WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi Dava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat Hüküm : Davanın kısmen kabulü ile 1.121,87 TL ve 30.000,00 TL nakdi kefaletin 11/01/2013-30/04/2014 tarihleri arasındaki yasal faiz tutarı kadar maddi ile 2.300,00 TL manevi tazminatın davalı Hazineden alınarak davacıya verilmesine Davacının tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Yapılan incelemeye, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak; 1-Davacının yatırmış olduğu 30.000 TL tutarındaki nakdi kefaletin 11/01/2013-30/04/2014 tarihleri arasında işleyecek yasal faizinin maddi tazminat kapsamında hüküm altına alınması gerektiği gözetilmeden, hükümde çelişki oluşturacak şekilde 11/01/2013 tarihinden itibaren 30.000 TL ye yasal...

    Kullanılan kredinin 24 ay,uzun vadeli kredi olduğu, ödeme planının davalılar tarafından kefil sıfatıyla imzalandığı; ve ayrıca imzalanmış GKS ve maddelerine de atıfta bulunulduğu görülmüş ancak bankaya kefaletin sona erdiği vs. gibi herhangi bir bildirimin yapılmadığı (aksine yönelik hiçbir bilgi ve veri dava dosyasında bulunmamaktadır.) anlaşılmıştır. Söz konusu kredinin özellikle ticari bir kredi olması, kefaletin ticari işlerde aynı zamanda GKS-Çerçeve Sözleşmesiyle de sürmesi ve iş bu sözleşme maddelerine göre bankaya herhangi bir bildirim yapılmadığı ve/veya onayının alınmadığı; ödemelerin yapılmadığı görülmüştür. İş bu sebeplerden ötürü her iki davalı yönünden kefaletin ödeme yapılana dek imzaladıkları 1.000.000 limit içerisinde devam edeceği görüşü hasıl olmuştur. Her ne kadar hesap kat ihtarnamelerinin banka tarafından GKS'de belirtilen adreslerine gönderildiği görülse de tarafların ellerine ulaşmadığı anlaşılmıştır....

      Maddesinde, bir gerçek kişi tarafından verilmiş olan her türlü kefaletin buna ilişkin sözleşmenin kurulmasından başlayarak on yılın geçmesiyle kendiliğinden ortadan kalkacağı, kefaletin on yıldan fazla bir süre için verilmiş olsa bile, uzatılmış veya yeni bir kefalet verilmiş olmadıkça kefilin ancak on yıllık süre doluncaya kadar takip edilebileceği hususları düzenlenmiş olup, bu yönde bir hükmün daha önce yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanununda mevcut olmadığı, 6101 sayılı Türk Borçlar Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'un hak düşürücü süreler ve zamanaşımı sürelerine ilişkin 5....

        Somut olayda davalı kefil, işbu davada genel kredi sözleşmesindeki kefaletin geçersiz olduğunu savunmuştur. Davacı banka vekili ise, davalının kefaletin geçersiz olduğu yönündeki iddiasını ileri sürmesinin TMK'nun 2. maddesi gereğince dürüstlük kuralına aykırı olduğunu öne sürmüştür. Yukarıda açıklandığı üzere şekil noksanlığını sonradan ileri sürmek davalı yönünden hakkın kötüye kullanılması olarak nitelendirilemez. Meğer ki davacı banka dürüstlük kaidelerine aykırılığı açıkça ortaya koyan bir halin varlığını ileri sürüp ispatlamasın. Davacı banka ilk derece yargılaması sırasında sunmuş olduğu delillerle davalı kefilin şekil şartı yokluğunu bilerek davacının kredi kullandırma iradesini sakatlamak kastı ile şekil noksanlığını yarattığını ispatlayamamıştır....

          Şti. arasında akdolunan genel kredi taahhütnamesinde müvekkilinin de kefil olarak yer aldığını, kefalet kapsamında davadışı şirketin kullanmış olduğu kredi borcunun ödendiği ve kefaletin sona erdirildiği hususu müvekkilince ihtar çekilerek davalıya bildirildiği halde, davalı banka tarafından davadışı şirkete yeniden kredi kullandırılarak oluşan kredi alacağına yönelik girişilen takip üzerine haciz baskısıyla müvekkilinden haksız şekilde 11.902,75 TL'nin tahsil olunduğunu belirterek, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL'nin avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; akdolunan kredi sözleşmesi kapsamında davadışı şirkete birden fazla kredi kullandırıldığı, davacı yanca kefaletin sona erdirildiğinin bildirildiği tarihte halen kredi borcunun bulunduğunu bildirerek davanın reddini savunmuştur....

            LTD.ŞTİ ile ile yine dava dışı...A.Ş arasında 30/09/2010 tarihli GKS imzalandığı, davacının anılan GKS de müşterek müteselsil kefil olarak imzasının bulunduğu, davacı taraf her ne kadar kefaletin geçersiz olduğunu savunmuş ise de kefaletin türü, miktarı, el yazısı ile yazılmış olması hususları ve kefalet sözleşmesinin yapıldığı tarih itibari ile yürürlükte bulunan mevzuat hükümleri incelendiğinde kefaletin geçerli olduğu, davacının GSK ve kefalet sözleşmesi yapıldığı dönemde asıl borçlu şirketin müdürü olduğu, kefaletin şahsi olmadığına ilişkin bir ibarenin ne GKS ne de kefalet sözleşmesinde yer almadığı, bu nedenle davacının borçtan sorumlu olacağı, bunun dışında davacı tarafça imzanın inkar edilmediği, dava dilekçesinde kat ihtarının adreslerine ulaşmadığına ilişkin bir iddia bulunmadığı, kaldı ki ihtarnamenin Tebligat Kanunu 21/2 ye göre davalıya tebliğ edildiği, bilinen farklı bir son adresin bulunduğu hallerde doğrudan mernis adresine tebligat çıkarılamayacağı, dava dışı bankanın...

              Hukuk Dairesinin 22/02/2018 tarih ve 2017/2397 esas, 2018/324 karar sayılı kararı ile özetle; ipoteğin kaldırılmasına yönelik talep bakımından 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 4. maddesi uyarınca Aile Mahkemesinin görevli bulunduğu, kefaletin eş rızası bulunmadan yapıldığı gerekçesiyle iptali istemi bakımından ise Türk Borçlar Kanununun 584'ncü maddesinden kaynaklanan dava ve işlerde aile mahkemelerine kanunla verilmiş bir görev bulunmadığından genel mahkemelerin görevli olduğu gerekçesiyle Mahkememiz kararının kaldırılmasına karar verilmiştir. Yukarıda anılan kaldırma kararı üzerine kefaletin iptaline yönelik talebin tefriki ile ayrı esasa kaydı yapılmış, ipoteğin kaldırılmasına yönelik talep bakımından ise aile mahkemesi sıfatıyla yargılamaya devam edilmiştir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İtirazın iptalı Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı itirazın iptali davasına dair karar davalılar tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, kira sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili dava dilekçesinde; Ödenmeyen aidat, su ve doğalgaz borçları nedeniyle davalı kiracı ve kefil aleyhine icra takibi başlatıldığını davalı borçluların haksız yere borca itiraz ettiklerini belirterek itirazın iptali ile takibin devamına, asıl alacağın %20 sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir. Davalılar vekili, davanın reddini savunmuştur....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü....

                  nun borca şahsen icra kefili olduğu anlaşılmıştır.Şikayetçi icra kefili, 24.03.2015 tarihli icra kefalet işleminin ve aynı tarihli borç ödeme taahhüdünün geçersiz olduğunu ileri sürerek, anılan işlemlerin ve icra emrinin iptali istemi ile icra mahkemesine başvurmuş, mahkemece şikayetin kabulü ile şikayetçinin icra kefaletinin ve adına düzenlenen icra emrinin iptaline karar verilmiştir.İcra kefaletinin geçersizliği nedeniyle iptali istemi, yargılamayı gerektirmesi nedeniyle genel mahkemede ileri sürülebilecek bir husus olup, şikayet yoluyla icra mahkemesine başvurularak iptali talep edilemez.Ancak, İİK'nun 38.maddesi uyarınca icra dairesindeki kefaletler, müteselsil kefalet niteliğinde olup, ilamların icrası hakkındaki hükümlere tâbidir. Buna göre, ilamlı icra takibine konu edilebilmesi, bir diğer ifade ile icra kefiline icra emri tebliğ edilebilmesi için, icra kefaletinin yasada öngörülen şekil şartlarına uygun olarak yapılmış olması gerekir....

                    UYAP Entegrasyonu