihinde kesinleşmiştir....
Bu sebeple, öncelikle davalı gerçek kişi tarafından çekişmeli yere ilişkin orman kadastrosuna itiraza yönelik bir dava açılıp açılmadığı mahkemece ilgili yerlerden araştırılmalı, eğer böyle bir dava var ise eldeki dava ile birleştirilmeli ve birlikte karar verilmelidir. Gerçek kişi tarafından orman tahdidine itiraza yönelik bir dava açılmamış ise dava kesinleşmiş tahdide dayalı tapu iptali ve tescil niteliğinde olduğundan, mahkemece dava konusu taşınmazın kesinleşmiş orman kadastrosuna göre konumu belirlenip buna göre karar verilmesi gerekirken hava fotoğrafı ve memleket haritasına değer verilerek yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır. (Yargıtay 20. Hukuk Dairesi, 2017/193 E. 2019/4985 K.) Yukarıda açıklanan sebeplerle mahkemece yapılan araştırmalar hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir....
Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tapu iptali ve tescil niteliğindedir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1966 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra 1985-1988 yıllarında kesinleşen orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B uygulaması vardır....
Yönetiminin kesinleşmiş orman tahdidine dayalı tapu iptali ve tescil davası açtığı, uzman orman bilirkişi tarafından kesinleşmiş orman tahdit haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada çekişmeli taşınmazın bu bölümlerinin orman sınırları içinde kaldığı belirlendiğine göre, bu bölümler yönünden de davanın kabulü gerekirken yasal olmayan gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş olması isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: 1-Yukarıda 1. Bentte açıklanan nedenlerle; davacı ... Yönetiminin çekişmeli taşınmazın (B1) işaretli bölümüne ilişkin temyiz itirazlarının reddi ile bu bölüm yönünden hükmün ONANMASINA, 2- İkinci bentte açıklanan nedenlerle; davacı ... Yönetiminin çekişmeli taşınmazın (B2) ve (B3) işaretli bölümlerine ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile bu bölümler yönünden hükmün BOZULMASINA 21.06.2011 günü oybirliği ile karar verildi....
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kesinleşen orman tahdidine dayalı tapu iptali ve tescil davası niteliğindedir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde genel arazi kadastrosu 766 sayılı Kanuna göre yapılmış ve 1970 yılında kesinleşmiştir. Yörede, 10.08.2006 tarihinde askı ilânına çıkartılarak kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Dava, orman kadastrosu kesinleştikten sonra, 07.09.2012 tarihinde açılmıştır. Mahkemece, çekişmeli taşınmazın (B) harfi ile gösterilen 1697,65 m² yüzölçümündeki bölümünün kesinleşen orman sınırları içinde kaldığı ve orman sayılan yerlerden olduğu yöntemince yapılan araştırma ile belirlendiğine göre, bu bölümün tapu kaydının iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tesciline karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak, davacı ......
Dosya kapsamından, davacı ... tarafından davalı ... aleyhinde dava konusu taşınmazla ilgili olarak Asliye Hukuk Mahkemesinde tapu iptali ve tescili davası açıldığı, mahkemece yörede orman kadastrosu çalışmaları yapıldığından bahisle görevizlik yönünde hüküm kurularak dosyanın kadastro mahkemesine gönderilmesine karar verildiği, kadastro mahkemesi tarafından ise eldeki bu davanın yine davacı ... tarafından açılan orman tahdidine itiraz davası ile birleştirildiği; bu haliyle tapu iptali ve tescili davası yönünden karşılıklı olarak verilmiş bir görevsizlik kararı bulunduğu, orman tahdidine itiraz davası yönünden ise henüz asliye hukuk mahkemesince yapılmış bir değerlendirme ve alınmış bir karar bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu olgular karşısında, orman tahdidine itiraz davası yönünden henüz görev uyuşmazlığı ortaya çıkmadığından merci tayini yönünden bir karar verilmesine gerek bulunmamakta olup, incelemenin, tapu iptal ve tescil davası ile sınırlı olarak yapılması gerekmiştir....
Mahkemece yapılan yargılama sonunda açılan davanın kısmen kabulü ile teknik bilirkişice hazırlanan rapora ekli krokide 121 ada 37 parsel sayılı taşınmazda (A) harfi ile gösterilen 6789.27 m²'lik kısım ile 121 ada 39 parsel sayılı taşınmazın ise (A) harfi ile gösterilen 88.00 m² ve (B) harfi ile gösterilen 166.24 m²'lik kısımlarının ifraz edilerek bu kısımların tapu kayıtlarının iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tesciline ve davalının bu yerlere olan vaki müdahalesinin önlenmesine ve arta kalan kısım yönünden ise açılan davanın reddi ile bu kısmın aynı parsel numarası ile davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kesinleşen orman tahdidine dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir....