Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında düzenlenmiş 16.02.1998 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine göre yapılacak binanın 1, 5, 6 numaralı daireleriyle 7 numaralı bağımsız bölümü teşkil eden depolu dükkanın arsa sahibine, 2, 3, 4 numaralı daireler ile 8 numaralı bağımsız bölümü teşkil eden depolu dükkanın yükleniciye ait olacağı, yüklenicinin konutları imar mevzuatına ve şartnameye göre inşa edeceği, konutların tesliminin her türlü vizenin alınması ve iskâna başvurulması demek olduğu, dört ay içinde alınacak inşaat ruhsatından sonra 18 ay içinde inşaatın tamamlanacağı, bu süreye iskânın alınmasının dahil olduğu, bu sürede iş bitirilmezse yüklenicinin arsa sahibine her geciken gün için 10 USD gecikme cezası ödeyeceği, inşaat ruhsatının 14.05.1998 tarihinde alındığı, sözleşmeye göre inşaatın tamamlanması gereken tarihin 14.11.1999 olduğu, projesinde 170 m² olarak bodrum katta yer alan dükkan depoları, sığınak hacimlerini ayıran...

    DELİLLER, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK.nın 355. maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda, Dava kat karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı tapu iptal ve tescil, olmazsa tazminat, aynı zamanda tedbir talebine ilişkindir. İhtiyati tedbir; 6100 Sayılı HMK'nın 389 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Davanın açılmasıyla hüküm arasında geçen zaman içinde müddeabihin çeşitli şekillerde istenmeyen değişikliklere maruz kalması veya maruz bırakılması mümkündür. Bu değişiklikler sonucu davanın sonunda elde edilecek hükmün icrası, mümkün olmayabilir veya çok güçleşebilir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Dava, arsa sahibi ile müteahhit arasında yapılan taşınmaz satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı kira kaybı ve alacak istemine ilişkin olduğundan kararın temyizen incelenmesi görevi Yargıtay Yüksek 23. Hukuk Dairesinindir. SONUÇ: Dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 23. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 29.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      -K A R A R- Davacı vekili, müvekkili kooperatifin üyelerine konut yaptığını ve arsa sahiplerine arsa karşılığı daire verdiğini, davalının da aralarında bulunduğu arsa sahipleriyle ....04.2006 tarihinde arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldığını, taraflar arasındaki bu sözleşmeye göre arsa sahibi ile kooperatif üyelerinin aynı konumda olduğu ve inşaatın bitimini müteakip çekilecek kura üzerine daire sahibi olacaklarının kararlaştırıldığını, dairelerin değerleri belirlenerek kura sonunda arsa sahiplerine isabet edecek dairelerin kat farkı olursa üyeler gibi bu kat farkını ödeyeceklerinin öngörüldüğünü, davalının, kat farkı nedeniyle oluşan ....500,00 TL'yi müvekkiline ödememesi üzerine davalı aleyhine takibe geçildiğini, davalının yapılan takibe haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazının iptali ile %40 oranda ... inkar tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir....

        Davalı yüklenici ise, kendisinin mimari projesini üstlendiği fabrika birasının gerekli ruhsatlarının alındığını ve edimlerinin yerine getirdiğini, ne varki, davacı tarafından projeye aykırı imalâtlar yapıldığı için projeye uygun hale getirilmesi yönünden istemde bulunulmasına rağmen gereğinin yapılmadığını, ilave kaçak bina yapıldığını, rızası olmaksızın yapılan imalatların yasal hale getirilmesi için talepte bulunulduğunu, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiş ve nama ifaya izin verilmiştir. 6100 sayılı HMK'nın 114. maddesinde düzenlenen dava şartları arasında yer alan görev hususunun öncelikle çözümü gerekmektedir. Gerçekten de, davacı iş sahibi davalı yüklenici tarafından projede kapı bulunmadığını ve bu nedenle de nama ifaya izin verilmesini istemiştir....

          - K A R A R - Davacılar vekili, taraflar arasında 05.05.2006 tarihinde arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, yüklenicinin inşa ettiği binada eksik ve ayıplı imalatlar bulunduğunu, iskan ruhsatının alınmadığını ve binanın müvekkillerine süresinde teslim edilmediğini ileri sürerek öncelikle müvekkillerinin geç teslimden, eksik ve hatalı imalatlardan kaynaklı zararlarının tespiti ile iskan için gerekli tüm harçların ödenmesi işlemlerinin yapılabilmesi için halen müvekkilleri adına kayıtlı sözleşme gereği yükleniciye verilmesi gereken 13 nolu daireye ilişkin satış yetkisi verilmesi ile BK'nın 97. maddesi kapsamında nama ifaya izin verilmek suretiyle satış bedelinden zarar kalemlerinin tahsili ve inşaatı tamamlamaya yetki verilmesini talep ve dava etmiş, ıslah dilekçesi ile dava değerini 10.000 TL'den 86.246,21 TL.ye yükseltmiştir....

