WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dairemizin 08.05.2017 tarih, E.2016/1033-K.2017/5509 sayılı bozma ilamının 1. bendinde de belirtildiği üzere boşanmaya sebep olan olaylarda davacı-davalı erkek tamamen kusurlu olup boşanma davasının reddine karar verilmesi gerekirken davasının kabulü doğru değildir. Davalı- davacı kadın tarafından davacı-davalı erkeğin kabul edilen boşanma davası da temyiz edildiği halde bu husus ilk inceleme sırasında gözden kaçırıldığından davalı-davacı kadının bu yöne ilişkin karar düzeltme isteğinin kabulüne karar vermek gerekmiştir. Ne var ki, davalı-karşı davacı kadının kabul edilen boşanma davasında verilen boşanma kararı temyizin kapsamı dışında bırakılmak suretiyle kesinleşmiş; erkeğin asıl davasının boşanma bakımından konusu kalmamıştır....

    Türk Medeni Kanununun 166. maddesi gereğince, daha fazla kusurlu olan taraf da boşanma davası açabilir. Bu durumda davalının davaya itirazı hakkın kötüye kullanılması niteliğinde ise ve evlilik birliğinin devamında korunmaya değer bir yarar kalmamış ise boşanmaya karar verilebilir (TMK.md 166/2). Açılan boşanma davalarında davacı-karşı davalı kadın az da olsa kusurlu olup, davalı-karşı davacı kocanın açtığı davaya yönelik itirazı hakkın kötüye kullanılması niteliğindedir. Evlilik birliğinin devamında korunmaya değer bir yarar kalmadığından davalı-karşı davacının davasının da kabulüyle boşanmaya hükmedilmesi gerekirken, karşı boşanma davası hakkında olumlu veya olumsuz bir hüküm kurulmaması isabetsizdir. Ne var ki davalı-karşı davacı, davacı-karşı davalının açmış olduğu boşanma davasında verilen boşanmaya dair hükmü temyizin şumulü dışında bırakmış, bu sebeple verilen boşanma kararı kesinleştiğinden davalı-karşı davacının boşanma davasının konusu kalmamıştır....

      Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-karşı davacı kadının Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesi hukuki sebebine dayalı boşanma davasının reddine ve tedbir nafakasına (TMK m.169) yönelik temyiz itirazları yersizdir. 2-Davalı-karşı davacı kadının, erkeğin boşanma davasına yönelik temyiz itirazlarına hasren yapılan incelemede; Davacı-karşı davalı erkek tarafından; ... Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinde açılan boşanma davası reddedilip 29.1.2004 tarihinde kesinleşmiştir. Taraflar bu tarihten sonra bir araya gelmedikleri gibi, fiili ayrılık süresi zarfında davalı-karşı davacı kadına atfı kabil bir kusurun varlığı ispatlanamamıştır....

        Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1- Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, davacı-karşı davalı erkeğin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2- Mahkemece verilen ilk hükümle her iki tarafın boşanma davalarının kabulüne karar verilmiş, bu hüküm erkek tarafından, kadının boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası ve tazminatlar yönünden temyiz edilmiştir. Davalı-karşı davacı kadının temyizi bulunmadığından erkeğin davasında verilen boşanma hükmü temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir. Taraflar arasındaki evlilik, erkeğin kesinleşen boşanma davası ile sona erdiğine göre davalı-karşı davacı kadının davasındaki boşanma hükmünün konusu kalmamıştır....

          Gerçekleşen bu durum karşısında, davalı-karşı davacı erkeğin boşanma davasının reddine karar verilmesi gerekirken, boşanma davasının kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir. Ne var ki, davacı-karşı davalı kadının kabul edilen boşanma davasında verilen boşanma hükmü temyizin kapsamı dışında tutulmak suretiyle kesinleşmiş, davalı-karşı davacı erkeğin boşanma davasında, boşanma isteminin konusu kalmamıştır. Davalı-karşı davacı erkeğin davasında, boşanma istemi konusuz kalmakla birlikte, davanın açıldığı tarihteki haklılık durumuna göre yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden bir karar verilmesi gerekir....

