Nama ifa kapsamındaki işler bakımından nama ifa ile birlikte bedelinin avans olarak tahsiline karar verilmesi, nama ifa kapsamı dışında kalan imalatlar yönünden ise belirlenen nefaset bedelinin hüküm altına alınması gerekir. Öte yandan, yükleniciye ait bağımsız bölümün ifaya izin kapsamında satışına ancak izin verilen işlerin giderini karşılamak amacıyla karar verilebilir. Satış kararı verilebilmesi için ifasına izin istenilen işlerin bedeli ile satışına izin istenilen taşınmazın bedeli arasında aşırı oransızlık bulunmaması, satışa izin talebinin TMK'nın 2. maddesindeki dürüst davranma ilkesine ve hakkaniyete de aykırı olmaması gerekir. Yüklenicinin ifasına izin verilen işler bedelini ödemeye hazır olduğunu bildirip mahkeme veznesine depo etmesi veya bedeller arasında önemli oranda fark bulunması halinde taşınmaz satışına izin verilmesine dair talebin reddedilmesi gerekir....
Arsa payı karşılığı yapılan inşaatlarda "nama ifa" istenmesi durumunda; arsa sahibi, kural olarak nama ifa suretiyle tamamlayacağı inşaatın, yüklenicinin payına düşen bağımsız bölümlerin eksik işlerini tamamlamak ve kusurları gidermek zorunda değildir. Buna göre, inşaattan kendisine isabet edecek bağımsız bölümler ile ortak alanlarını yüklenici namına tamamlamak üzere Borçlar Kanunu'nun 97/1. maddesi (6.098 sayılı BK 113. md) hükmüne dayanarak izin talep edebilir (Emsal Yarg. 15. H. D. 2008/6908 E 2009/1163 K. 3.3.2009 T). Kat karşılığı inşaat sözleşmelerinde, nama ifaya izin talebinin somut olayın özelliği gerektirmedikçe tüm arsa sahiplerince talep edilmesine gerek bulunmamaktadır (Emsal Y.23. H.D. 2014/6214 E 2015/7306 13.11.2015 T)....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda; "...davanın dava konusu taşınmazda kat irtifakının kurulması işlemine izin verilmesi talepli nama ifaya izin istemine ilişkin olduğu kabul edilerek arsa sahibi davalılar ile yüklenici arasında kat karşılığı inşaat sözleşmesi akdedildiği ve sözleşme içeriğine göre dava konusu taşınmazın mahallinde yapılan keşif neticesinde aldırılan 10/09/2019 tarihli bilirkişi raporuna göre dava konusu taşınmazdaki inşaatın tamamlandığı ve fiilen kullanıldığı; ancak yapı kullanma izin belgesi olmadığından istenilen belgelerin ikmal edilmesi halinde kat mülkiyetine esas olmak üzere kat irtifakının tesis edilebileceği, nama ifaya izin talebinin yapma borcu olan işlemlerde talep edilebileceği, kat irtifakı kurulmasının yapma borcu kapsamında olduğundan eldeki talebin nama ifa kapsamında istenilebileceği..." gerekçesiyle "...Davacının nama ifaya ilişkin davasının kabulü ile, davaya konu Konya İli, Selçuklu İlçesi...
"İçtihat Metni"Mahkemesi:Asliye Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı ile fer'i müdahil vekillerince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davalı vekili Avukat ... ile fer'i müdahil vekili Avukat ... geldi. Davacılar vekili gelmedi. Temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davalı ve fer'i müdahil avukatları dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan nama ifaya izin ve gecikme tazminatının tahsiline yönelik olup, mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar, davalı ve fer'i müdahil vekillerince ayrı ayrı temyiz olunmuştur. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle, Avukat ......
Nama ifa; eseri yüklenicinin nam ve hesabına, iş sahibinin bizzat tamamlaması veya başka bir yükleniciye tamamlattırması demektir.Yüklenicinin eseri tamamlama olasılığı zayıf ve eserde tamamlanabilecek durumda ise, sözleşmenin tarafı olan iş sahibi, TBK 113, (BK 97) maddesi uyarınca nama ifaya izin isteyebilir. Açıklamalardan anlaşılacağı üzere yasal olarak nama ifaya izin isteme hakkı, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin tarafı olan arsa sahiplerine ait olup, sözleşmenin tarafı olmadığından, davacının TBK 113, BK 97 maddelerinden yararlanarak, böyle bir davayı açmaya aktif husumet ehliyeti bulunmamaktadır....
