Yine, Türk Medeni Kanunu'nun 324. maddesinin ikinci fıkrasında; "Kişisel ilişki sebebiyle çocuğun huzuru tehlikeye girer veya ana ve baba bu haklarını birinci fıkrada öngörülen yükümlülüklerine aykırı olarak kullanırlar veya çocuk ile ciddi olarak ilgilenmezler ya da diğer önemli sebepler varsa, kişisel ilişki kurma hakkı reddedilebilir veya kendilerinden alınabilir." hükmü yer almaktadır. Somut olayda yapılan yargılama ve toplanan delillerden özellikle sosyal inceleme raporuna göre çocukla annesi arasındaki kişisel ilişkinin kaldırılmasını ya da sınırlandırılmasını gerektiren somut bir olgu ispat edilememiştir. Bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerekirken davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş kararın bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı babanın çocukla arasındaki kişisel ilişkinin kaldırılmasını gerektirecek bir davranışının ispatlanamadığı ve uzman raporlarında kişisel ilişkinin devamının çocuğun üstün yararına uygun olacağı yönünde görüş bildirildiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı anne vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. B....
arasında Bölge Adliye Mahkemesince "her ayın birinci ve üçüncü hafta sonu Pazar günü saat 10.00-17.00 arasında, dini bayramların ikinci günü saat 10.00'dan saat 17.00'a kadar yanına almak, görmek, gözetmek suretiyle" kişisel ilişki kurulduğu, kurulan ilişkinin, dede-babaanne ve torunları arasındaki sevginin ve iletişimin kurulmasına yeterli olmadığı gibi torun ile dede-babaanne arasındaki bağların güçlendirilmesine ve kişisel ilişkinin amacınada uygun düşmemektedir. Davacılar ile torun arasında düzenlenecek kişisel ilişki; davacılar açısından torun sevgisinin tadılması ve özlem giderilmesi, küçük açısından ise bir sevgi ortamında büyümesi ve gelişmesini, hısımlık bağlarının da kuvvetlenmesini sağlayacaktır....
Türk Medeni Kanunu'nun 325. maddesine göre; "Olağanüstü haller mevcutsa, çocuğun menfaatine uygun düştüğü ölçüde çocuk ile kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkı diğer kişilere, özellikle hısımlarına da tanınabilir. Ana ve baba için öngörülen sınırlamalar üçüncü kişiler için kıyas yoluyla uygulanır." Kişisel ilişkinin düzenlenmesinde çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlak bakımından yararları esas tutulur (TMK md. 182/2). Çocuğun üstün yararı belirlenirken de onun bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlaki ve toplumsal gelişiminin sağlanması amacının gözetilmesi gereklidir. Kişisel ilişkinin yakın hısımlar tarafından talep edilmesi halinde talep edenin ahlaki değer yargıları, sosyal konumları gibi durumları çocuğun üstün yararını etkilediği ölçüde göz önünde tutulur....
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı tarafça müşterek çocuk ile kurulan kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi istemine ilişkin açılan davada; mahkemece, davacının dava dilekçesinde belirtildiği şekilde kişisel ilişki kurulması talebinin reddine, alınan sosyal inceleme raporu doğrultusunda kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesine karar verildiği, davacının istediği şekilde kişisel ilişki düzenlenmemiş ise de sonuç itibariyle mahkemece kişisel ilişkinin düzenlemesi talebinin kabul edildiği, bu durumda, davacı yararına vekâlet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesi gerekirken, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına ve davalı lehine vekâlet ücretine hükmolunmasına karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesi ile davacı vekilinin vekâlet ücreti ve yargılama giderine yönelik istinaf talebinin kabulü ile; Antalya 3....
Taraflar arasındaki çocukla kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. DAVA Davacı baba vekili dava dilekçesinde özetle; boşanma kararı ile kurulan kişisel ilişkinin yetersiz olduğunu belirterek müvekkili ile çocuğu arasındaki kişisel ilişkinin arttırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. II....
anne ile arasındaki kişisel ilişkinin kısıtlanmasında çocuğun yüksek yararının bulunduğunu bu nedenlerle kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Çocukla Kişisel İlişkinin Yeniden Düzenlenmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Taraflar Türk Medeni Kanununun 166/1 maddesi uyarınca boşanmışlar, velayet anneye bırakılmış ve çocukla kişisel ilişkisi düzenlenmiş, bu karar temyiz edilmeden 22.06.2015 tarihinde kesinleşmiştir. Eldeki dava ise, velayet hakkına sahip anne tarafından boşanma kararının kesinleşmesinin üzerinden bir ay gibi kısa bir süre geçtikten sonra 31.07.2015 tarihinde açılmıştır. Boşanma ilamında düzenlenen kişisel ilişkinin değiştirilmesini gerektirecek bir olgu, durum ve şartlarda bir değişiklik ispatlanamamıştır. Bu durumda davanın reddi gerekirken yetersiz gerekçe ile davanın kabulü doğru olmamıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Kişisel İlişkinin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Taraflar anlaşmalı olarak boşanmışlar, anlaşmaları gereğince velayet anneye bırakılmış ve davalının çocukla kişisel ilişkisi tarafların anlaştıkları şekilde düzenlenmiş, bu karar 07.11.2014 tarihinde kesinleşmiştir. Eldeki dava ise, velayet hakkına sahip anne tarafından boşanma kararının kesinleşmesinin üzerinden iki ay gibi kısa bir süre geçtikten sonra 14.01.2015 tarihinde açılmıştır. Boşanma ilamında düzenlenen kişisel ilişkinin değiştirilmesini gerektirecek bir olgu, durum ve şartlarda bir değişiklik ispatlanamamıştır. Bu durumda davanın reddi gerekirken yetersiz gerekçe ile davanın kabulü doğru olmamıştır....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Kişisel İlişkinin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Davacı anne, velayeti kendisine bırakılan ...ile birlikte ..’da, davalı baba ise Türkiye’de yaşamaktadır. Tarafların ayrı ülkelerde oturmaları ve tarafların ve çocuğun yaşama şartları dikkate alındığında kurulan kişisel ilişkinin çocuğun menfaatine uygun düşmediği anlaşılmaktadır. Ancak bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir. (HUMK. md. 438/7) SONUÇ....