Mahkemece; "Toplanan deliller ve dosya kapsamına göre; tarafların 17/11/2013 tarihinde evlendikleri, yukarıda ziynet eşyalarına ilişkin olarak özetlenen tanık beyanlarının tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde bir bütün olarak dikkate alındığında düğünde davacı karşı davalı kadına takılan ziynet eşyalarının tarafların evlenmeleri sonrası, yapılan birikimler ile birleştirilip İstanbul ilinden ev alınmak üzere saklanması amacıyla bankaya yatırılmak üzere kadın tarafından kocaya teslim edildiği, sonrasında ise kadının birlikte ev alınmak üzere bu ziynet eşyalarının kocadan istemesi üzerine koca tarafından iade edilmediği, davacı karşı davalı kadının müşterek konuttan ayrılırken davaya konu ziynet eşyalarının uhdesinde bulunmadığı, davalı karşı davacı koca tarafından da bu eşyaların iade edilmemek üzere kendisine verildiğinin veya kadının isteği ve onayı ile bozdurulup müşterek ihtiyaçlar için harcandığı hususunun da ispatlanamadığı kanaatine varılmıştır....
iddia ederek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere eşyaların aynen iadesini, aynen mümkün olmadığı takdirde ziynet eşyaları ve çocuk malları için 3000 TL'nin boşanma tarihinden faizi ile davalılardan alınarak davacıya ödenmesini, şahsi alacak ve evlilikte edinilen menkul mallar bakımından gerçek alacak miktarı saklı kalmak üzere şimdilik 2000 TL'nin davadan faizi davalı eşten alınarak davacıya ödenmesini talep ve dava etmiş, 07.06.2017 tarihli ıslah dilekçesi ile de şahsi alacak ve katılma alacağı taleplerini toplamda 2.129,70 TL, ziynet eşyalarının iadesi ve çocuk mallarının korunmasına ilişkin taleplerini toplamda 55.370,48 TL olarak (ziynet eşyalarının iadesi talebi için 48.337,70 TL, çocuk mallarının korunması için 7032,78 TL ) ıslah etmiştir....
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkil aleyhine açılan ziynet ve çeyiz eşyası istemli davasının öncelikle usulen davacı adedinin ve miktarını tam olarak bildiği ve kurunu da bildiği ziynetler için belirsiz alacak davası açamayacağını, bu nedenle davanın usulden ve esastan reddinin gerektiğini, kesinleşen Siirt 2....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK(AİLE) MAHKEMESİ Taraflar arasındaki kişisel eşyanın iadesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı; davalının boşanma davası açtığını, bu davanın temyiz aşamasında olduğunu, getirdiği çeyiz ve ziynet eşyalarını almadan müşterek evden ayrıldığını, çeyiz eşyası için 15.000,00 TL, ziynet eşyası için 10.000,00 TL masraf yaptığını belirterek, 25.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı tarafın sair temyiz itirazları yerinde değildir. Yerleşmiş Yargıtay kararlarında da belirtildiği gibi, evlilik sırasında kadına takılan ziynet eşyaları kim tarafından alınmış olursa olsun ona bağışlanmış sayılır, ona iadesi gerekir. Ancak, ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere kocaya verildiğinin, kadının isteği ve onayı ile ziynet eşyalarının bozdurulup ev ihtiyaçları için harcandığının kanıtlanması halinde, koca ziynet eşyalarını iadeden kurtulur. Davada, davacı kadına ait olduğu anlaşılan ziynet eşyalarının bir bölümünün bozdurularak davacı adına kayıtlı aracın satın alındığı tarafların da kabulündedir. Geriye kalan ziynet eşyalarının ise, evliliğin devamı sırasında davalı koca tarafından bozdurularak, düğün giderleri ve ev ihtiyacı için harcandığı taraf tanıklarının beyanları ile sabittir....
altın zincir, 4 adet cumhuriyet altını, 13 adet çeyrek altın ve 4.000,00TL para takıldığını, davalının ve ailesinin bu ziynet eşyalarının kendisinden zorla aldıklarını, bu nedenlerle ziynet eşyalarının ve çeyiz eşyalarının kendisine iade edilmesini talep ve dava etmiştir....
