Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalıların 23.11.2016 tarihli dilekçe ile temyizden feragat etmesi karşısında, davacının temyizinin katılma yoluyla temyiz niteliği taşımadığı anlaşıldığından, davacı vekilinin katılma yoluyla temyiz talebinin REDDİNE, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 06.07.2017 gününde oybirliği ile karar verildi....

    Avukatınca ve katılma yoluyla da davalı A.. A.. avukatınca kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya incelendi, gereği konuşuldu. K A R A R 1-Davalı A.. A.. avukatınca katılma yolu ile Karar Düzeltme isteminde bulunulmuş ise de, HUMK 442/2 maddesine göre, katılma yoluyla karar düzeltme hakkı sadece karşı tarafa verilmiş olmakla; davalı A.. A..'nin, diğer davalının verdiği karar düzeltme dilekçesi nedeniyle katılma yoluyla karar düzeltme talebinde bulunamaz, anılan davalının dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. 2-Temyiz ilamında belirtilen gerektirici nedenler karşısında usulün 440. Maddesinde sayılan nedenlerden hiçbirisine uygun olmayan davalı D.. A... vekilinin karar düzeltme isteğinin reddi gerekmiştir. SONUÇ: (1) numaralı bentte açıklanan nedenle, davalı A.. A..'nin katılma yoluyla verdiği karar düzeltme dilekçesinin reddine, (2) numaralı bent gereğince davalı D.....

      O halde, söz konusu katılma yolu ile temyiz dilekçesi, kararı veren mahkemeye bir başka mahkeme kanalı ile gönderildiğine göre, gönderildiği yer mahkemesinin muhabere defterine kayıt edilip edilmediğinin ilgili mahkemeden sorulup tespiti; on günlük katılma yolu ile temyiz süresi içinde temyiz, muhabere veya esas defterlerinden birine kayıt edilmiş ise, harcın tamamlattırılması, harç tamamlanmadığı takdirde ise katılma yoluyla temyiz isteği konusunda Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu md. 434/3 uyarınca bir karar verilmek ve dosyanın bu işlemler tamamlandıktan sonra gönderilmek üzere mahalli mahkemesine İADESİNE oybirliğiyle karar verildi. 14.04.2014 (Pzt.)...

        'ın yargılama aşamasında sanıktan şikayetçi olup katılma talebinde bulunduğu, ancak müşteki ... 'ın soruşturma aşamasında sanıktan şikayetçi olmadığı gerekçesi katılma talebinin reddine karar verildiği anlaşılmış ise de, takibi şikayete bağlı olmayan hayati tehlike geçirecek nitelikte kasten yaralama suçu yönünden soruşturma aşamasında şikayetçi olunmamasının yargılama sırasında davaya katılmaya engel teşkil etmeyeceği, bu itibarla katılma talebinde bulunan ve süresinde temyiz dilekçesi verip kararı temyiz ederek katılma iradesini gösteren müşteki Murat ve vekilinin 5271 sayılı CMK'nin 260/1. ve 237/2. maddeleri uyarınca hükmü temyize hakkı bulunduğu anlaşılmakla; kamu davasına katılma taleplerinin kabulüne karar verilerek yapılan incelemede, 1) Soruşturma aşamasında dinlenilen tanık ...'...

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hırsızlık, mala zarar verme, işyeri dokunulmazlığını bozma HÜKÜM : Beraat Dosya incelenerek gereği düşünüldü; 1-Sanıklar ..., ... hakkında hırsızlık,mala zarar verme ve işyeri dokunulmazlığını bozma suçlarından kurulan hükümlere yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde, Müştekinin 25.06.2013 tarihli celsede davaya katılma talebinde bulunmasına karşın davaya katılma talebi hakkında olumlu yada olumsuz bir karar verilmemiş ise de müştekinin 11.07.2013 tarihli celsede sanıklar ... ve ... haklarındaki şikayetinden vazgeçtiğini belirtmesinin katılma talebini hükümsüz kılacağından, hükümleri temyiz yetkisi bulunmayan müştekinin temyiz isteğinin 1412 sayılı CMUK'nın 317. maddesi gereğince isteme aykırı olarak REDDİNE, 2-Sanıklar ...,......

            Somut olayda davalı vekilinin hükmü temyiz etmemiş sayılmasına dair verilen ek karar temyiz edilmeksizin kesinleştiğine göre davacı vekilinin katılma yolu ile temyiz isteminin de temel dayanağı ortadan kalkmış olduğundan davacı vekilinin katılma yolu ile temyiz isteminin de reddine karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin katılma yolu ile temyiz isteminin REDDİNE, davacının yatırdığı peşin harcın istek halinde iadesine, 22.01.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              Somut olayda davalı vekilinin hükmü temyiz etmemiş sayılmasına dair verilen ek karar temyiz edilmeksizin kesinleştiğine göre, davacı vekilinin katılma yolu ile temyiz isteminin de temel dayanağı ortadan kalkmış olduğundan davacı vekilinin katılma yolu ile temyiz isteminin de reddine karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin katılma yolu ile temyiz isteminin REDDİNE, davacının yatırdığı peşin harcın istek halinde iadesine, 07.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Kaçakçılığa konu eşyayı bu özelliğini bilerek ticari amaçla satmak HÜKÜM : Hükümlülük, müsadere Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü; Müşteki gümrük müdürlüğünün katılma kararı kaldırılmak suretiyle katılma talebi mahkemece reddedildiği anlaşılmakla; 5271 sayılı CMK.nun 260. maddesi gereğince, katılma isteği reddedilenler için kanun yollarının açık olduğu gözetilip, aynı kanunun 237/2. maddesi uyarınca suçtan zarar gören Gümrük Müdürlüğünün katılma talebinin kabulüyle davaya katılmasına, vekilinin de katılan vekili olarak kabulüne karar verilerek yapılan incelemede; 1-Sanığın mahkûmiyetine karar verildiği halde davaya katılan ... lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmemesi, 2- Suçtan doğrudan doğruya zarar görmeyen ve katılma hakkı bulunmayan Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu...

                  lehine katılma alacağı talebi yönünden, mal rejiminin son bulduğu tarihten sonraya denk gelen bireysel kredi taksit ödemeleri boşanma dava tarihi itibari ile mal paylaşımına konu edilemeyeceğinden, davacının evlilik birliği dönemine ait katılma alacağı olduğu sonucuna varılarak, bilirkişi raporları da dikkate alınarak, davacı tarafça açılan katılma alacağı davasının kabulü ile 23.166,75 TL katılma alacağının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir....

                  Temyiz Sebepleri Davacı vekili, müvekkilinin katılma alacağının eksik ve hatalı hesaplandığını, müvekkilinin miras payından kaynaklı alacağının hesaplanmadığını, değer artış payı alacağı talebinin reddinin de hatalı olduğunu, müvekkilinin gelirinin muris eşten fazla olduğunu, katılma alacağı dışında değer artış payı alacağı olduğunu, faiz başlangıcının da hatalı olduğunu belirterek hükmün bozulmasını talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, alacak miktarı, faiz, ispat noktasında toplanmaktadır. Dava, ölüme bağlı mal rejiminin tasfiyesi ile değer artış payı ve katılma alacağı istemine ilişkindir. 2....

                    UYAP Entegrasyonu