Ne var ki, Kanun’da ölü kişiye karşı dava açılması hâlinde nasıl davranılacağı gösterilmemiştir. Kural olarak ölü kişi adına ve ölü kişiye karşı dava açılması olanağı bulunmamaktadır. Aynı şekilde kural olarak ölü kişi aleyhine dava açılması durumunda davanın mirasçılara yöneltilmesine de olanak yoktur. Zira yukarıdaki açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, ölü kişinin taraf ehliyeti bulunmamaktadır. Esasen dava açarken davacıdan davalının bu ehliyet durumunu araştırması beklenir. Ne var ki davacının, davalının ölü olduğunu bilmemesi kimi zaman hataya dayalı olabilir. Nitekim HMK’nın 124’üncü maddesinde; “ Bir davada taraf değişikliği, ancak karşı tarafın açık rızası ile mümkündür. Bu konuda kanunlarda yer alan özel hükümler saklıdır. Ancak, maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebi, karşı tarafın rızası aranmaksızın hâkim tarafından kabul edilir....
VE ARKADAŞLARI DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL KANUN YOLU : TEMYİZ Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Temyiz incelemesi sırasında dosya içerisinde bulunmadığı anlaşılan; 16.04.2007 yılında yapılan kadastro sırasında çekişmeli 148 ada 51 parsel sayılı taşınmazın tespit tutanağında ölü olduğu belirtilen ...den olma 01.01.1979 doğumlu ...TC. Kimlik Numaralı ...'in açık nüfus aile kayıt tablosunun, varsa veraset ilamının getirtilmesi, ayrıca şahsın sağ olup olmadığı, ölü ise mirasçılarının tespiti için zabıta araştırması yapılması, tespit edilen duruma göre kararın kendisine veya mirasçılarına tebliğ edilerek temyiz süresinin beklenmesi, bundan sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi için dosyanın Mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 31.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi. ....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmazın tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı idare vekili yönünden verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R – Dava konusu taşınmazın tapu maliklerinden...davalılar arasında gösterilmediği gibi davalılar ile arasındaki hukuki ilişkiyi sağlayan veraset ilamı da dosyada bulunmamaktadır. ...’ın ölü olup olmadığı araştırılarak sağ ise kendisine, ölü ise veraset ilamı temin edilerek mirasçılarına, mahkemenin gerekçeli kararı ve davacı idarenin temyiz dilekçesi tebliğ edildikten ve temyiz süresi de beklendikten, Sonra, birlikte gönderilmek üzere dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 28.06.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Mahkemenin gerekçeli kararın tebliğine ilişkin olarak tapu kayıt maliklerinden davalı ...'a çıkarılan tebligat parçasında davalının ölü olduğu belirtildiğinden adı geçen davalının sağ olup olmadığı tespit edilerek, ölü ise mirasçılarını belirtir veraset ilamı ilgilisinden temin edilerek mirasçılarına mahkemenin gerekçeli kararı ile davacı idarenin temyiz dilekçesi tebliğ edilip temyiz süresinin beklenmesinden sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi için dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 17.06.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
a mahkemenin gerekçeli kararının tebliğ edilemediği ve Nüfus Müdürlüğünün yazısından da iki ayrı ... olduğunun bildirildiği görülmüş, yine dinlenen davalı ... da ...'ın ölü olduğunu söylemiş olmakla davalı ... sağ ise kendisine, ölü ise mirasçılarına mahkemenin gerekçeli kararı tebliğ edilerek temyiz süresi de beklendikten sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi için dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 03.05.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
e ait olduğunun tespit edilemediği bildirilmiştir. Dairenin geri çevirme kararından sonra dosyaya konulan nüfus kayıtlarına göre; baba olduğu iddia edilen ...'ın... Köyü nüfusuna kayıtlı iken 1940 yılında ... Köyüne naklen gittiği, bu hanede 1899 doğumlu...adında çocukları olduğu, 1978 yılında ise yine ...Haneye naklen gittiği, nüfus kaydının ölüm araştırması nedeni ile kapalı olduğu, bu kayıtlarda geçen ...'ın ... T.C. nolu olup, davacı ... tarafından verilen dilekçede de ...'ın babası olarak bildirilen kişinin yukarda bahsedilen ... olduğunun doğrulandığı görülmüştür. Nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkin bu davada, mahkemelerin hiç bir kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın doğru sicil oluşturmak zorunluluğu bulunduğu gözetilerek, somut olayda mahkemece sadece taraflar ve tanık beyanları ile yetinilmeyip re'sen yapacağı araştırma sonucu da elde edeceği kanıtlara göre, ve olayda hukuku etkilenecek olan ...'...
