Bu ilke ve esaslara göre saptanan aracın borç miktarı, tasfiye tarihindeki sürüm değerinden düşüldükten sonra kalan miktar, değer artış payı ve/veya artık değere katılma alacağı hesaplamasında göz önünde bulundurulur. Buna göre; öncelikle, tasfiyeye konu aracın satın alma bedeli, bunun kredi ile ve varsa kredi dışında eşlerin kendi imkanları ile karşıladıkları miktarlar ve oranları ile tasfiye tarihinde ki sürüm değeri ayrı ayrı belirlenmelidir. Açıklamalar doğrultusunda hesaplama yapılabilmesi için, iddia ve savunma çerçevesinde, aracın ruhsat ve satın alınma bilgileri, kredi sözleşmesi ve kredi borcu ödeme tablosu dahil finans kuruluşu kayıtları, ihtiyaç duyulması halinde eşlerin malın alınmasında katkı olarak kullandıklarını ileri sürdükleri malvarlıklarına ilişkin sair belgeler bulundukları yerlerden getirtilerek uyuşmazlığın çözümünde gözönünde bulundurulmalıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Katkı payı alacağı, değer artış payı, katılma alacağı ... ile ... aralarındaki katkı payı alacağı, değer artış payı, katılma alacağı davasının kısmen kabulüne, kısmen reddine dair ... ... 13. Hukuk Mahkemesi'nden verilen 27.12.2013 gün ve 652/961 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 26.04.2014 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davalı ... bizzat geldi, karşı taraftan davacı vekili Avukat ... geldiler. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek; dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARAR Davacı vekili, tarafların 18.08.1999 tarihinde evlendiklerini, vekil edeni ile davalının ......
Mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde satın alınan tasfiyeye konu mala çalışma karşılığı elde edilen gelirlerle (maaş, gündelik, kar payı vs gibi) katkıda bulunulduğunun ileri sürüldüğü durumlarda; çalışarak, düzenli ve sürekli gelire sahip eşin, aksi kanıtlanmadıkça, yapabileceği tasarruf oranında katkıda bulunduğunun kabulü gerekir. Yargıtay'ın ve Dairemizin devamlılık gösteren uygulamaları da bu yöndedir. Mal rejiminin devamı süresince, bir eşin sahip olduğu edinilmiş malda, diğer eşin artık değerin yarısı oranında katılma alacak hakkı vardır. Artık değere katılma alacağı; eklenecek değerlerden (TMK m.229) ve denkleştirmeden (TMK m.230) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere, eşin edinilmiş mallarının (TMK m. 219) toplam değerinden, bu mallara ilişkin borçlar çıktıktan sonra kalan artık değerin (TMK m. 231) yarısı üzerindeki diğer eşin alacak hakkıdır (TMK m. 236/1)....
Az önce de açıklandığı gibi madde metninde sadece artık değer (katılma) alacağına mahsup edilmesinden söz edilmektedir. Yalnızca değer artış payı alacağı olan eşin veya katılma alacağıyla birlikte böyle bir alacağa sahip olan eşin TMK.nun 240. maddesinden yararlanıp yararlanamayacağı hususunun tartışılıp bir sonuca varılması gerekir. TMK.nun 239.maddesinin 1.fıkrasında hem katılma alacağında ve hem de değer artış payı alacağından söz etmektedir. Katılma alacağı ve değer artış payı ayın veya para olarak ödenebilir ( TMK.m.239/1). maddenin üst başlığı, “katılma alacağının ve değer artış payının ödenmesi”, alt başlıkta ise, “ödeme ve ertelenmesi” ibareleri yer almaktadır. Her iki alacağın borçlusu da aynı kişiler olduğu konusunda da duraksamamak gerekir. Bundan ayrı her iki alacakta mal rejiminin tasfiyesi içerisinde eşlerin bir birlerine karşı sahip oldukları alacak türleri olarak bilinmektedir....
Mahkemece, davacı kadının evlilik öncesi sahip olduğu aracın satım bedeli ve ziynetleriyle önce Keçiören’deki taşınmazın alımına katkısı dikkate alınarak bu taşınmazın satım bedelinden ne kadarının kadının kişisel malı olduğunun belirlenmesi, bu miktarın dava konusu Dikmen’deki taşınmazın alımında davacının kişisel malı olarak kabul edilmesi ve davacı kadın lehine bu miktarda Dikmen’deki taşınmaz için değer artış payı alacağı hesaplanması, Keçiören’deki taşınmazın satım bedelinden davacı kadının kişisel mal miktarı çıkarıldıktan sonra kalan kısmın davalı erkek lehine denkleştirmeye tabi tutulması bu miktarlar çıkarıldıktan sonra kalan miktar olursa bu kısım artık değer kabul edilerek katılma alacağı hesaplanması gerekirken , bozmaya uyulmasına rağmen yazılı şekilde davacı kadının kişisel malı niteliğindeki aracın satım bedelinin doğrudan Dikmen’deki taşınmazın alımında kullanıldığı kabul edilerek davacı lehine değer artış payı alacağı hesaplanması ve Keçiören’deki taşınmazın satım bedelinin...
