Şöyle ki; tarafların boşanma dava dosyasındaki imzalı beyanlarında ‘...katkı payı alacağı talebim yoktur...’ şeklinde olup ayrı bir anlaşmalı boşanma protokolü düzenlenmemiş, gerekçe ve hükümde de katkı payı alacağına yönelik hüküm bulunmaktadır. Diğer yandan, feragatin somutlaştırılmış bir hak ile ilgili kayıtsız ve şartsız, herhangi bir kuşkuya yer vermeyecek biçimde açık olması gerekir. Bu durumda, boşanma davasındaki duruşmada davacının "..katkı payı alacağı talebim yoktur..." şeklindeki beyanı sadece katkı payı alacağına ilişkin olup artık değere katılma alacağı yönünden de feragat olarak kabul edilmesi mümkün değildir. O halde yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuş, bozmayı gerektirmiştir. VI....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Açılan dava evlilik birliğinin temelden sarsılması nedeni ile anlaşmalı boşanma davasıdır. Resen kamu düzenini ilgilendiren haller ile tarafların istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; Mahkemenin 3 nolu hükmü; Tarafların mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklı katılma alacağı, katkı payı ve değer artış payı alacağını aldıklarını, hiçbir isim adı altında alacaklarının bulunmadığı ve ilerde bu konuda anlaşmazlık çıkması konusunda dava açma haklarının saklı olduğunun tespitine şeklinde yazılmıştır. Oysa protokolün 2 nolu hükmü; "Tarafların birbirinden edinilmiş mallara katılma rejiminden ötürü doğmuş/doğacak tüm alacaklardan yani katılma alacağı, katkı payı alacağı, değer artış payı alacağı v.s. ile ilgili TMK hükümleri geçerli olup bu konuda iş bu protokolde bir düzenleme bulunmamaktadır. İlerde bu konuda anlaşmazlık çıkarsa dava açma hakları saklıdır." şeklinde....
Davacı vekili 22/02/2021 tarihli dilekçesi ile; dosya kapsamında bilirkişi Semra Canpolat tarafından tanzim edilen kök ve ek raporlarda müvekkilinin davalı taraftan ziynet alacağı, maaş katılma alacağı, 34 XX 436 plakalı araç yönünden katılma alacağı, 34 XX 642 plakalı araç yönünden değer artış payı alacağı ve 34 XX 642 plakalı araç yönünden katılma alacağı, Elazığ’da bulunan taşınmaz yönünden değer artış payı alacağı kalemleri bakımından toplam alacaklarının 219.062,00 TL olarak tespit edildiğini, dava dilekçesinde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 25.000,00 TL olarak talep edilen katkı payı alacak kalemlerinin, bilirkişi tarafından 62.547,22 TL ziynet alacağı, 34 XX 642 plakalı vasıta yönünden 13.500,00 TL değer artış payı alacağı, Elazığ ilindeki taşınmaz yönünden 71.400,00 TL değer artış payı alacağı toplamda 147.447,00 TL olarak tespit edildiğini, buna göre katkı payı alacak taleplerini 122.447,00 TL arttırdıklarını, dava dilekçesinde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak...
artış payı alacağı yönünden talepten fazlaya hükmedilmiş olması da doğru değildir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Katılma, Değer Artış Payı Alacağı ve Ziynet Alacağı Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Davacı ... vekili, evlilik birliği içerisinde davalı adına tapuya arsa olarak kayıtlı üzerinde tek katlı bina bulunan taşınmazın satın alındığını, tarafların birlikte oturacağı ikinci katın davacının babasının bizzat yapımında çalışması ve davacıya ait altınların bozdurulması ile yapıldığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 11.000,00 TL katılma ve katkı alacağı ile evlenirken takılan ziynet eşyaları yönünden 16.000,00 TL alacağın faizleriyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir....
Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirmeyi yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir (6100 sayılı HMK 33. m). İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, değer artış payı alacağı isteğine ilişkindir. Değer artış payı alacağı; eşlerden birinin diğerine ait malın edinilmesine, iyileştirilmesine veya korunmasına hiç ya da uygun karşılık almaksızın esaslı katkıda bulunması durumunda, tasfiye sırasında bu malda meydana gelebilecek değer artışı için katkısı oranında sahip olduğu alacak hakkıdır (4721 sayılı TMK 227 m). Denkleştirme (TMK 230 m) hariç, tasfiyeye konu malvarlığında katkı tarihine göre değer kaybı söz konusu ise, katkının başlangıçtaki değeri esas alınır (TMK 227/1 m). Böyle bir malın daha önceden elden çıkarılmış olması halinde hakim, diğer eşe ödenecek alacağı hakkaniyete uygun olarak belirler (TMK 227/2 m)....
Davacı kadın vekilinin tasfiye konusu malların değerine yönelik temyiz itirazlarının incelemesinde; somut olayda, İlk Derece Mahkemesince taşınmaz yönünden değer artış payı ve katılma alacağının tahsili ile araç yönünden talebin reddine karar verildiği, işbu kararın davacı kadın vekili tarafından sadece taşınmaz yönünden hükmedilen değer artış payı alacağı ve reddedilen araç yönünden istinaf edildiği anlaşılmakla, Bölge Adliye Mahkemesince tasfiye konusu taşınmaz ve araç yönünden yukarıda izah edilen ilkeye aykırı şekilde, karar tarihinden (20.10.2022) yaklaşık dört yıl önceki, taşınmaz ve aracın 18.01.2018 tarihinde belirlenen güncel değerlerine göre değer artış payı alacağının hesaplanması doğru olmamıştır....
Dosya içeriğine, toplanan delillere, tarafların çalışma kayıtlarına, kooperatif üyelik ve ödeme belgelerine göre davacının 743 sayılı TKM döneminde yapılan ödemeler için katkı payı alacağının, 4721 sayılı TMK döneminde yapılan ödemeler için ise değer artış payı ve katılma alacağının bulunduğu anlaşılmaktadır. Buna göre 1993 ila 1997 yıllarında hemşire olarak çalışan davalının gelir kayıtları dosya arasına getirtilmeli, tarafların evlilik tarihinden TMK'nın yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar ilgili kooperatife yapmış oldukları ödemelerdeki oran belirlenmelidir. Her iki eşin 01.01.2002 tarihine kadar yaptığı ödemelerin bu tarihten sonraki döneme kişisel malı olarak geçeceğinin kabulü ile tarafların değer artış payı ve katılma alacağının bilirkişi marifetiyle belirlenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır....
Hal böyle olunca, mahkemece yapılması gereken iş; uyulan bozma ilamına uygun şekilde 12 nolu bağımsız bölümle ilgili değer artış payı alacağı hesabını içeren 14.07.2016 havale tarihli raporu dikkate alarak, davacı lehine yalnızca değer artış payı alacağı hakkı bulunduğundan raporda hesaplanan değer artış payı alacağı ile ilgili hüküm kurmak olmalıdır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeplerle 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA; davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının yukarıda 1. bentte gösterilen sebeplerle reddine, HUMK'un 440/I. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 13.03.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
Davacı vekili dava dilekçesinde dava konusu taşınmazın edinilmesi sırasında kendi kişisel malları ile katkı sağladığını ileri sürerek katılma alacağı yanında değer artış payı alacağı (Katkı payı alacağı) isteğinde bulunmadığına göre; 19.4.2007 tarihli cevaba cevap dilekçesinde dava konusu mal varlığının edinilmesinde kişisel malları ile katkı sağladığına ilişkin iddiasına değer verilemez. Diğer bir anlatımla mahkeme usulüne uygun bir biçimde açılmış ve harçlandırılmış değer artış payı alacağına ilişkin bir dava ve istek bulunmadan davacının dava konusu taşınmazın edinilmesinde katkısı bulunduğu görüşünden hareketle yazılı biçimde davanın kabulüne karar verilemez....