Böyle bir dava sonucunda, kaydının düzeltilmesi istenen kişinin, o tarihe kadar kayıtlı olduğu haneden çıkıp, başka bir haneye tescil edilecek olması da, davayı soybağı davası haline dönüştürmez. Bu nedenle yukarıda gösterilen yasal düzenlemeler dikkate alındığında davacının annesinin .... olup......'un anne ve babası olmadığı yönündeki talebi, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesi kapsamına giren nüfus kaydının düzeltilmesi davası olup, asliye hukuk mahkemesi görev alanında kalmaktadır. İkinci talebi olan; ....'in, davacının gerçek babası olduğunun tespiti ise babalık davası niteliği ile aile mahkemesinin görevi kapsamındadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Y A R G I T A Y K A R A R I Dava, nüfus kaydında sağ gözüken ... 'un ölü olduğunun tesbiti istemine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 2.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 2.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 05.05.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Bu yasanın uygulanması ile ilgili çıkartılan Taşınmaz Malların Sınırlandırması Tesbit ve Kontrol İşleri Hakkındaki Yönetmeliğin Tapuda Kayıtlı Taşınmazların Tesbiti Başlıklı 9. maddesinde gerekli araştırma ve karşılaştırma yapılmasını takiben malikin ölü olduğunun saptanması halinde, tespitin yine kayıt maliki adına yapılıp malikinin ölü olduğunun kadastro tutanağının edinme sebebinde açıklanıp beyanlar hanesinde gösterilmesi öngörülmüştür. 3402 Sayılı Kadastro Yasasının 29. maddesinde husumetin yöneltilmesinde pasif dava ehliyeti yönünden bir belirsizliğin bulunduğu aşikardır. Ancak; yasanın bütünü içerisinde anılan 29. maddesine amaçsal yazımla yaklaşılması halinde, yasa koyucunun dava dilekçesinde adına tesbiti yapılan ve ölü olduğu anlaşılan kayıt malikinin ismi yanına salt mirasçıları sözcüğünün eklenmemiş bulunmasının davanın husumet yönünden reddi için yeterli sayılamayacağı kabul edilmelidir" görüşlerine yer verilmiştir....
Mahkemece, resmi kayıtlarda murisin ne zaman öldüğünün, anne baba adının, tüm mirasçılarını gösterir şekilde nüfus kayıtlarının bulunmadığı, talepte bulunanın kesin ve inandırıcı bir delille de mirasçı ile muris arasında mirasçılık bağını kuramadığı, davacının davasını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 29. maddesi hükmünde; bir kimsenin sağ veya ölü olduğunu veya belirli bir zamanda ya da başka bir kimsenin ölümünde sağ bulunduğunu ileri süren kimsenin iddiasını ispat etmek zorunda olduğu, TMK'nin 30. maddesinde doğum ve ölümün nüfus sicilindeki kayıtlarla ispat olunabileceği, nüfus kütüklerinde kayıt bulunmaması veya bulunan kaydın doğru olmadığının anlaşılması halinde gerçek durumun her türlü delille kanıtlanabileceği açıklanmıştır. Hukukumuzda çekişmeli yargıya tabi davalarda "Taraflarca hazırlama ilkesi" geçerlidir....