DAVA TÜRÜ : Boşanma DOSYANIN DAİREYE GELİŞ TARİHİ: 10.09.2015 K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık boşanma, ziynet eşyası ve ev eşyası iadesi, tedbir nafakası isteğine ilişkindir. Yargıtay Kanunu 14. maddesi uyarınca Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 19.01.2015 tarih 2015/8 sayılı Kararı ile hazırlanıp, 22.01.2015 tarihli ve 29244 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (2.) Hukuk Dairesi'nin görevine girmektedir. 11 Nisan 2015 tarihi itibariyle Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6644 sayılı Kanun'un 2. maddesi ile değişik 2797 sayılı Kanun'un 60. maddesinin 1. ve 3. fıkraları uyarınca dosyanın görevli daireyi belirlemek üzere HUKUK İŞBÖLÜMÜ İNCELEME KURULU'NA GÖNDERİLMESİNE, 21.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Davalı istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkemece verilen kararının hukuka ve usule aykırılık teşkil ettiğini ve bu itibarla aleyhe verilen bu haksız kararın kaldırılmasına karar verilmesi gerektiğini, kararın gerekçesiz olduğunu, eldeki dosyada dosyanın tefrik edildiğini, boşanma davasında bulunan boşanmaya konu edilen vakalar ve kusur belirlemesi dışında davacı yanın ziynet alacağı iddiası ve kuyumcu bilirkişisi raporu dışında bir belge ve yazı deliline yer verilmediğini, dosya kapsamına bakıldığında davacı tarafın iddiası dışında bir içeriğin olmadığını, kendisinin ziynet eşyalarını kesinlikle almadığını, bunların davacının uhdesinde olduğunu söylemesine rağmen bunun kararın hiçbir kısmında yer almadığını, kararın gerekçesiz olduğundan mevcut Yargıtay kararları doğrultusunda bu yönüyle de usul ve yasaya aykırı olduğunun açık olduğunu, ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, görülebilen türden eşyalardan olduğu için evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden...
Mahkemece; davalının ... ili Gülşehir ilçesi sınırları içerisinde ikamet ettiği, eşya ve ziynet bedeli dolayısıyla alacak davasına ilişkin yetkili yer mahkemesinin genel hükümler çerçevesinde davalının ikametgah mahkemesi olduğu gerekçesiyle, davacı tarafça açılan dava dilekçesinin yetkisizlik nedeniyle reddine, kararın kesinleşmesinden itibaren talep halinde yetkili ve görevli Gülşehir Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, hüküm davacılar tarafından temyiz edilmiştir. 1-Davacılar, davacı ...'in resmi nikah olmaksızın evlendiğini, davalının, kendisinin evde olmadığı bir sırada evdeki eşyaları ve ziynet eşyalarını alıp gittiğini belirterek düzenlenen çeyiz senedinin iptali, çeyiz senedinde belirtilen ziynet ve ev eşyalarının iadesi istemiyle eldeki davayı açmış, mahkemece yetkisizlik nedeniyle dava dilekçesinin reddine karar verilmiştir. Taraflar arasında resmi nikah bulunmamaktadır. Bu duruma göre uyuşmazlığın çözümü genel mahkemelerin görevindedir....
Mahkemece, davanın dayanağının taraflar arasında boşanma davasına esas olmak üzere hazırlanan ancak daha sonra anlaşmalı boşanmanın sağlanamaması nedeniyle işleme konulmayan protokole ilişkin olduğunu, bu protokolün taraflar ve tanıklar huzurunda müştereken imzalandığını, davacının davalıya verdiği ziynet altınlarını ve 10.000,00 TL'lik borcu boşanma durumunda istemeyeceği düzenlendiğini, evlilik sırasında kadına takılan ziynet eşyaları kim tarafından alınmış olursa olsun ona bağışlanmış sayılacağını ve artık onun kişisel malı niteliğini kazanacağını, davacı kocanın ziynet eşyasına ilişkin taleplerinin dayanaksız olduğunu, ziynet eşyasına konu 6 adet bilezik ve 10 çeyrek altına ilişkin talebin reddedildiğini, taraflar arasında yapılan protokolden davacının davalıya 10.000,00 TL borç verdiğinin anlaşıldığını, protokolün boşanmaya esas alınmasa da yazılı belge niteliğinde olduğunu, davalının borcu ödediğini ya da borç miktarının o kadar olmadığını başkaca yazılı delille ispatlayamadığı...