Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı erkek vekili, 16.10.2020 tarihli dilekçesinde; katılma alacağı taleplerini toplam yasal faizi ile birlikte 86.237,17 TL olarak ıslah etmiştir. İlk derece mahkemesince; davanın kısmen kabulü ile Antalya ili, Konyaaltı ilçesi Geyikbayırı mahallesi, 328 ada, 58 parselde kayıtlı taşınmaza ilişkin 12.046,34 TL katılma alacağının davalıdan alınarak davacı erkeğe verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine hükmedilmiştir. Davacı erkek vekili; katılma alacağının eksik belirlendiği gerekçesiyle istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacı erkek vekilinin; davacı erkek yararına hükmedilen katılma alacağına yönelik istinaf talebinin incelenmesinde; Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir (6100 sayılı HMK 33). İddianın ileri sürülüş şekline göre istinaf kanun yolu başvurusuna konu dava, artık değere katılma alacağı isteğine ilişkindir....

Mahkemece her iki tarafın katılma alacağı karşılıklı olarak mahsup edilerek yazılı şekilde davacı ... lehine 148.781,50 TL.ye hükmedildiği açıklanmıştır. Evlilik içinde 01.01.2002 tarihi sonrası eşlerden biri adına edinilen mal varlığı üzerinde diğer eşin yasadan kaynaklanan artık değerin yarısı oranında katılma alacağı isteme imkanı bulunmaktadır (TMK.nun 231, 236/1.m.). TMK.nun 222. maddesi gereğince, belirli bir malın eşlerden birine ait olduğunu iddia eden kimse iddiasını ispat etmekle yükümlüdür. Bir eşin bütün mallarının aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal olarak kabul edilmesi gerekir. Katılma alacağı bakımından talepte bulunan eşin çalışıp çalışmaması veya herhangi bir katkıda bulunup bulunmamasının bir önemi de yoktur. Katılma alacağı yasadan kaynaklanmaktadır....

    Hukuk Dairesinin 9.10.2007 gün 2007/9864-12186 sayılı bozma kararında özetle: "Çekişmeli taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olmadığı, taşınmazın davalı ... tarafından kullanılmayıp ... tarafından kullanıldığı, ...’ın davaya katılma dilekçesi verdiği halde katılma harcını yatırmadığı gerekçesi ile katılma dilekçesinin reddine karar verildiği, ancak katılma harcını mahkeme kasasına depo etmesi yönünde uygun bir süre (önel) verilmediği, bu sebeple ...’a katılma harcını mahkeme kasasına depo etmesi yönünde uygun bir önel verilmesi, verilen önel içinde katılma harcını yatırmaması halinde tespit malikinin tespit tarihine kadar 20 yıl zilyetliği bulunmadığından Hazinenin davasının kabulü ile taşınmazın kadastro tespit tutanağındaki niteliği ile Hazine adına tescil edilmesi" gereğine değinilmiştir. Mahkemece usul ve yasaya uygun bulunan bozma kararına uyulduktan sonra ...'...

      Davacı vekilinin katılma yoluyla temyiz isteminin incelenmesine gelince, davacı vekili, davalı vekilinin temyiz dilekçesinin kendisine tebliği üzerine katılma yoluyla temyize başvurmuştur. Katılma yoluyla temyiz, asıl temyiz talebine sıkı sıkıya bağlı olup asıl temyizin miktar, süre v.b usule ilişkin sebeplerle reddine karar verildiği hallerde katılma yoluyla temyiz talebinin incelenmesine imkan bulunmamaktadır. Bu itibarla, davalı vekilinin temyiz dilekçesi miktar bakımından reddedildiğinden davacı vekilinin katılma yoluyla sunduğu temyiz dilekçesinin de reddine karar vermek gerekmiştir. KARAR Açıklanan sebeplerle; taraf vekillerinin temyiz dilekçelerinin miktardan REDDİNE, Peşin alınan temyiz karar harçlarının istek halinde ilgililere iadesine, Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 21.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı erkek tarafından kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi ve aleyhine hükmedilen tazminatlar yönünden; davacı-karşı davalı kadın tarafından ise katılma yoluyla erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi ve tazminat miktarları yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1- Davacı-karşı davalı kadın, davalı-karşı davacı erkeğin temyiz dilekçesine cevapla katılma suretiyle hükmü temyiz etmiştir (HUMK m. 423/2). Katılma yolu ile temyiz, hükmü süresinde temyiz etmemiş olan tarafa, karşı tarafın temyiz dilekçesine cevapla temyiz itirazlarının sunulabilmesi için düzenlenmiş bir haktır. Ancak, katılma yolu ile temyiz isteği karşı tarafın asıl temyiz isteklerine sıkı sıkıya bağlıdır....

