Bu itibarla; yukarıda açıklandığı üzere boşanma ve ferilerine ilişkin kurulan hükümde usul ve yasaya aykırı bir husus bulunmadığı anlaşılmakla, her iki tarafın da bu hususlara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine, kocanın ziynet eşyasına yönelik karar ilişkin istinaf isteminin reddine, kadının ziynet eşyasına ve ev ve çeyiz eşyasına ilişkin hükümler yönünden istinaf başvurusunun kabulüne karar verilmesi gerektiği anlaşılmakla, bu yöne ilişkin istinaf talebinin kabulüne, yerel mahkemenin bu hususa yönelik gerekçe ve hükmünün düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, ev eşyası yönünden ilk derce mahkemesinin yeniden yargılama ile sonucuna göre değerlendirme yapmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Davada, davacı kadına takılan ziynet eşyaları ile çeyiz eşyalarının aynen, olmadığında bedeli talep edilmektedir. Ziynet eşyalarının davalı tarafından ev almak için bozdurulduğu, 4.500 TL'lik altının davalının kardeşine olan borcunu ödemek için bozdurulduğu anlaşılmaktadır. Ancak, bozdurulup harcanan ziynet eşyalarının iade edilmemek kaydıyla davalı kocaya verildiğini, kadının isteği ve onayı ile ziynet eşyalarının bozdurulup harcandığını davalının ispatlaması gerekir. Başka bir deyişle, davalının ispatlaması halinde davalı koca ziynet eşyalarını iade etmekten kurtulur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Ziynet Eşyalarının İadesi K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacıya düğünde takılan ziynet eşyaları ile ev eşyalarının aynen iadesine, bunun mümkün olmaması halinde bedellerinin nakden tahsiline ilişkin bulunduğuna ve davada zilyetliğe dayanılmadığına göre, 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14.maddesi hükmü gereğince, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yüksek Yargıtay ( 6.) Hukuk Dairesine ait olmakla gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 25.11.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
(AİLE) MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen ziynet ve ev eşyasının iadesi davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının müvekkiline şiddet uyguladığı ve evden kovduğunu, konutta bulunan bir kısım eşyaların tespit edildiği ve tarafına verildiğini; ... adet no frost buzdolabı, iki takım koltuk takımı, ... adet çekyat, ... adet masa-sandalyeleri, ... adet orta sehba, ... adet zigon sehpa ve ... adet fiskos sehba olan çeyiz eşyası ile ... adet 60 gr ... ayar altın kelepçe, ... adet her biri ... gr ... ayar altın düz bilezik, ... adet her biri 25-30 gr arası ... burma bileziğin tarafına verilmediğini belirterek, ziynet ve çeyiz eşyalarının aynen iadesi olmadığı takdirde bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Cevap dilekçesi: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; mehir senedinde yazılı olan ziynet eşyalarının düğünde davacıya takıldığını, ev eşyalarınında davacıya teslim edildiğini, düğünde takılan ziynet eşyalarının mehir senedinde yazılan ziynet eşyalarının aynısı olduğunu, bu nedenle davacının talebinin mükerrer olduğunu, ziynet eşyalarının halen davacıda bulunduğunu, mehir eşyalarının ise alınması için davacıya ihtar gönderildiğini ancak davacının eşyaları teslim almadığını belirterek ev eşyalarını teslime hazır olduklarından bahisle dava açılmasına sebebiyet verilmediğinden eşyalarla ilgili masraf ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını ve ziynet eşyaları yönünden davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Mahkemece; eşyalar yönünden davanın kısmen kabulü ile; ....... sayılı kararıyla tespit edilen ev eşyalarının aynen iadesine, aynen iadesi mümkün olmadığı takdirde eşyaların toplam değeri olan 2.238,00 TL'nin, dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine, ziynet eşyaları yönünden ise; 2 adet 24 gr. bileziğin dava tarihi itibariyle değeri olan 3.888,00 TL'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmiştir. 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. ./.. -2- 2-Uyuşmazlık, ziynet ve çeyiz eşyalarının aynen iadesi, bunun mümkün olmaması halinde bedelinin tahsili istemine ilişkindir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 25/09/2012 NUMARASI : 2008/134-2012/624 Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili, dava dilekçesi ile; davacıya ait ziynet, çeyiz ve ev eşyalarının davalıda kaldığını ileri sürerek, liste halinde saydıkları ziynet, çeyiz ve ev eşyalarının aynen iadesi, olmadığı taktirde bedellerinin tahsilini; ayrıca, davalıya verilen paraların iadesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, cevap dilekçesi ile; davanın reddini istemiştir. Mahkemece; dosya kapsamına göre, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, taraf vekilleri temyiz etmiştir....
