Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

, kayyım kararının kaldırılmasını veya menfaat çatışması bulunan kayyımın değiştirilmesini talep etmiştir....

GEREKÇE : Dava velayetin kaldırılması talebinden ibarettir. HMK 355.md.gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı ve kamu düzenini ilgilendiren konularda re'sen inceleme yapılmıştır....

GEREKÇE : Dava velayetin kaldırılması talebinden ibarettir. HMK 355.md.gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı ve kamu düzenini ilgilendiren konularda re'sen inceleme yapılmıştır....

Anılan yasanın 477/2. maddesinin amir hükmüne göre de; yönetim kayyımlığı, kayyımın atanmasını gerektiren sebebin ortadan kalkması veya kayyımın görevden alınmasıyla sona erer. Kayyımın görev süresini vesayet makamı belirler (MK.madde 458). Bu düzenlemelerden şu sonuca ulaşmak mümkündür: Geçici/arızi bir durum olan bu tedbirler, gerektirici sebeb ortadan kalktığında yasal düzenlemede açıkça belirtilmişse kendiliğinden sona erer. Aksi halde ihbari mahiyette de olsa tedbiri va'zeden merciin kararı ile kaldırılması gerekir. TMK'nın 477/2. maddesinde de kayyımın atanmasını gerektiren sebebin ortadan kalkması ile yönetim kayyımlığının kendiliğinden sona ereceğine dair bir düzenlemeye yer verilmemiş olduğundan, bu hususta yetkili vesayet makamından yani kayyımı atayan merciden bir karar alınması zorunludur....

    Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa sözleşmesinin 4. ve 9. maddeleri ve Türk Medeni Kanununun 426/2. maddesi gereğince küçükleri davada temsil etmek üzere kayyım atanması için vesayet makamına ihbarda bulunulması, açılan davanın sonucunun beklenilmesi, çocuğu temsilen kayyımın davaya katılımının sağlanarak, gösterdiği takdirde delillerin toplanıp sonucu uyarınca bir karar verilmesi gerekirken, bu yön üzerinde durulmadan yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. 2-Kabule göre de; Mahkemece hakkında velayetin kaldırılması yönünde karar verilen küçüğe vasi atanması için yetkili vesayet makamına (Sulh Hukuk Mahkemesi) ihbarda bulunulmasına karar verilmemesi doğru görülmemiştir....

      NUMARASI: 2020/592 Esas DAVA: Ticari Şirket - Fesih İstemli Taraflar arasındaki asıl dava şirketin fesih ve tasfiyesi, davalının münferit yetkisinin tedbiren kaldırılması- karşı dava şirketin fesih tasfiyesi, davalının TTK 630/2-3 maddesi uyarınca tedbiren müdürlük yetkisinin kaldırılması davasının yapılan yargılaması sırasında duruşma ara kararıyla verilen kayyım atanması ve ücretinin yatırılmasına ilişkin ara kararın davacı-karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. İLK DERECE MAHKEMESİ 23.02.2021 tarihli Ara Kararında özetle "...Somut olayda, tarafların davalı ...Ltd....

        Kayyım ilknur'un, yargılama sırasında 23.7.2002 tarihinde vefat ettiği temyiz dilekçesinde bildirilmiş ve kayyımın vefatına ilişkin İzmir Barosu Dergisinin Ekim 2002 sayısının fotokopisi sunulmuştur. Vasilik görevi, vasinin ölümü ile sona erer. (TMK. md. 479/1) Türk Medeni Kanununun vasi hakkındaki hükümleri aksi belirtilmedikçe kayyım hakkında da uygulanır. (TMK. md. 403/son) Şu halde, kayyımın ölümü ile de kayyımlık görevi sona erer. Kayyımın ölümü ile vekalet ilişkisi, de sona ermiştir....

          e 25.08.2010 tarihinde tebliğ edildiği, kayyımın da 31.08.2010 tarihinde temyiz dilekçesini hakime havale ettirip kaleme getirdiği sabittir. Kalem personelinin bilgisi olmaksızın bu dilekçenin dosyaya intikali mümkün olmadığına göre kayyımdan temyiz harcı talep edildiği halde ödenmediği kabul edilemez. Temyiz dilekçesinin temyiz defterine kayıt edilmesinden kalem personeli sorumlu olup, bu görevini yerine getirmemesinin sonuçlarına kayyımın katlanması beklenemez. O halde kayyımın süresinde temyiz dilekçesi verdiğinin kabulü gerekir. Temyiz harcının mahkeme kalemince hesaplanıp kayyımdan tahsili için muhtıra çıkarılması, yatırıldığı takdirde dosyaya makbuzun eklenip gönderilmesi, süresinde yatırılmadığı takdirde Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 434/3, 432/son maddesi gereğince temyiz talebinin reddine karar verilmesi, ret kararının temyizi halinde dosyanın gönderilmek üzere mahalli mahkemesine İADESİNE oybirliğiyle karar verildi.13.09.2012 (Per.)...

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm kayyımın şahsına yönelik olarak temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Türk Medeni Kanununun 431. maddesi uyarınca vasi tayinindeki usul kayyım için de uygulanır. Türk Medeni Kanununun 422. maddesi gereğince vasinin sıfatına karşı yapılan itirazları veya vasinin ileri sürdüğü kaçınma sebeplerini (özürleri) inceleme görevine ilişkin hükümlerin, kayyımın şahsına yapılan itirazın ya da kaçınma sebeplerinin incelenmesinde de gözetilmesi zorunludur. Vesayet makamının itirazı ret etmesi halinde itirazı denetim makamının incelemesi gerekir....

              Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz, kayyımın şahsına yapılan itiraz niteliğindedir. Türk Medeni Kanununun 431. maddesi uyarınca vasi tayinindeki usul kayyım içinde uygulanır. Türk Medeni Kanununun 422. maddesi gereğince vasinin sıfatına karşı yapılan itirazları veya vasinin ileri sürdüğü kaçınma sebeplerini (özürleri) inceleme görevi ile ilgili hükümlerin kayyımın şahsına yapılan itirazın ya da kaçınma sebeplerinin incelenmesinde de gözetilmesi zorunludur. Vesayet makamının itirazı ret etmesi halinde itirazı denetim makamının incelemesi gerekir. Türk Medeni Kanununun 397. maddesinde belirtilen denetim makamı görevi; asliye hukuk mahkemesine aittir (5133 S.K.m.2-3, TMK.m.397/2). Öyle ise kayyımın şahsına yönelik itiraza ilişkin dilekçenin açıklanan kurallar çerçevesinde değerlendirilip itirazın denetim makamınca incelenmesi ve bu konuda kesin bir karar verilmesi için dosyanın mahkemesine İADESİNE, 14.05.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                UYAP Entegrasyonu