Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, 2010/1537 esas sayılı dosya yönünden, davanın kabulüne, davacının davalı adına kayıtlı 7495 ........de bulunan taşınmazda katkı payı alacağı nedeniyle 54.164,50-TL'nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, davalı ... uhdesinde bulunan 100.000-TL'nin davacı ...'in edinilmiş ........ı olması nedeni ile bu paranın yarısı olan 50.000-TL'nin davalı tarafından davacıya iadesine, fazlaya dair istemin reddine, birleşen 2011/62 esas sayılı dosya yönünden, 304 ada 67 ........deki 16 nolu bağımsız bölümün karşı davalı ...'in kişisel ........ı olması nedeniyle karşı davacı ...'in katılma alacağı talebinin reddine, karşı davalı ...'in kişisel ........ı olup 2002-2009 döneminde zararda olup kar payı da bulunmadığı görüldüğünden ........Tic.Ltd.Şti.nde karşı davacı ...'in katkı payı ve katılma alacağı talebinin reddine, karşı davacı uhdesinde bulunan 100.000-TL'nin karşı davalı ...'...

    İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, artık değere katılma alacağı isteğine ilişkindir. Tasfiyeye konu taşınmazın, bedelinin tamamının ya da bir kısmının kredi ile karşılanması durumunda, kredi veren kuruluşa yapılan geri ödemelerin isabet ettiği dönemden, miktarından ve taksit sayısından hareketle mal rejiminin tasfiyesi sonucunda eşlerin alacak miktarları belirlenir. 4721 Sayılı TMK'nin 202/1. maddesi gereğince edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde yapılan ödemelerde, eşler lehine değer artış payı ve/veya artık değere katılma alacağı hakları doğabilecektir. Kredi borcu ödemelerinin bir kısmının mal rejiminin devamı süresince, bir kısmının da daha sonraki tarihlerde yapılmasında, mal rejiminin geçerli olduğu dönemin sonrasına sarkan ödemeler, dava konusu taşınmazın borcu kabul edilerek tasfiye gerçekleştirilir....

      Ne var ki davacı dava dilekçesinde bu taşınmazdan bahsetmekle birlikte yukarıda açıklandığı üzere talebini katılma alacağı ile sınırlamıştır. HUMK.nun 74 (HMK 26) maddesi gereğince hakim taleple bağlı olup, katkı payı alacağına ilişkin usulüne uygun açılmış bir dava ve istek bulunmamaktadır. Davacı katkı payı alacağı için 10 yıllık zamanaşımı süresi içinde ayrı bir dava açma imkanına sahiptir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Katkı Payı ve Katılma Alacağı Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Davacı ... vekili, evlilik birliği içinde edinilen taşınmazlar ve araç nedeniyle 2.700,00 TL alacağın tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili 11.07.2016 tarihli dilekçesi ile talep miktarını artırarak toplam 13.600,00 TL alacağın tahsilini talep etmiştir. Davalı ... vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1....

          değer, bunun yarısı 107.032,42 TL katılma alacağı olacaktır....

            Şöyle ki, bozma ilamında, davacı lehine 1054 ada 14 parselde 12 nolu bağımsız bölüm yönünden sadece değer artış payı alacağına hükmedilmesi gerektiği belirtildiği halde; Mahkemece, hükme esas alınan 14.07.2016 havale tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda bozmaya aykırı şekilde değer artış payı alacağı yanında artık değere katılma alacağına da karar verilmesi doğru olmamıştır. Hal böyle olunca, mahkemece yapılması gereken iş; uyulan bozma ilamına uygun şekilde 12 nolu bağımsız bölümle ilgili değer artış payı alacağı hesabını içeren 14.07.2016 havale tarihli raporu dikkate alarak, davacı lehine yalnızca değer artış payı alacağı hakkı bulunduğundan raporda hesaplanan değer artış payı alacağı ile ilgili hüküm kurmak olmalıdır....

              Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Dava, aynen taksim, mümkün olmaması halinde katkı payı, değer artış payı ve katılma alacağı istemine ilişkindir. 2....

                İlk Derece Mahkemesince davalının ayni ödeme talebinin ödeme aşamasında dikkate alınabileceği, mahkemece bu yönde bir hüküm kurulamayacağı gerekçesiyle reddine karar verildiği, davalının istinaf talebi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince davalının ayni ödeme talebinin icra aşamasında tarafların karşılıklı anlaşmasıyla mümkün olabileceği, bu konuda mahkemece karar verilmesinin mümkün olmadığı, bu talebin yasal dayanağı bulunmadığı gerekçesiyle bu yöndeki istinaf talebinin de reddine karar verilmiş ise de bu görüşe katılma imkanı yoktur. Mal rejimi sona erdiğinde eşlerin ya da mirasçılarının tasfiye davası sonucunda katkı payı, değer artış payı ve artık değere katılma alacağı hakları doğar. Kural olarak, eşlerden birine ait mal varlığında, diğer tarafın mülkiyet veya başka ayni hak talebi söz konusu olamaz....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Katkı Payı Alacağı ... (...) ile ... aralarındaki katkı payı alacağı davasının reddine dair ....Aile Mahkemesinden verilen 29.05.2008 gün ve 484/307 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Davacı ... (...) vekili, vekil edeninin de evlilik birliği içinde aile bütçesine katkıda bulunmak için çalıştığını ve davalının edinilen malların tüm parasını üzerine geçirdiğini, davalıya ait yargılama sırasında belirlenecek malvarlığı üzerinde fazlaya dair hakları saklı tutulmak üzere vekil edeninin edinilmiş mallara katkısı sebebiyle 5.000 TL tazminata hükmedilmesini istemiştir....

                    Hukuk Dairesinin 2022/6814 Esas ve 2022/9581 Karar sayılı ilamında belirtildiği ve Dairemizce de aynen benimsendiği üzere; mal rejimi sona erdiğinde eşlerin ya da mirasçılarının katkı payı, değer artış payı ve artık değere katılma alacağı hakları doğar. Kural olarak, eşlerden birine ait mal varlığında, diğer tarafın mülkiyet veya başka ayni hak talebi söz konusu olamaz. Mal rejiminin tasfiyesi isteğinde bulunan eşe ya da mirasçılarına tanınan hak ayni olmayıp, şahsi alacak hakkıdır (07/10/1953 tarihli 8/7 sayılı YİBK, 4721 sayılı TMK md. 227/1, 231 ve 236/1). Türk Medeni Kanunu’nun 239/1. fıkrasında; "Katılma alacağı ve değer artış payı ayın veya para olarak ödenebilir” denilmektedir. Aynı Kanunun 226/3. maddesinde ise "Eşler karşılıklı borçları ile ilgili düzenleme yapabilirler" hükmüne yer verilmiştir. Anılan kanuni düzenlemelerden de anlaşılacağı gibi, borcun ayın olarak ödenmesi borçlu eşe tanınmış bir haktır....

                    UYAP Entegrasyonu