Davacı taraf, bozma ilamın da işaret edildiği üzere gerek dava dilekçesinde gerek yargılamanın devamında katkı payı ve değer artış payı alacağı talep ettiklerini belirtmiştir. Bozma ilamına uyulmakla bozma kararı lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak doğar. Dava, katkı payı ve değer artış payı alacağı istemine ilişkindir. Mahkemece, davacı tarafça talep edilmediği halde eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde edinilen araçlar ve taşınmaz yönünden artık değere katılma alacağı hususunda değerlendirme yapılıp yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. 3- Davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince; Mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan mallar tasfiye edilir. Eşlere ait kişisel ve edinilmiş mallar, mal rejiminin sona ermesi anındaki durumlarına (nitelik, seviye, aşama vs) göre değerlendirilir....
Kooperatif ödemelerinin 743 Sayılı Türk Kanunu Medenisi'nin 170. maddesi gereğince mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu 01.01.2002 tarihinden önceki dönemde tamamlanması durumunda, eşler lehine katkı payı alacağı, 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 202/1. maddesi gereğince edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 01.01.2002 tarihinden sonraki dönemde tamamlanması halinde ise değer artış payı ve/veya artık değere katılma alacağı hakkı doğabilecektir. Kooperatif ödemelerinin bir kısmının mal ayrılığı, bir kısmının da edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemlerde yapılmasında; mal ayrılığı dönemindeki ödemelere her bir eşin yaptığı katkı oranı, daha sonra geçerli olacak edinilmiş mallara katılma rejimine kişisel mal olarak geçeceği kabul edilmektedir....
Davalı-karşı davacı ... vekili, tarafların 17.09.1994 tarihinde evlendiklerini, evlilik birliği içinde edinilerek davalı ... adına kayıtlanan pek çok taşınır ve taşınmaz mal varlığı ile banka mevduatı olduğunu ve ayrıca ...’ın ortağı olduğu şirket nedeniyle elde ettiği kar payı bulunduğunu, ...’ın bunların dışında vekil edeninin katılma alacağını azaltmak için vekil edeninin rızasını almaksızın yaptığı karşılıksız kazandırmalar olduğunu açıklayarak, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 01.01.2002 tarihinden önce edinilerek davalı adına kayıtlanan mallara karşılık toplam 20.000 TL katkı payı alacağı ile 01.01.2002 tarihinden sonra edinilen mal varlığı için toplam 20.000 TL katılma payı alacağının faizleri ile birlikte davalı ...’dan alınarak vekil edenine verilmesini ve 780 ada 6 parsel sayılı taşınmaz üzerinde vekil edenine ait katkı payı alacağı ve katılma alacağı olması ve vekil edeninin üstün hak sahibi bulunması nedeniyle TMK'nun 226. maddesi hükümleri uyarınca davalı ...'...
Mahkemece; davacının taşınmaza katkısının somut olarak ispatlanamadığı, ayrıca davacının çocuklarının yaptığı katkıdan dolayı da alacak talebinde bulunamayacağı, bu nedenle davacının katkı payı alacağı bulunmadığı gerekçesiyle davacının katkı payı alacağı talebinin reddine karar verilmiş ise de, verilen karar dosya kapsamıyla örtüşmemektedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Katkı payı alacağı ve değer artış payı alacağı ... ile ... aralarındaki katkı payı alacağı ve değer artış payı alacağı davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair Ankara 11. Aile Mahkemesinden verilen 13.04.2011 gün ve 450/525 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 17.01.2012 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davalı vekili Avukat .... ve karşı taraftan davacı vekili Avukat ... geldiler....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Katkı payı ve katılma alacağı ... ile ... aralarındaki katkı payı ve katılma alacağı davasının reddine dair......
DAVA TÜRÜ : Katkı Payı Alacağı, Katılma alacağı Z.. D.. ile S.. E.. aralarındaki katık payı alacağı, katılma alacağı davasının kısmen kabul kısmen reddine dair İstanbul Anadolu 1. Aile Mahkemesi'nden verilen 03.02.2015 gün ve .. sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 06.10.2015 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü taraflardan kemsi gelmediğinden incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildi. Temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra; dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARAR Davacı Z.....
Yukarda açıklanan yasal düzenleme ve ilkeler uyarınca yapılan incelemede; Dava konusu 5105 ada 43 parsel sayılı taşınmazın 939/1016 hissesinin taraflar arasında mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde edinildiğinden katkı payı alacağı; kalan 77/1016 hisse ise, taraflar arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde edinildiğinden artık değere katılma alacağı söz konusu olur....
varlığı unsurlarının toplam değerinin 194.340,00 TL olduğu, toplam değerin yarısının davacının katılma alacağı olacağı göz önüne alındığında davacının katılma alacağının 97.100,00 TL olduğu, dava 100.000,00 TL üzerinden açılmış olup, katkı payı alacağı istemi hükümle birlikte belli olduğundan harç tamamlama işleminin bu sebeple yaptırılmadığı, aynı sebeple davacının ıslahı olmamasına rağmen talepten fazlaya hükmedildiği açıklanarak 7 parsel nolu taşınmaz ve araç yönünden 97.170,00 TL katılma alacağının karar tarihinden itibaren, 18 ve 19 parsel nolu taşınmazlar yönünden takdiren 100.000,00 TL katkı payı alacağının dava tarihinden itibaren yasal faizleri ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir....
Davacı vekilinin davalı yararına hükmedilen vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarına gelince; Dava dilekçesinde talebin katılma alacağı ve katkı payı alacağı olarak ayrı ayrı belirlendiği ve reddedilen katkı payı alacağı üzerinden (50.000,00 TL) kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına kararın verildiği tarihte yürülükte bulunan AAÜT 12/1. maddesi gereğince 5.800,00 TL nisbi avukatlık ücretine hükmedilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile tasfiyeye konu taşınmazın değeri üzerinden hesaplanan 24.300,00 TL nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmamıştır. Ne var ki, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanması karar verilmiştir (HUMK m. 438/7, HMK 370/2)....