          Davalı-karşı davacı erkek, ziynet alacağına yönelik hükmü temyiz etmediğine göre, ziynetler yönünden erkek yararına hükmolunan vekalet ücreti bakımından davacı-karşı davalı kadının katılma yoluyla temyiz hakkı bulunmamaktadır. Bu sebeple, davacı-karşı davalı kadının ziynetler yönünden erkek yararına hükmolunan vekalet ücretine yönelik katılma yolu ile temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Davacı-karşı davalı kadının katılma yoluyla kusur belirlemesi, tazminat ve tedbir nafakası miktarlarına ve davalı-karşı davacı erkeğin her iki boşanma davasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir....

            Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 36.250,00 TL katılma alacağının davalıdan tahsiline, fazlaya yönelik talebin reddine karar verilmesi üzerine hüküm, davalılar vekilleri ve katılma yolu ile davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir (6100 s.lı HMK 33 m). İddianın ileri sürülüş şekline göre taşınmazlarla ilgili dava, katılma alacağı isteğine ilişkindir. Mal rejiminin devamı süresince, bir eşin sahip olduğu edinilmiş malda, diğer eşin artık değerin yarısı oranında katılma alacak hakkı vardır. Artık değere katılma alacağı; eklenecek değerlerden (TMK 229.m) ve denkleştirmeden (TMK 230.m) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere, eşin edinilmiş mallarının (TMK 219.m) toplam değerinden, bu mallara ilişkin borçlar çıktıktan sonra kalan artık değerin (TMK 231.m) yarısı üzerindeki diğer eşin alacak hakkıdır (TMK 236/1.m)....

              Bu itibarla, davalı vekilinin temyiz dilekçesinin miktar itibariyle reddi gerekmiştir. b-Davacı vekilinin katılma yoluyla temyiz istemi yönünden; Davacı vekili kararı tebliğden sonraki on beş gün içinde temyiz etmeyip, karşı tarafın temyiz dilekçesine verdiği cevapla birlikte (katılma yoluyla) temyiz etmiştir. Ancak; katılma yoluyla temyiz hakkı, asıl temyiz talebine sıkı sıkıya bağlı bir hak olup, diğer tarafın asıl temyiz dilekçesinin normal temyiz süresi içerisinde ve kendisi yönünden temyizi kabil bir karara karşı verilmiş olması koşulu ile sınırlandırılmıştır. Karşı tarafın temyiz itirazı yukarıda belirtildiği üzere reddedilmiştir. Bu nedenle davacı vekilinin katılma yoluyla temyiz isteminin de reddine karar vermek gerekmiştir....

                Somut olayda, her ne kadar, bölge adliye mahkemesince, davacı- karşı davalı erkeğin kendi boşanma davasının reddi ve kadının boşanma davasının kabulü yönünden katılma yoluyla istinaf hakkının bulunmadığı belirtilerek bu yönden istinaf talebinin reddine karar verilmiş ise de; hüküm davalı-karşı davacı kadın tarafından istinaf edildiğine göre, davacı-karşı davalı erkeğin, davalı-karşı davacı kadının istinaf sebepleri ile bağlı olmaksızın katılma yoluyla her iki davayı bütün yönleriyle istinaf etme hakkı bulunduğu gözetilerek , her iki boşanma davası yönünden katılma yoluyla istinaf taleplerinin esastan incelenmesi gerekirken yazılı şekilde erkeğin katılma yoluyla istinaf dilekçesinin bu hükümler yönünden inceleme dışı bırakılarak usûlden reddi doğru olmamış, hükmün münhasıran bu sebeple bozulması gerekmiştir....

                  Toplanan deliller ve dosya kapsamından davanın TMK'nun 202 ve devam maddeleri uyarınca yasal edinilmiş mallara katılma rejiminden kaynaklanan katılma alacağı isteğine ilişkindir. Davacı vekili hükmü faiz başlangıç tarihine ilişkin olarak temyiz etmiştir. Dava katılma alacağına ilişkin olduğuna, TMK'nun 239/son maddesinde; aksine anlaşma yoksa, tasfiyenin sona ermesinden başlayarak katılma alacağına ve değer artış payına faiz yürütüleceği açıklandığına ve mahkemece karar tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine karar verildiğine göre mahkemece yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Davacı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün açıklanan nedenlerle ONANMASINA, HUMK'nun 388/4....

                    UYAP Entegrasyonu