Zira yoksulluk durumu, günün ekonomik koşulları ile tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve yaşam tarzları değerlendirilerek takdir edilmelidir. Yoksulluk nafakası ahlaki ve sosyal düşüncelere dayanır. Buna göre; mahkemece, dava tarihindeki şartlara göre davacı/karşı davalının yoksulluğunun ortadan kalkmadığı, asgari ücret sınırındaki gelirinin varlığının yoksulluk nafakasının tamamen kaldırılmasına neden olmayıp indirmeye karar verilebileceği, ancak davalının aldığı nafakanın cüz'i bir miktar olduğu, bu nafaka ile gelirinin toplamının ise davalıyı yoksulluktan kurtaracak düzeyde olmadığı göz önünde bulundurularak karşı davadaki yoksulluk nafakasının kaldırılması talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu bu talebin kabulüne karar verilerek yoksulluk nafakasının kaldırılması doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bendde açıklanan nedenle davacı/karşı davalı ...'...
Hukuk Dairesinin 18/01/2014 tarih, 2014/8060 Esas ve 2014/14955 Karar, 26/03/2012 tarih, 2012/4119 Esas ve 2012/7991 Karar sayılı ilamlarında belirtildiği üzere, istinaf sınırı her bir talep yönünden, kabul ve reddedilen nafaka tutarları dikkate alınarak ayrı ayrı belirlenir. Dosya incelendiğinde; davacı yararına artış yapılan yoksulluk nafakasının bir yıllık tutarı (350,00x12=4.200,00 TL), müşterek çocuklar yararına artış yapılan iştirak nafakasının yıllık tutarı (321,00x12=3.852,00 TL) karar tarihindeki kesinlik sınırının altındadır. Bu sebeple Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 341, 346 ve 352. maddeleri gereğince davalı vekilinin istinaf dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir....
Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2006/3E-2006/53K sayılı 26/10/2006 tarihli kararı ile hükmedilen 250 TL tedbir nafakasının 500 TL artırılarak dava tarihi olan 02/12/2015 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere ve tahsilde tekürrür oluşturmamak kaydıyla 750 TL'ye çıkarılmasına, tedbir nafakasının yoksulluk nafakası olarak devamına, aylık 750 TL'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, takdir edilen yoksulluk nafakasının kararın kesinleştiği tarihi takip eden aydan itibaren TÜİK'in belirlediği ÜFE oranında artırılarak devamına karar verilmiş, hüküm davalı tarafça temyiz edilmiştir. Somut olayda; davacı kadının, ilk olarak 30.01.2006 tarihinde tedbir nafakası talepli davada .... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/3E-2006/53K sayılı karar ile aylık 250,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmiş, hüküm 27.12.2006'da kesinleşmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Nafaka arttırımı Taraflar arasındaki uyuşmazlık boşanma davasından bağımsız olarak açılan iştirak ve yoksulluk nafakasının arttırılması isteğine ilişkindir. Yargıtay Kanunun 14. maddesi uyarınca Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 19.01.2015 tarih 2015/8 sayılı Kararı ile hazırlanıp, 22.01.2015 tarihli ve 29244 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (3.) Hukuk Dairesinin görevine girmektedir. 11 Nisan 2015 tarihi itibariyle Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6644 Sayılı Kanunun 2. maddesi ile değişik 2797 Sayılı Kanunun 60. maddesinin 1. ve 3. fıkraları uyarınca dosyanın görevli Daireyi belirlemek üzere HUKUK İŞBÖLÜMÜ İNCELEME KURULUNA GÖNDERİLMESİNE, 20.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen yoksulluk ve iştirak nafakasının arttırımı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 20.00 TL bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, HUMK'nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 07.12.2016 günü oybirliğiyle karar verildi....
ASLİYE HUKUK(AİLE) MAHKEMESİ TARİHİ : 29/12/2014 NUMARASI : 2014/242-2014/511 Taraflar arasındaki iştirak ve yoksulluk nafakasının arttırımı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 6,45 TL bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, 14.09.2015 günü oybirliğiyle karar verildi....