Davacı vekilinin faiz başlangıcına yönelik karar düzeltme itirazlarına gelince; Davacı lehine dava konusu araçlar yönünden hükmedilen alacak artık değere katılma alacağı, dava konusu taşınmaz yönünden hükmedilen alacak ise katkı payı alacağı niteliğindedir. Yargıtay uygulamalarına göre, katkı payı alacağına dava tarihinden geçerli olarak faiz yürütülmesi gerekir. Mahkemece dava konusu taşınmaz yönünden hükmedilen 7.153,50 TL katkı payı alacağına dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekirken, hükmedilen toplam 10.000 TL’nin tamamına karar tarihinden itibaren faiz yürütülmüş olması doğru olmamıştır. Ne var ki, bu husus temyiz incelemesi sırasında gözden kaçırıldığından ayrıca bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanması uygun görülmüştür....
Davacı vekili dava dilekçesinde dava konusu taşınmazın edinilmesi sırasında kendi kişisel malları ile katkı sağladığını ileri sürerek katılma alacağı yanında değer artış payı alacağı (Katkı payı alacağı) isteğinde bulunmadığına göre; 19.4.2007 tarihli cevaba cevap dilekçesinde dava konusu mal varlığının edinilmesinde kişisel malları ile katkı sağladığına ilişkin iddiasına değer verilemez. Diğer bir anlatımla mahkeme usulüne uygun bir biçimde açılmış ve harçlandırılmış değer artış payı alacağına ilişkin bir dava ve istek bulunmadan davacının dava konusu taşınmazın edinilmesinde katkısı bulunduğu görüşünden hareketle yazılı biçimde davanın kabulüne karar verilemez....
Katılma alacağı yasadan kaynaklanan bir hak olup, bu hakkı talep eden eşin gelirinin olmasına veya söz konusu mal varlığının edinilmesine, iyileştirilmesine ya da korunmasına katkıda bulunulmasına gerek yoktur. Değer artış payı alacağı ise; eşlerden birinin diğerine ait malın edinilmesine, iyileştirilmesine veya korunmasına hiç ya da uygun karşılık almaksızın esaslı katkıda bulunması durumunda, tasfiye sırasında bu malda meydana gelebilecek değer artışı için katkısı oranında sahip olduğu alacak hakkıdır (4721 sayılı TMK m.227). Denkleştirme (TMK m.230) hariç, tasfiyeye konu mal varlığında katkı tarihine göre değer kaybı söz konusu ise, katkının başlangıçtaki değeri esas alınır (TMK m.227/1). Böyle bir malın daha önceden elden çıkarılmış olması halinde hakim, diğer eşe ödenecek alacağı hakkaniyete uygun olarak belirler (TMK m.227/2). Değer artış payı alacağı talep edebilmek için, parasal ya da para ile ölçülebilen maddi veya hizmet değeriyle katkıda bulunulmalıdır....
Mal rejimi sona erdiğinde eşlerin ya da mirasçılarının tasfiye davası sonucunda katkı payı, değer artış payı ve artık değere katılma alacak hakları doğar. Kural olarak, eşlerden birine ait mal varlığında, diğer tarafın mülkiyet veya başka ayni hak talebi söz konusu olamaz. Mal rejiminin tasfiyesi isteğinde bulunan eşe ya da mirasçılarına tanınan hak ayni olmayıp, şahsi alacak hakkıdır (07.10.1953 gün 8/7 YİBK, 4721 sayılı TMK'nun m. 227/1, 231, 236/1). TMK'nun 239/1. fıkrasında; "katılma alacağı ve değer artış payı ayın veya para olarak ödenebilir…” denilmektedir. 226/3. madde de ise "Eşler karşılıklı borçları ile ilgili düzenleme yapabilirler" hükmüne yer verilmiştir. Anılan kanuni düzenlemelerden de anlaşılacağı gibi, borcun ayın olarak ödenmesi borçlu eşe tanınmış bir haktır....
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde; Mahkemece, 291 parsel sayılı taşınmaz yönünden gerekçede arsa payı yönünden davacı tarafından katkı yapıldığı belirtilmesine rağmen, arsa+ bina toplam değeri üzerinden bağımsız bölümler yönünden artık değere katılma alacağı hesaplandığı ve alacakların TMK'nin 236/1 gereğince takas edilerek katılma alacağına hükmedildiği anlaşılmaktadır. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı olduğu rejime ilişkin hükümler uygulanması (4721 S.lı TMK mad. 179) gerektiğinden 291 parsel sayılı taşınmazın arsası yönünden mal ayrılığı (TKM mad.170), üzerine yapılan bina yönünden edinilmiş mallara katılma rejimi hükümlerinin uygulanması gerekir. O halde, Mahkemece, 291 parsel sayılı taşınmazın arsası yönünden katkı payı alacağı, üzerine yapılan bina yönünden de katılma alacağına hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur. b....