            Gerçekleşen bu duruma göre davacı-davalı erkeğin boşanma davasının reddi gerekirken kabulü doğru değildir. Ancak, davalı- davacı kadın tarafından açılan boşanma davasının kabulü ile verilen boşanma hükmü temyizin kapsamı dışında bırakılmak suretiyle usulen kesinleşmiştir. Bu durumda erkeğin boşanma davasındaki boşanma talebinin konusu kalmamıştır. O halde, bu husus gözetilerek erkeğin boşanma talebi hakkında "konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına" şeklinde hüküm kurmak ve yargılama giderleri ile vekalet ücreti yönünden haklılık durumuna göre karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir. 3-Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz....

              Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2011/ 261 Esasında kayıtlı boşanma davası bulunmaktadır. Taraflar arasındaki mal rejimi TMK'nun 225/ 2. maddesi gereğince boşanma davasının açıldığı tarihte sona ermekte olup mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkı boşanma dava tarihi itibariyle doğar. Ancak bu hakkın kullanılabilmesi ve tasfiyeye karar verilebilmesi için boşanma davasının olumlu sonuçlanarak kesinleşmesi gerekir. Somut olayda taraflar arasında devam eden boşanma davası bulunduğu saptanmış olup bu boşanma davasının açılmasıyla davacının mal rejiminden kaynaklanan alacak hakkı doğmuştur. Ancak tasfiyeye karar verilebilmesi için boşanma davasının sonucunun beklenmesi ve HGK'nun 27.06.2012 tarih 2012/ 8-268 Esas, 2012/420 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere boşanma davası bekletici mesele yapılmalıdır. Bu halde boşanma davasının olumlu sonuçlanması durumunda TMK'nun 214/2. maddesindeki yetki şartı da gerçekleşmiş olacağından mahkemece ......

                Ancak; davacı-karşı davalı kadın tarafından açılan boşanma davasında verilen boşanma hükmü, taraflarca temyiz edilmeyerek kesinleşmiş olduğundan; davacı-karşı davalı kadının davasında verilen boşanma hükmü bakımından feragat bir sonuç doğurmaz. Ne varki, temyize konu olduğundan; mahkemece verilen hüküm davalı-karşı davacı erkeğin boşanma davası ve boşanmanın fer'ileri yönünden henüz kesinleşmemiştir. Feragatin sonuç doğurması için karşı tarafın kabulüne gerek bulunmamaktadır. Davaya son veren bir taraf işlemi olarak feragat kesin hükmün sonuçlarını doğurur. Açıklanan nedenlerle tarafların karar düzeltme isteğinin kabulü ile Dairemizin 03.10.2018 tarihli kısmen bozma kısmen onamaya dair ilamının kaldırılmasına ve tarafların feragat beyanları gereğince davalı-karşı davacı erkeğin boşanma davası ile boşanmanın ferileri hakkında yeniden bir karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir....

                  Bu durumda, kadın tarafından açılan boşanma davasının da kabulü gerekirken, reddi doğru değildir. Ancak, davacı-karşı davalı erkek tarafından açılan boşanma davasının kabulü ile verilen boşanma hükmü temyizin kapsamı dışında bırakılmak suretiyle usulen kesinleşmiştir. Bu durumda kadının boşanma davasındaki boşanma talebinin konusu kalmamıştır....

                    Mahkemece; manevi tazminat talebinin evlilik birliği içerisinde yaşanan olaya ilişkin olduğu, boşanma kararının 22/09/2020 tarihinde kesinleştiği, tazminat talebine esas alınacak kusurun boşanma davasında belirlenen ve boşanma sebebi olarak kabul edilen kusur olduğu, tazminat talepleri için yeni vakıalara dayanılmasının ve yeniden kusur dağılımı ve derecelendirmesi yapılmasının mümkün olmadığı, boşanma ilamında boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğunun belirlendiği, kadın yararına manevi tazminata hükmedilmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili kararı özetle, boşanma davasında kadının tazminat isteğinin olmadığı, bu davada dayanılan ceza dosyasına boşanma davasında dayanılmadığı, erkeğin manevi tazminat talebinin ise reddedildiği, taleplerinin TBK'nın 49 ve 58. maddesi kapsamında haksız fiil hukuksal sebebine dayalı olarak açıldığı, Yargıtay 4. ve 20....

                    UYAP Entegrasyonu