Bu durum karşısında evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar 743 sayılı TKM'nin 170. maddesi uyarınca eşler arasında mal ayrılığı rejimi, 01.01.2002 tarihinden boşanma davasının açıldığı tarihe kadar 4722 sayılı Kanun'un 10. maddesi gereğince, eşler başka bir mal rejimini seçtiklerini ileri sürmediklerinden TMK'nun 202. maddesine göre edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir. Dava, mal rejiminin tasfiyesi ile katılma alacağı ve değer artış payı alacağı isteğine ilişkindir. Dosya kapsamı ve toplanan delillere göre, ev hanımı olan davacı kadının çalışarak ya da altınlarını bozdurarak dava konusu araç ve taşınmazın alımına katkıda bulunduğu kanıtlanamamıştır. Ne var ki; iddianın ileri sürülüş şekline göre dava katılma alacağı talebini de içermektedir. ... plakalı araç ile ... sayılı taşınmazın eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu sırasıyla 18.08.2004 ve 25.11.2005 tarihlerinde satın alınmıştır....
HUKUKİ DEĞERLENDİRME: Yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerinin değerlendirilmesinden; yol harcamalarına katılma paylarının bu hizmetler dolayısıyla yapılan giderlerin tamamı olduğu, hizmet giderlerinin Bayındırlık ve İskan Bakanlığı ile İller Bankası tarafından tespit edilen ve yayınlanan rayiç ve birim fiyatlara göre hesaplanan tutarları aşamayacağı ve harcamalara katılma payının bina ve arsalarda vergi değerinin yüzde 2'sini geçemeyeceği, vergi değerinin ise; 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu'nun 29. maddesinde belirtilen değer olduğu anlaşılmaktadır. Dosyanın incelenmesinden, davalı idarece sunulan belgelerden "yol harcamalarına katılma payının hesaplanması formülü (tretuvar)" başlıklı belgede, yol harcamalarına katılma payının hesabında "cadde ve sokak rayiç değeri" nin dikkate alındığı, uyuşmazlık konusu yol harcamalarına katılma payının hesabına ilişkin bir maliyet tablosunun ise dosya içeriğinde yer almadığı anlaşılmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Mühür bozma HÜKÜM : Beraat Sanık hakkında elektrik enerjisi hakkında hırsızlık ve mühür bozma suçlarından açılan kamu davası üzerine müşteki vekilinin 02/12/2008 havale tarihli dilekçe ile sadece elektrik enerjisi hakkında hırsızlık suçu yönünden katılma talebinde bulunduğu, bu dilekçeye istinaden katılma kararı verildiği ve mühür bozma suçuna ilişkin olarak verilmiş katılma talebi ile katılma kararının olmadığı anlaşılmakla, mühür bozma suçundan verilen kararı temyize hakkı bulunmaması nedeniyle müşteki vekilinin vaki temyiz isteminin, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nun 317. maddesi uyarınca REDDİNE, 09/03/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Asliye Ceza Mahkemesi TARİHİ : 31/12/2013 NUMARASI : 2013/750 (E) ve 2013/1112 (K) SUÇ : Mühür bozma Yüklenen suçtan dolayı kamu davasına katılma hakkı bulunan şikayetçinin, yapılan tebliğe rağmen katılma talebinde bulunulmadığı, katılma istemli dilekçe de vermediği anlaşılmakla; kamu davasına 1412 sayılı CMUK'nun 366. (5271 sayılı Yasanın 238.) maddesi uyarınca usulüne uygun şekilde katılma isteminde bulunup bu sıfatı kazanmadığı ve temyiz hakkı olmadığından şikayetçi vekilinin temyiz isteminin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nun 317. maddesi uyarınca istem gibi REDDİNE, 17.12.2015 gününde oybirliği ile karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Mühür bozma HÜKÜM : Beraat Sanık hakkında elektrik enerjisi hakkında hırsızlık ve mühür bozma suçlarından açılan kamu davasında, müşteki vekili, 21.05.2009 havale tarihli dilekçesi ile sadece elektrik enerjisi hakkında hırsızlık suçu yönünden katılma talebinde bulunduğu, bu dilekçeye istinaden katılma kararı verildiği, mühür bozma suçu yönünden katılma talebi ve katılma kararının bulunmadığı anlaşılmakla, mühür bozma suçundan verilen kararı temyize hakkı olmadığından, mühür bozma suçundan verilen beraat hükmünü de kapsadığı değerlendirilen temyiz isteminin, 5320 sayılı yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 317. maddesi uyarınca istem gibi REDDİNE, 05.05.2014 gününde oybirliği ile karar verildi....