Asliye Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 17/04/2014 NUMARASI : 2013/41-2014/193 Taraflar arasındaki sözleşmenin uyarlanması, nama ifaya izin davalarının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın usulden reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde asıl davada davacılar ile birleşen davada davacılar vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacılar vekili, asıl ve birleşen davada,taraflar arasında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, ancak davalı yüklenicinin, süresi dolduğu halde inşaatı eksik bıraktığını ileri sürerek, nama ifaya izin ve davalıya kalması gereken iki adet bağımsız bölümün satışına izin ve yetki verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, mücbir sebepler olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, yargılama sırasında davacılardan K.. Ö..'...
Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, BK'nın 97. maddesi uyarınca nama ifaya izin istemi ile açılmış, mahkemece davacı arsa sahipleri bakımından davanın kabulüne davalı ... yönünden davanın reddine karar verilmiş, karar davalı yüklenici şirket vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı yüklenicinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2-Dosyada bulunan ... 32. Noterliğince düzenlenen 08.08.2002 tarihli kat ve daire karşılığı inşaat sözleşmesini arsa sahibi olarak davacılar ... ve ... dışında davanın tarafı olmayan ... , ... ve ... 'de imzalamışlardır. Davada nama ifaya izin istenilen eksik ve kusurların ortak yerlere ilişkin olduğu anlaşılmaktadır....
Mahkemece, bu yönler gözardı edilerek, yanılgılı gerekçeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. 3-Kabule göre, nama ifaya izin kararının hüküm fıkrasında, eksik ve ayıplı iş kalemlerinin her birinin ve tespit edilen masraf bedelinin ayrı ayrı gösterilmesi ya da bilirkişi raporuna atıf yapılması ve bağımsız bölümün satış değerini sınırlayan herhangi bir kayıt ve süre koymadan satışa izin ve yetki verilmesi gerekirken, HMK'nın 297/2. maddesine aykırı olarak, infazda tereddüte yer verecek şekilde genel ifadelerle nama ifaya izin verilmesi ve bağımsız bölümün "130.000,00 TL bedelden az olmamak üzere satışı" şeklinde hüküm kurulması da doğru olmamıştır....
Dairemizin yerleşik içtihat ve uygulamalarında nama ifaya izin verilirken giderilmesi gereken eksikler, ayıpların nelerden ibaret olduğu ve bunların avans niteliğindeki giderim bedellerinin hüküm fıkrasında infazı mümkün olacak şekilde gösterilmesi gerektiği kabul edilmektedir. Yapılacak işler ve giderim bedeli ile ilgili bilirkişi raporuna atıfta bulunarak nama ifaya izin kararı verilmesi mümkün değildir. Bu durumda mahkemece nama ifa suretiyle davacı arsa sahipleri tarafından yapılmasına izin verilen eksik ve ayıplı işlerin nelerden ibaret olduğu ve giderim bedellerinin hüküm fıkrasında açık ve infazı mümkün olacak şekilde gösterilmesi gerekirken bu husus gözden kaçırılarak infazda tereddüt yaratacak şekilde bilirkişi raporuna yollama yapılarak nama ifaya izin kararı verilmesi doğru olmamış, bozulması uygun görülmüştür....
- K A R A R - Davacılar vekili, arsa sahipleri müvekkileri ve davalı ... İle yüklenici davalı ... arasında kat karşılığı inşaat sözleşmesi düzenlendiğini, davalı yüklenicinin daireleri sözleşmede belirlenen sürede teslim etmediğini, bu nedenle 48.600,00 TL gecikme tazminatı ödemesi gerektiğini, davalının inşaatı yarım bırakıp iskan almadığını, bu nedenle eksikliklerin tamamlanıp iskan alınması için masraflar davalı yükleniciye ait olmak üzere nama ifaya izin verilmesini, diğer davalı ...'in son daireyi eksiklikler tamamalanmadan yükleniciye deveretmesi, davalı ...'in ise ...'e ait daireleri muvazaalı olarak devralması nedeniyle masraflaradan yükleenici ile birlikte müteselsilen sorumlu tutulmaları gerektiğini ileri sürerek, davalı yükleniciden kira tazminatının tahsilini ve nama ifaya izin verilmesini talep ve dava etmiş, 26.03.2014 tarihli ıslah dilekçesi ile 111.997,90 TL'nin davalı ... 'tan tahsilini istemiştir. Davalı ... vekili, davanın reddini istemiştir....