Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacının istinaf dilekçesi ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Evlilik sırasında kadına takılan ziynet eşyaları kim tarafından alınmış olursa olsun ona bağışlanmış sayılır, ona iadesi gerekir. Ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardandır. Bu nedenle, evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. (6.Hukuk Dairesi 09.05.2011 tarih ve 2011/1701- 6067, 6. HD . 06.03.2012 tarih ve 2012/333- 3494, 3. HD. 13.03.2013 tarih ve 2013/3318- 4289) Bu halde, kural olarak, davacı kadın ziynet eşyalarının varlığını ve evden ayrılırken davalıda kaldığını ispatlamak zorundadır. Ancak, bu karinenin aksinin ispatı mümkündür....

Mahkeme hükmünde, ziynet eşyalarının ayarları ayrı ayrı yazılmamış olup, infazda tereddüt oluşturacak şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. 3-Bundan ayrı olarak, Mahkemece, dava konusu ziynet eşyalarının değerinin tespiti amacıyla konusunda uzman olmayan avukat bilirkişiden rapor alınmak suretiyle hüküm tesisi yoluna gidilmiş, çeyiz eşyalarının değerleri ise tespit edilmemiştir. Dava konusu hakkın değerinin para ile ölçülebilen haklardan olması nedeniyle harç ve vekalet ücretinin sağlıklı bir şekilde hesaplanması ve ziynet eşyalarının gram, ayar ve niteliklerinin tespiti için kuyumcu bir bilirkişiden, çeyiz eşyalarının değerinin tespiti için konusunda uzman bilirkişiden rapor alınması zorunluluk arzetmektedir. Bu nedenle, mahkemece konusunda uzman bilirkişilerden rapor alınmadan, yalnızca ziynetler yönünden avukat bilirkişinin düzenlediği rapor hükme esas alınmak suretiyle karar tesisi doğru görülmemiştir....

    Mahkemece; yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre, ziynet eşyasının rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalar oldukları, evden ayrılan kadının bunları üzerinde götürebileceği, normal şartlarda ziynet eşyasının kadının yanında olduğunun kabulü gerektiği, müşterek evden kendi isteği ile ayrılan davacının ziynet eşyalarının miktarını ve davalı tarafta kaldığını ispat edemediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre; davacı tarafın, 1 adet kalın burma bileziğe yönelik sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2- Davacı tarafın diğer ziynet eşyalarına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Dava, davalı eşte kaldığı ileri sürülen 10 adet ... Burması diye adlandırılan ziynet eşyasının iadesi istemine ilişkindir....

      Davalı, davalının müşterek haneyi terk ederken ziynet eşyalarını yanında götürdüğünü, diğer çeyiz eşyaların ise bir kısmının kendisinde bulunduğunu ve bu eşyaları iadeye hazır olduğunu belirterek, davanın dilemiştir. Mahkemece, davanın kabulü ile, belirtilen çeyiz ve ziynet eşyalarının davacıya aynen iadesine, aynen iadesi mümkün olmadığı takdirde takı ve eşyaların toplam bedeli olan 17.883.26 TL'nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm davacı tarafça temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir. 6100 sayılı Yasanın, hüküm fıkrasında bulunması gereken unsurları ifade eden HMK.'...

        Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma - Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı erkek tarafından; vekaletname, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar ve ziynetler yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davalı-karşı davacı erkeğin boşanma ve fer'ilerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde, Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına, karar vermek gerekmiştir. 2-Davacı-karşı davalı kadının ziynet alacağına yönelik davasına gelince; Davacı-karşı davalı kadın dava dilekçesiyle, önceki eşinden boşandıktan sonra açtığı ziynet eşyalarına yönelik alacak istemli davasında Kayseri 3....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Ziynet Eşyalarının İadesi-Mal Rejiminin Tasfiyesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı erkek tarafından, kadının boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminat ve nafakalar yönünden temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 28.09.2015 günü temyiz eden davalı-karşı davacı ... vekili Av. ... geldi. Karşı taraf davacı-karşı davalı ... ve vekilleri gelmedi. Gelenin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü....

            DAVA Davacı kadın dava dilekçesinde; evlilik birliğinin temelinden sarsılmış olması nedeniyle 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, davalı erkeğin babası ve kardeşi tarafından kadına ait ziynet eşyalarının alınarak kadına iade edilmediğinden bahisle cins ve nevi dava dilekçesinde belirtilen ziynet eşyalarının aynen iadesine, aynen iadesi mümkün olmadığı takdirde bilirkişi marifetiyle belirlenecek bedelin kadına geri ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. II....

              Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu ziynet eşyalarının müvekkilinde olmadığını, evliliğin başından beri ziynet eşyalarının davacıda kaldığını, kendisinin muhafaza ettiğini, davacının evden çıkarken dahi ziynet eşyalarını yanına alarak çıktığını belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

              ise, düğünde takı töreninden sonra erkeğin ablasının ve ablasının eşinin kendisini takı odasına götürdüğünü ve tüm takılarını aldıklarını, ziynetlerin erkeğin annesinin evinde olduğunu iddia ederek ziynetlerin aynen iadesine, olmadığı takdirde bedeline hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

                Davacı-karşı davalı vekili asıl davada; davalının evlilik öncesi cinsel yaşamına dair müvekkiline gerçeğe aykırı beyanlarda bulunduğunu, evliliğin gerçekleşmesinden kısa bir süre sonra kandırılmış olduğunu öğrendiğini, gerçeği bilmesi halinde bu evliliğin gerçekleşmemiş olacağını, davalı ile evlilik öncesi düğün, balayı dahil, evlendikten sonra ise ev tadilatı dahil ciddi masraflar yaptığını beyan ederek, bu nedenle uğradığı maddi ve manevi zararının tazmini isteminde bulunmuştur. Davalı-karşı davacı vekili asıl davanın reddi gerektiğini savunmuş, karşı davada; davacının düğünde takılan tüm para ve takılarının, çeyiz ve şahsi eşyalarının davalıda kaldığını, evlilik nedeniyle işini bıraktığını, evlilikten beklediği menfaatlerden mahrum kaldığını, evlilik süresince hakaret ve baskıya uğradığını beyan ederek, ziynet eşyaları ve çeyiz eşyalarının öncelikle aynen iadesi ile uğranılan maddi ve manevi zararın giderilmesi isteminde bulunmuştur....

                  UYAP Entegrasyonu