İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Hükme karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuş olup 23/09/2018 tarihli istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davalının ekonomik darboğazda olduğunu hükmedilen maddi ve manevi tazminatı ödemesinin mümkün olmadığını, davacının dava açma sebebinin yaşanılan ekonomik kriz olup mahkemenin gerekçeli kararında davacının zina nedeniyle dava açamayacağını tespit ederken hüküm kısmında hem zinadan hem de evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma kararı vermesinin doğru olmadığını bu nedenlerle ilk derece mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Dava, zina, pek fena muamele ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma istemine ilişkindir....
Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davaların kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir. Kararın davalı-davacı vekili tarafından istinaf edilmesi ve akabinde de istinaftan feragat edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. DAVA Davacı-davalı vekili dava dilekçesinde, evlilik birliğinin davalı-davacının kusurlu davranışları nedeniyle temelinden sarsıldığını iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedeniyle boşanmalarına hükmedilmesini talep etmiştir. II....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki "boşanma" ve "karşı boşanma" davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı-davacı (koca) tarafından; kadının kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi ve fer'ileri yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle; mahkemece, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında ve boşanmaya neden olan olaylarda, davalı-davacı (koca)'nın balayında kıskançlık sonucu eşine şiddet uyguladığı, kusur olarak yüklenmiş ise de, bu olaydan sonra tarafların barıştıkları ve bir yılı geçkin süredir birlikte yaşadıkları, böylelikle kadının eşinin bu kusuru affettiği veya en azından hoşgörü ile karşıladığının kabulü gerekmekte olup, bu eylemin kocaya kusur olarak yüklenemeyeceği; ancak tarafların karşılıklı olarak birbirlerine...
İhtar isteği, bundan önceki olayların affedildiğini veya hoşgörüyle karşılandığını, evlilik birliğinin devamının samimi olarak arzu edildiğini gösterir. Affedilen veya en azından hosgörüyle karşılanmış olan olaylara dayanılarak da evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı kabul edilemez. İhtar isteğinden sonra da davalıdan kaynaklanan evlilik birliğini temelinden sarsar nitelikte bir olay ispatlanmamıştır. Bu durumda boşanma davasının reddi gerekirken, yetersiz gerekçe ile boşanmaya karar verilmesi doğru bulunmamıştır. SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda (2.) bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan bölümlerinin ise yukarıda (1.) bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.09.09.2015(Çrş.)...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından boşanma ve tazminatlar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı kadın tarafından açılan evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı (TMK madde 166/1) boşanma davasının yapılan yargılaması sonucunda mahkemece, tanık beyanlarına göre davalının barışma teklifinin davacı tarafından kabul edildiğinin sabit olduğu, cinsel birlikteliğin doğası gereği başkalarınca bilinmesinin güçlüğü bir yana bunun yaşanıp yaşanmamasının barışma (affetme) iradesinin gösterilmesinden (açıklanmasından) sonra bunun bir önemi de olmadığını, bu koşullarda tarafların davadan önceki olaylarla ilgili olarak birbirlerini affettiklerinin kabulü ile buna bağlı olarak davacının evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı yönündeki iddiasını...
Mevcut olaylara göre evlilik birliğinin, devamı eşlerden beklenmeyecek derecede, temelinden sarsıldığı kuşkusuzdur. Ne var ki, bu sonuca ulaşılması tamamen kadın eşin tutum ve davranışlarından kaynaklanmış olup, erkek eşe atfı mümkün hiçbir kusur gerçekleşmemiştir. Gerçekleşen bu duruma göre, boşanmaya neden olan olaylarda kadın tam kusurlu olup boşanma davası açmakta haklı olmadığından kadının davasının reddine karar vermek gerekirken kabulü doğru değil ise de erkeğin boşanma davasının kabulü suretiyle verilen boşanma hükmü temyize gelmediğinden kesinleşmiştir. Bu durumda kadının boşanma davasındaki boşanma talebinin konusu kalmamıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından; tazminat miktarları ve nafakalar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Toplanan delillerden davacı kocanın, eşini babaevine gönderdiği, hamileliği ve çocuğun doğumuyla ilgilenmediği, evlilik birliğinin yüklediği yükümlülükleri yerine getirmekten kaçındığı ve böylelikle, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında ve boşanmaya neden olan olaylarda tam kusurlu olduğu; davalı kadının ise kusurlu bir davranışının ispatlanamadığı anlaşılmaktadır....
DAVA 1.Davacı-karşı davalı vekili dava dilekçesinde; davalının asabi uyumsuz ve hırçın kişiliği nedeniyle evlilik birliğinin çekilmez hale geldiğini, ortak çocukların psikolojisininde olumsuz etkilediğini, davalının, davacıya her koşul ve ortamda çocukların ve akrabalarının yanında hakaret ve küfür ettiğini, davalının küfür ve hakarete başvurmasının davacının gurur ve onurunu incittiğini, bunun kabul edilemeyeceğini, bu nedenlerle davacının 8 ay önce ortak konuttan ayrıldığını ve evlilik birliğinin devamında bir yarar kalmadığını beyanla, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. 2....
Davacı dava dilekçesinde davalının evliliğinin başından itibaren bir takım davranış bozukluklarının, anomaliliklerinin bulunduğunu, bu durumun kendisinden saklandığını, davalının evlilik sürecinde ruh sağlığı yönünde tedaviler gördüğünü, hastalığının iyileşemez olduğunu ileri sürerek boşanma ve maddi ile manevi tazminat talep etmiş, dava dilekçesinin konu kısmında " evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma" demek suretiyle dava dayanak sebebini TMK.nun 166/1. maddesi olarak belirtmiştir. Davacının akıl hastalığına dayalı boşanma davası bulunmamaktadır. Her ne kadar hukuki değerlendirme hakime ait ise de tereddüt hasıl olduğunda tarafa dava sebebini yani davanın hukuki dayanağının açıklatılması gerekmektedir. Davacının, dava dilekçesinde ve dosya kapsamında sunduğu tüm dilekçelerinde boşanma talebinin akıl hastalığına dayandığına dair bir beyanı bulunmamaktadır....
Boşanma kararı verilebilmesi için TMK 166/1- 2 maddesi gereğince evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenemeyecek derecede temelinden sarsıldığının ispatlanması gerekeceği, dosya kapsamından doğrudan taraflar arasında evlilik birliğinin davalı erkekten kaynaklanan sebepler ile ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve evlilik birliğinin devamına imkan vermeyecek derecede bir geçimsizliği, kabule elverişli ciddi sebep ve deliller tespit edilemediği anlaşılmıştır....