Davalı; ziynet eşyalarından bir bölümünü davacının rızası ve iade edilmemek şartıyla araç almak için bozdurduğunu, geriye kalan ziynet eşyalarının ise davacıda olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece; davaya konu ziynet eşyalarının, davacının bilgisi ve rızası dahilinde davalı tarafça bozdurularak bir kısmı ile araba alındığı, bir kısmının da borçların ödenmesi için kullanıldığı, davacı tarafından ziynet eşyalarının bilgisi dışında ve rızası alınmaksızın harcandığının ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava, kişisel eşya niteliğinde olan ziynet eşyalarının aynen iadesi, olmadığı takdirde bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Yerleşmiş Yargıtay kararlarında da belirtildiği gibi, evlilik sırasında kadına takılan ziynet eşyaları kim tarafından alınmış olursa olsun ona bağışlanmış sayılır, ona iadesi gerekir....
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davacı-davalı kadının katılma alacağına yönelik açık talebi olmadığı, talebin katkı payı, ziynet ve çeyiz eşya alacağı olduğu, Mahkemece taleple bağlılık ilkesi gözetilmeksizin ağaçlar ve ev eşyası yönünden katılma alacağı ilişkin talep olmamasına rağmen kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu; Mahkemece takdir edilen katkı payı oranının hak ve nesafet kurallarına uygun belirlendiği, katkı payı alacağına ziynetlerin dava tarihindeki değerinin eklenmesinin hatalı olduğu; davacı-davalı kadının ziynet eşyalarının aynen, mümkün olmaması halinde bedelini istediği, öyleyle ziynet eşyalarının kabul edilmesi halinde ev eşyaları yönünden hüküm kurulamayacağı, davacı-davalı kadının ev eşyalarının ziynet eşyalarıyla alındığını kabul ettiği, ev eşyalarının evlilik sırasında getirildiğine yönelik bir iddia da olmadığı, ziynet eşyalarının varlığı ve davalı-davacı erkeğin ziynet eşyalarını aldığı bir...
Evlilik ve nişan sırasında kadına takılan ziynet eşyaları kim tarafından alınmış olursa olsun ona bağışlanmış sayılır. Kadının ziynet eşyalarının varlığını ve evde kaldığını ya da erkek tarafından elinden alındığını kanıtlaması halinde ziynetlerin kadına iadesi gerekir. Ancak, ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere kocaya verildiğinin, kadının isteği ve onayı ile iade edilmemek üzere bozdurulup ihtiyaçlar için harcandığının erkek tarafından kanıtlanması halinde, erkek ziynet eşyalarını iadeden kurtulur. Davacı, ziynetlerin varlığını ve davalı tarafından rızası dışında alınıp iade edilmediğini ispat yükü altındadır. Somut olayda davacı, davalı tarafından ziynet eşyalarının elinden alındığını ve iade edilmediğini dayandığı delillerle ispat edememiştir. İspat yükü kendisine düşen ve davasını dayandığı delillerle kanıtlayamayan davacının davasının reddine karar verilmesi gerekir. İlk derece mahkemesince de davanın reddine ilişkin verilen kararın isabetli olduğu anlaşılmıştır....