            Genel Müdürlüğü vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur. 1-Yapılan yargılamaya, toplanan deliller ve dosya içeriğine göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki karar düzeltme itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2-Dava, arsa sahibi ile yüklenici arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca yükleniciden bağımsız bölümün temlik alındığı iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Arsa sahibi ile aralarında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi bulunan yükleniciden, sözleşmede ona bırakılması kararlaştırılan bağımsız bölümü temlik alan üçüncü kişinin arsa sahibini (borçluyu) ifaya zorlayabilmesi için bazı koşulların varlığı gerekir. Gerçekten, Borçlar Kanununun 167. maddesi gereğince; "Borçlu, temlike vakıf olduğu zaman; temlik edene karşı haiz olduğu defileri, temellük edene karşı dahi dermeyan edebilir."...

              Eğer feshin sonuçları geriye etkili olacaksa, sözleşme yokmuşçasına tasfiye edileceğinden yüklenici inşaatın yaptığı kısmına orantılı arsa payı değil, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre imal ettiği inşaat bedelini alır. Fesih ileriye etkili kabul edilirse, yükleniciye imalat oranına paralel arsa payı bırakılır. Davalı yüklenici ... İnşaat ve Taahhüt Ticaret Ltd. Şti. ile davacı arasında 14.08.2012 tarihinde noterde düzenlenen satış vaadi sözleşmesi ile yapılan temlik işlemi gereğince davacının temlik aldığı şahsi hakkın konusunun, kat karşılığı inşaat sözleşmesinin ileriye veya geriye etkili olarak feshi sonucunda yükleniciye bırakılıp bırakılmayacağı belirleneceğinden, satış vaadi sözleşmesinin ifa olanağının bulunup bulunmadığı davalı arsa maliklerince açılan kat karşılığı inşaat sözleşmesinin feshi davasının sonucu ile doğrudan ilgilidir....

                ın arasında 29.09.2003 tarihinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi yapıldığını, sözleşmede davalı ... tarafından dava dışı arsa malikleri ile imzalamış olduğu 07.04.1995 tarih, 7359 yevmiye numaralı kat karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca kendisine düşen 17 no'lu bağımsız bölümün satışının vaat edildiğini, edimini tam olarak yerine getirmiş olmasına rağmen dava konusu bağımsız bölümde davalı... ın ikamet ettiğini, bu nedenle ... in müdahalesinin men'i ile dava konusu bağımsız bölümün tapu kaydının iptali ile adına tescili, ıslah beyanı ile de tapu iptali ve tescilin mümkün olmaması halinde taşınmazın değeri olan 76.916,19 TL'nin faiziyle davalılardan tahsili isteminde bulunmuştur.Davalı ..., kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile arsa maliklerine verilmesi gereken bağımsız bölümler dışındaki bağımsız bölümler için yapı ortaklığı kurulduğunu, taşınmazın yapı ortaklığına devredildiğini, dava konusu bağımsız bölüm için ... ile yaptığı 08.08.1998 tarihli sözleşme ile yapı ortaklığına üye...

                  Davaya konu olayın, temlik işleminin hukuki niteliği, arsa payı devri karşılığı inşaat yapım sözleşmelerinde yüklenicinin borçlarının neler olduğu ve arsa payı devri karşılığı inşaat yapım sözleşmesi hükümleri çerçevesinde incelenip değerlendirilmesi gerekmektedir. Alacağın temliki ve borcun nakli Borçlar Kanununun 162 ila 181. maddelerinde düzenlenmiştir. Temlik, alacağın ona bağlı bütün (yan ve öncelik) hakları ile birlikte devralana geçmesini sağlar ve bu işlem yapılırken borçlunun rızası alınması gerekmez. Temlik, hatta borçlunun muhalefetine rağmen geçerli olarak doğar ve hükümlerin hasıl eder. Borçlunun temlikten sonraki asıl muhatabı artık alacağı temellük eden (devralan) kişidir. Bu itibarla borçlunun borçtan kurtulabilmesi için temlik işleminden sonra borcunu devralan kimseye ifa etmesi gerekir. Kural budur. Şu hale göre temlik anına kadar borçlu temlikin dışında iken temlik anından itibaren evvelki alacaklı temlik işleminin dışına çıkmaktadır....

                    UYAP Entegrasyonu