Davalı/birleşen dosyada davacı vekilinin katılma yoluyla temyiz itirazlarına gelince; Davacı/birleşen dosyada davalı vekili tarafından sunulan temyiz dilekçesi, davalı/birleşen dosya davacısı ... vekiline 21.02.2017 tarihinde tebliğ edilmiş, yasal 10 günlük katılma yoluyla temyiz süresi geçirildikten sonra, davalı/birleşen dosya davacısı ... vekili tarafından 08.03.2017 tarihinde katılma yoluyla temyiz edildiği görülmekle, temyiz dilekçesinin süresinde olmadığı anlaşıldığından reddi gerekmiştir....
Payların tahakkuk şekli:Madde 90- Yol Harcamalarına Katılma Payı, bu hizmetin yapıldığı yollardan faydalanan, Su Tesisleri İle Kanalizasyon Harcamalarına Katılma Payları ise hizmetten faydalanma şekillerine göre ilgili gayrimenkul sahipleri arasında ve 89'uncu maddeye göre hesaplanan katılma payları toplamının ilgili gayrimenkullerin vergi değerleri toplamına oranlanarak dağıtılması suretiyle hesaplanıp tahakkuk ettirilir. Şu kadar ki, ibadet yerleri hakkında harcamalara katılma payı tahakkuku yapılmaz.Tahakkuk zamanı: Madde 91- Harcamalara katılma paylarının tahakkuku, işler hangi ihale usulü ile yapılmış olursa olsun, hizmetin tamamlanarak halkın istifadesine sunulmuş olmasından sonra yapılır.Ancak, yapılacak yazılı tebliğ ile verilecek süre içinde ilgililerin harcamalara katılma paylarını peşin ödemeyi kabul etmeleri halinde, bu paylar, kabule ilişkin yazılı başvuru tarihinden itibaren bir ay içinde tahakkuk ettirilir....
Dairemiz sayın çoğunluğu, CMK 238/2 maddesine göre davaya katılma isteği sorulmadığından ve sonucunda katılma kararı verilmediğinden, katılan sıfatı alınmadan yapılan temyizin geçerli olmadığı görüşüyle öncelikle katılma konusunda karar verilmesi için dosyanın esasına girmeden usul bozması yapmıştır. Sayın çoğunluğun usul bozmasının iki ayrı yönden isabetli olmadığı düşüncesindeyiz. Şöyle ki, 1. yön: suçtan zarar gören mağdure ve vekilinin dosya içeriğine göre açıkça katılma istek ve iradelerinin bulunduğu ve bunun yerel mahkemede karara bağlanmadığının kabulü ile CMK 237/2 maddesine göre katılma isteğinin kabul edilmesi gerekliliğine ilişkin olup, 2. yön ise: Yukarıda ki hususun bulunmadığının tespiti halinde dahi bu sebebten bağımsız olarak CMK 260/1’e göre suçtan zarar gören mağdurun kanun yollarına başvurma haklarına dayanarak temyiz isteğinin kabul edilmesi gerektiğine ilişkindir....
için ise 35.000 TL katılma alacağı, 5.000 TL değer artış payı alacağı olarak ıslah etmiştir....
Davalı-davacı ... vekili, evlilik içinde kadın adına alınan ...’deki yazlık yönünden katılma alacağı,...’daki ev bakımından katılma ve değer artış payı alacağı ile evin tadilat ve dekorasyonu ile ilgili yapılan giderlerle evin değerinin artırıldığından bahisle katılma ve değer artış payı alacağı isteğinde bulunmuş, dava değerini dava dilekçesinde 5.000 TL göstermiş, yargılama sırasında talebini 60.000 TL olarak ıslah etmiştir. Mahkemece, davacı-davalı ... tarafından açılan davanın kısmen kabul kısmen reddi ile davacı-davalının dava konusu araçla ilgili olarak 2.150 TL katılma alacağı olduğunun tespitine, bu alacağın davalı-davacı ...'den alınıp davacı-davalı ...'a ödenmesine, davacı-davalının fazlaya ilişkin isteminin reddine, davalı-davacı ...'nin karşılık davasının kısmen kabul kısmen reddi ile davalı-davacının dava konusu edilen,...'deki taşınmaz için toplam 30.000 TL katılma alacağı, ...'...