Davacı vekili dava dilekçesinde, çeyiz eşyasında yazılı eşyaların fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere bedelinin tahsilini istemiş, aynen iadesini istememiştir. HMK.nun 26. maddesine göre mahkeme hakimi teleple bağlı olup, ondan fazlasına veya bir başka şeye karar veremez. Bu nedenle dava konusu hüküm altına alınan çeyiz eşyalarının bedeline hükmetmek gerekirken, aynen iadesine karar verilmesi doğru deeğildir. Davacı dava konusu ziynet eşyasının varlığını, evi terk ederken bunların zorla elinden alındığını ve götürülmesine engel olunduğunu, evde kaldığını, ispat yükü altındadır. Olayda, davacı kadın evi son terk ettiği tarih itibariyle dava konusu ziynet eşyasının götürülmesine engel olunduğunu ve zorla elinden alındığını, daha önce de götürme fırsatı elde edemediğini dinlettiği tanıkların beyanı ile ispat edememiştir....
Mahkemenin ara kararı doğrultusunda, davacı vekili, 17/03/2016 tarihli dilekçesi ile çeyiz ve ziynet eşyası alacağı talebinin fazlaya ilişkin haklar saklı tutulmak kaydı ile 14.855 TL olarak bildirip, 12.855 TL alacak için eksik harcı yatırdığı, taşınır mallar için 2.000 TL katılma alacağı, taşınmaz için 2.000 TL katkı ve 1.000 TL değer artış payı alacağı olarak açıklama yaptığı görülmüştür....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tazminat-Nafaka-Ziynet ve Çeyiz Eşyalarının İadesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından; ziynet eşyalarının iadesi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür (TMK m. 6, HMK m. 190/1). Davacı kadın dava dilekçesinde, davalı erkeğin 20 TL verip kendisini babasının evine gönderdiğini ve daha sonra aramadığını, ziynet eşyalarının kendisine iade edilmediğini iddia etmiş, davalı erkek ise süresinde vermiş olduğu cevap dilekçesinde, davacı kadının el öpmek amacıyla babasının evine gittiğini ve ziynet eşyalarını yanında götürdüğünü ziynet eşyalarının kadında bulunduğunu savunmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Çeyiz ve Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı kadın tarafından; dava dilekçesinde ev, çeyiz ve ziynet eşyalarının aynen iadesi, aynen iadelerinin mümkün olmaması halinde ise tüm bu eşyaların bedeli olarak 39.000 TL'nin davalıdan tahsili talep edilmiş, davacı 7.3.2013 tarihli dilekçesinde ise ziynet eşyalarının değerini 17.243,80 TL olarak bildirmiş, yargılama sırasında ev ve çeyiz eşyaları davacı kadına iade edilmiş, ziynet eşyaları yönünden ise yargılamaya devam edilerek ilk hükümde ziynet eşyalarına ilişkin davanın kısmen kabulüne, ziynet eşyalarının aynen iadesinin mümkün olmaması halinde ise toplam 13.966,80 TL'nin davalı erkekten tahsiline karar verilmiştir....
Mahkemece ziynet ve çeyiz eşyalarının aynen iadesi, mümkün olmadığı taktirde 27.030 TL'nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak, davacıya verilmesine karar verilmiştir. Mahkemece bu husus nazara alınarak kabul edilen ziynet alacağı bedelinin 13.551 TL'sine dava tarihinden itibaren yasal faiz uygulaması gerekirken, kabul edilen ziynet ve çeyiz eşya bedelinin tamamına dava tarihinden itibaren yasal faiz uygulanması doğru olmamıştır. Ne var ki bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün bu bölümünün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir (HUMK.md.438/7)....
Davacı, dava konusu ziynet eşyasının varlığını, evi terk ederken bunların zorla elinden alındığını ve götürülmesine engel olunduğunu, evde kaldığını, ispat yükü altındadır. Somut olayda; Davacı ve davalı tanıklarının dinlendiği, dosyaya sunalan çeyiz senedinin davalı tarafından kabul edildiği, ziynet eşyalarının davalı tarafından bozdurulup evlilik birliği içinde harcandığı, çeyiz eşyalarının ise davalının evinde kaldığı sabittir. Sonuç olarak; İlk Derece Mahkemesinin kararında herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından, usul ve kanuna uygun olan hükme karşı davalı tarafın istinaf taleplerinin Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1- b-1 bendi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : GÜROYMAK ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 07/05/2014 NUMARASI : 2010/46-2014/75 Asıl dava; boşanma davasından ayrı olarak açılan manevi tazminat, katkı payı ziynet ve ev eşyalarının iadesi, birleşen dava boşanma davasından ayrı açılan manevi tazminat istemine ilişkin olup; mahkemece birleşen davanın reddine, asıl davanın ise kısmen kabulüne dair verilen hükmü asıl davanın davacısı tarafından manevi tazminat katkı payı alacağı ziynet ve çeyiz eşyalarının iadesi istemleri yönünden temyiz edilmiştir. Davanın niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 2. Hukuk Dairesinindir. Dosya, Yargıtay 8....
Davacı vekili dilekçesi ile; müvekkilinin olay günü müşterek çocuklarını da yanına alarak ayakkabı bile giymeden terlikle evden ayrıldığını, tüm çeyiz eşyalarının müşterek konutta kaldığını, düğünde takılan ziynet eşyalarının da davalının babasına ait arsada yapılan ev inşaatı için harcandığını iddia ederek, çeyiz ve ziynet eşyalarının aynen iadesi, olmadığı taktirde bedelinin tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile; müvekkilinin tüm birikimlerinin evde altın olarak biriktirdiğini, davacının iddia ettiği altınlardan çok daha fazlasının davacı tarafından evde saklandığını, davalı evde yokken altınların bir kısmını annesinin evine götürdüğünü, bir kısmını da kendi babası ev satın alırken ona verdiğini savunarak davanın reddini dilemiştir....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline düğünde takılan ziynet eşyalarının düğünden hemen sonra davalı tarafından alınarak iade edilmediğini, yine davacının çeyiz eşyalarının da davalıda kaldığını belirterek ziynet ve çeyiz eşyalarının aynen iadesi, mümkün olmadığı takdirde şimdilik 10.000,00 TL'nin faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş, 16/03/2021 tarihli ıslah dilekçesi ile de dava değerini altınlar yönünden 238.624,00 TL olarak ıslah etmiş, eşyalar yönünden ise birleşen davayı açmak sureti ile 4.170,00 TL değerindeki çeyiz eşyasının aynen iadesi, mümkün olmadığı takdirde faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir. Cevap dilekçesi: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; ziynet eşyalarının davacı tarafından evden ayrılırken beraberinde götürüldüğünü, iddiaların doğru olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir....
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak, davacı çeyiz ve ziynet eşyaları yönünden var olan tercih hakkını; bunların aynen iadesi, olmadığı takdirde bedelinin tahsili yönünde kullanmış ise de; yargılama sırasında aynen iade talebinden vazgeçerek eşyaların bedelini talep etmiştir. Bu durumda, mahkemece çeyiz eşyaları yönünden bedelin tahsiline karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, çeyiz eşyalarının iadesine de karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır. Bundan ayrı, tanık olarak dinlenen davacının babası, hastanede doğum yapan davacıyı evine bile götürmeden kendi evine getirdiğini beyan etmiştir....