Ereğli ilçesinde yaşadığı, tarafların maddi durumları, 3 yıl önce 500 TL yoksulluk nafakası bağlandığı göz önünde bulundurulmadan karar verildiğini, bu nedenlerle yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, müvekkili lehine 1.500 TL yoksulluk nafakasına, her yıl TÜİK tarafından belirlenen ÜFE oranında arttırılmasına, davalı-k.davacının davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE : Asıl dava yoksulluk nafakasının arttırımı, karşı dava ise yoksulluk nafakasının kaldırılması, aksi kanaatte indirilmesi istemine ilişkindir. Davacı-k.davalı kadın istinafında, nafaka arttırım talebinin reddi kararı ile yoksulluk nafakasının indirilmesi kararının hatalı olduğunu, talebi doğrultusunda yoksulluk nafakasının arttırılmasını talep etmiştir. Tarafların 24/07/1992 tarihinde evlendikleri, 29/05/2006 kesinleşme tarihli karar ile boşandıkları, iş bu davanın 13/11/2018 tarihinde açıldığı görülmüştür....
Aile mahkemesinin 2016/368 esas 2016/952 karar sayılı ilamı ile boşandıklarını, kararın 04/01/2017 tarihinde kesinleştiğini, müşterek çocuğun velayetinin müvekkile bırakıldığını ve çocuk için aylık 200,00 TL katılım nafakasına, kadın için aylık 200- TL yoksulluk nafakasına hükmedildiğini, hükmedilen nafakanın günün ekonomik koşullarına göre yetersiz kaldığını, bütün bu sebeplerle müşterek çocuk için hüküm altına alınmış olan aylık 200,00 TL katılım nafakasının dava tarihinden itibaren aylık 500,00 TL'ye, davacı için hüküm altına alınmış olan aylık 200,00 TL yoksulluk nafakasının aylık 500,00 TL'ye yükseltilerek nafakaların her yıl üfe-tüfe oranında otomatik artışa bağlanmasına karar verilmesini dava ve talep etmiştir....
Aile Mahkemesinin 2017/262 Esas 2018/364 Karar sayılı ilamı ile boşandıkları , boşanma ile müşterek çocuk Deniz Beste Akın'ın velayetinin müvekkiline verildiği, anılan karar sonucunda 300,00 TL müvekkili için 300,00 TL müşterek çocuk için nafakaya hükmedildiği, bu nafakanın yetersiz olduğu davalının Kayseri Şeker Fabrikasında Laborant olarak işe başladığı , müşterek çocuğun 7 yaşında olduğu ve otizmli olduğu , özel durumundan kaynaklı ilgi ve bakıma ihtiyaç duyduğu, özel eğitim almakta olduğu gerekçeleri ile 300,00 TL olan iştirak nafakasının dava tarihinden başlamak üzere 950,00 TL arttırımı ile aylık 1250,00 TL ye çıkartılmasına , aylık 300,00 TL olan yoksulluk nafakasının dava tarihinden başlamak üzere 700,00 TL arttırımı ile aylık 1.000,00 TL ye çıkartılmasına yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
Anılan karar Dairemizin 2016/8078 Esas–2016/11099 karar sayılı ve 21/09/2016 tarihli kararı ile; " .... mahkemece; TÜİK’in yayımladığı ÜFE artış oranı dikkate alınmak suretiyle davacı lehine hükmedilecek yoksulluk nafakasının belirlenmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde fazla miktarda artırıma karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir...." gerekçesi ile bozulmuş, mahkemece bozmaya uyulmuş, mahkemece aylık 590.00.- TL yoksulluk nafakası takdir edilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir . 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre; sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2- AAÜT. 9/2 maddesinde; '' Nafaka davalarında reddedilen kısım için avukatlık ücretine hükmedilemez'' düzenlemesi vardır....