tedbir ve yoksulluk nafakası talepleri ile tarafların maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir....
Ortak çocuk Ebru lehine daha önce açılan bağımsız tedbir nafakası davasında takdir edilmiş olan nafaka da ergin olduğu tarih itibariyle ortadan kalkmıştır. Mahkemece boşanma davasının açıldığı tarihte ergin olan ve yardım nafakası talebi de bulunmayan ortak çocuk Ebru yararına boşanma davası süresince geçici tedbir nafakası ve devamında iştirak nafakası tayini doğru olmamıştır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 10.09.2018 (Pzt.)...
Ayrıca, boşanma kararının "eklentisi" olan (yoksulluk) ve (iştirak) nafakası da aynı kurala tabi olup, icra takibine konu edilebilmesi için boşanma hükmünün kesinleşmesi gerekir. Bir başka anlatımla boşanma hükmü kesinleşmiş ise, eklentilerin (Yoksulluk nafakası, iştirak nafakası, maddi ve manevi tazminat vs.) infaz edilmesi için kararın, eklentiler yönünden de kesinleşmesi gerekmez.TMK'nun 169. maddesinde boşanma veya ayrılık davası açılması halinde hakim tarafından alınması gereken geçici önlemler hüküm altına alınmıştır. Boşanma davası içerisinde TMK'nun 169. maddesi gereğince hükmolunan tedbir nafakası boşanma ile ilgili hükmün kesinleşmesi ile kendiliğinden ortadan kalkar....
Erkeğin boşanma davasında verilen hüküm temyiz edilmeyerek kesinleşmiş olduğundan bozma sonrası verilen 22.05.2018 tarihli kararda kadının konusuz kalan boşanma davası hakkında "Karar verilmesine yer olmadığına" karar verilecek yerde kadının davası hakkında yeniden boşanma hükmü kurulması ve kabulüne karar verilip temyiz edilmeyerek kesinleşen erkeğin boşanma davası hakkında reddine karar verilerek hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....
Davalı-davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, evlilikte kadının kusurlu olduğunu, kadının davasının reddine, müvekkili lehine maddi ve manevi tazminata hükmedilmesini, kadın lehine hükmedilen tedbir nafakası ve tazminatların kaldırılmasını, birleşen davalarının tam kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava TMK 162. ve TMK'nun 163 maddesi gereğince Boşanma, Karşılıklı Boşanma davasında (TMK m.166/1) davacı-davalı taraf; erkeğin kabul edilen birleşen davası, reddedilen TMK 162 ve163 md. dayalı boşanma davaları, kusur tespiti, reddedilen yoksulluk nafakası, hükmedilen tedbir nafakası miktarı yönünden, davalı-davacı taraf; kadının kabul edilen davası, kusur tespiti, davacı lehine hükmedilen tedbir nafakası ve tazminatlar ile reddedilen maddi ve manevi tazminat talepleri yönünden süresinde istinaf talebinde bulunmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Tedbir Nafakası-Ziynet ve Çeyiz Eşyası Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı erkek tarafından, kadının kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar, velayet düzenlemesi, ziynet eşyası alacağı ve vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı-davalı kadın tarafından 18.12.2013 tarihinde ziynet alacağını da içerir şekilde karşı dava açılmış olup, talep edilen ziynetlerin değerlerinin karşı dava tarihi olan 18.12.2013 itibarıyla hesaplanması gerekirken, bu husus nazara alınmadan davacı-davalı...
Bu nedenle, davacı-davalı erkeğin, tedbir nafakası davasına ilişkin karara yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. 2-İlk derece mahkemesince, davalı-davacı kadının tam kusurlu olduğu kabul edilerek davacı-davalı erkeğin boşanma davasının kabulüne, davalı-davacı kadının boşanma davasının ve birleşen tedbir nafakası davasının reddine, erkek lehine maddi ve manevi tazminata (T.M.K m.174/1-2) karar verilmiş, davalı-davacı kadın tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine bölge adliye mahkemesince yapılan inceleme üzerine; tarafların eşit kusurlu olması sebebiyle her iki tarafın boşanma davalarının ve kadının birleşen tedbir nafakası davasının kabulüne, kadın lehine yoksulluk nafakasına (T.M.K m.175) ve tarafların tazminat taleplerinin reddine karar verilmiş, diğer istinaf talepleri reddedilmiştir....
Münhasıran açılan tedbir nafaka davasında kadın kendisi için 750 TL tedbir nafakası talep etmiş olup, talep edilen nafakanın yıllık miktarı 9000,00 TL olup, karar tarihinde kesinlik sınırı olan 72.070,00 TL'yi aşmadığından 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362. maddesi gereğince temyiz sınırı altında kalan para alacağına ilişkin karar kesindir. Açıklanan nedenle, kadının tedbir nafakası davasının reddine yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Taraflarca evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine (TMK m. 166/1) dayalı olarak karşılıklı boşanma davaları ikame edilmiş, ilk derece mahkemesince boşanmaya sebebiyet veren olaylarda, kadının tamamen kusurlu olduğu kabul edilerek; kadının boşanma davasının reddine, erkeğin davasının kabulü ile boşanmaya ve fer'ilerine ilişkin hüküm kurulmuştur....
Davacı-davalı kadın tarafından 28/01/2019 tarihinde erkek aleyhine bağımsız tedbir nafakası davası açılmış, 29/03/2019 tarihinde davanın ön inceleme duruşması yapılarak, tahkikat aşmasına geçilmiştir. Bahse konu bağımsız tedbir nafakası davası devam ederken 06/03/2019 tarihinde davalı-davacı erkek tarafından kadın aleyhine TMK’nın 166/1.maddesi gereğince boşanma davası açılmış (Eskişehir 4.Aile Mahkemesi’nin 2019/118 Esas sayılı dosyası), açılan bu davada reddedilen boşanma davasından sonra gerçekleştiği iddia edilen olaylara da maddi vakıa olarak dayanılmış, bu dava nafaka davası ile birleştirilmiştir. Davacı-davalı kadın tarafından ise 22/04/2019 tarihinde birleşen boşanma davasında karşı boşanma davası açılmıştır. Birleşen boşanma davası yönünden dilekçeler teatisi aşması tamamlanarak, 02/07/2019 tarihinde ön inceleme duruşması yapılmıştır....
Ayrı yerlerde açılan davaların; evlilik birliğinin korunması (Md.195-201) hükümlerine dayalı olarak TMK. nun 197. maddesine göre açılan tedbir nafakası davası ile boşanma hükümlerine dayalı olarak TMK. nun 166. maddesine göre açılan boşanma davasından ibaret olduğu anlaşılmaktadır. Taraflar arasında boşanma davası olsun yahut olmasın eşler evlilik birliğinin ayrı dava ile korunmasını isteyebilir ve MK. md.201 uyarınca nafaka isteyen eş yerleşim yerinde açtığı dava ile tedbir alınmasını; nafaka verilmesini isteyebilir. Tedbir isteğinin boşanma davasında istenilmesini zorunlu kılan bir hüküm yasada yer almamaktadır. Kaldı ki tedbir nafakası davası ve boşanma davası aynı sebepten doğmadığı için biri hakkında verilecek hüküm diğerini etkileyecek nitelikte bulunmamaktadır. Ayrıca nafaka alacaklısı davacı; davasını ikametgahında açabilecekken, boşanma davasında yetkili mahkemeler buna göre daha sınırlıdır....