"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ALACAK -KARAR- Dava, adi şirketin feshi ve tasfiyesi, buna bağlı olarak elatmanın önlenmesi ve kar payı alacağı isteğine ilişkindir. Davanın açıklanan bu nitelendirmesine göre, 2797 Sayılı Yargıtay Yasasının 14.maddesi uyarınca temyiz incelemesi Yüksek 11.Hukuk Dairesine ait bulunduğundan dosyanın ilgisi yönünden anılan Daire Başkanlığına gönderilmesine, 14.06.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Karın dağıtılması için çıkarılması gereken ortaklık bilançosu, TTK'nın 539. maddesi hükmüne göre, ortaklar kurulunun kararı ile kesinleşir. 6102 Sayılı TTK'nın 608. maddesinde de, limited şirketlerde kar payı dağıtımına ilişkin esaslar belirtilmiş olup, 616/1-e maddesinde de kar payı hakkında karar verilmesinin genel kurulun devredilemez yetkileri arasında bulunduğu belirtilmiştir. Somut olayda, davacı davalı şirkette azlık hak sahibi konumunda olup, şirketin kuruluşundan bu yana yaklaşık %30'un üzerinde paya sahiptir. Davacının kar dağıtılmayan bu süreç içerisinde ortaklar genel kurulunda kar payının dağıtılmasını talep etme ve bu talebin reddine karar verilmesi halinde de bu karara karşı iptal davası açması mümkün iken, bu yola başvurmadan uzun süre bekleyerek ve ihtilaf çıkarmadan davalı şirketin uzun süredir kar payı dağıtmadığını ileri sürmesi dinlenemez. Bir başka anlatımla, uzun süredir kar payı dağıtılmaması davacı tarafından haklı sebep olarak ileri sürülemeyecektir....
, kâr payı dağıtılabilmesi için öncelikle ortaklara kâr payı dağıtılması yönünde ortaklar kurulunca bir kararın alınması gerektiği, kâr payının, genel kurulda verilen dağıtım kararından sonra ortaklarca talep edilebilir hale geleceği, genel kurulda kâr payı dağıtımına ilişkin karar alınmadığı müddetçe kâr payı dağıtımının yapılmasının mümkün olmadığı, davalı şirketin genel kurulu tarafından kar payı dağıtılmasına ilişkin alınmış bir karar bulunmadığı gözetildiğinde davacının kar payı alacağı talep edemeyeceği anlaşılmakla davacının davasının kısmen kabulü ile davacının davalı şirketten haklı nedenle çıkma isteğinin kabulüne, çıkma payı alacağı ve kar payı alacağı isteklerinin reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
DAVACILAR TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; bilgi alma ve inceleme haklarının açıkça ihlal edildiğini, ihtarnameye rağmen istenilen belgelerin gönderilmediğini, bağlılık ve özen yükümlülüklerine aykırı davranıldığını, 10 yıla ait kar payı alacağının bulunduğunu, TTK'nin 394. maddesi gereğince kar payı taleplerinin kar payına ilişkin Genel Kurul kararının bulunmadığını ve kârın bulunmadığı gerekçesi ile reddedildiğini, ancak çifte muhasebe hesabı iddialarının değerlendirilmediğini, eksik inceleme yapıldığını, kar payı olmasa bile TTK'nin 531. Maddesine göre çıkma payı verilerek ortaklıktan çıkarılmasına karar verilmesi gerektiğini, fesih şartlarının bulunduğunu, ortaklığın çekilmez hal aldığını ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Dava, ... ortaklığı sözleşmesinden kaynaklanan kar payı alacağının tahsili istemine ilişkin olup, ... ortaklığı konusundaki akdi ilişki davalı tarafından da kabul edilmekle birlikte, kar payının ortaklar arasında paylaştırılmış olduğu, bu nedenle davacının herhangi bir alacağının kalmadığı savunulmuştur. Davalı, ortaklık ilişkisini kabul ettiğine göre, uyuşmazlığın çözümünde Borçlar Kanununun 520 2010/15504-2011/3939 ve devamı maddelerindeki hükümler dikkate alınmalıdır. Aynı Kanunun 530. maddesine göre yönetici ortak, diğer ortaklara hesap vermekle yükümlü olup, davalı, taraflar arasındaki ortaklık ilişkisinde yönetici ortak olduğundan, davacıya karşı hesap vermekle yükümlüdür....
arasında ibra protokolü düzenlendiğini ancak davacının bu yönde yetki vermediğini ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle şimdilik 9.000 TL sermaye alacağının ve 1.000 TL kar payı alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 29/11/2019 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini sermaye alacağı yönünden 44.543,58 Euro, kar payı alacağı yönünden 29.464,89 Euro olmak üzere toplam 74.008,47 Euro'ya yükselterek dava ve ıslah tarihi itibarıyla faiziyle davalıdan tahsilini istemiştir....
Hukuk Dairesi 2024/34 esas 2024/409 karar sayılı ilamında: "..Dava adi ortaklık kar payı alacak talebine ilişkindir. Dosyaya sunulan ve tercümesi yapılmış sözleşme başlıklı belgede herbir ortağın ortaklık hissesi belirtilmiş,davacı hissenin ise %10 olarak yazıldığı anlaşılmıştır.Dava adi ortaklık iddiasına dayalı kar payı alacağının tahsiline yönelik olmakla,davacının bir süre SGK lı çalışan olmasının ,davada talep edilen kar payı alacağı yönünden davanın iş mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Kaldı ki işçilik alacağı talep edilmemiştir.Tarafların tacir olduğuna dair dosyada bilgi ve belge olmadığından, davaya bakma görevinin Asliye Hukuk Mahkemesine ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerektiğinden, mahkemenin davada iş mahkemesinin görevli olduğuna dair kararı usul ve hukuka uygun bulunmamıştır." gerekçesi ile mahkememiz kararını kaldırmıştır. Mahkememizce İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3....
Davacı tarafından açılan kar payı alacağı talepli ... ....Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2010/263 E. sayılı dava dosyası ve davalı borçlu ... aleyhine açılan ... ....... Ceza Mahkemesi'nin merciinden getirtilip dosya arasına konulması, ondan sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi için dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE 03/04/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
(dava dilekçesindeki detay mizana göre) olmak üzere toplam 276.307,15 TL tutarında olduğunu, müvekkilinin, hissesine tekabül eden vergi borcu tutarı(159.453,11 TL) düşüldüğünde 116.854,04 TL alacaklı olmasına rağmen bu hususların tespit edilmediğini, protokolün 5.maddesinde müvekkilin 240.000 TL mal karşılığında yapılandırılan vergi ve sigorta borçlarının ödeneceğinin hüküm altına alındığını, kar payı talep edilebilmesi için bu yönde karar alınmasıınn zorunlu olmadığını, davalı firmanın kar payı dağıtımından kaynaklı stopajdan kaçınmak amacıyla kar payı dağıtımı yönünde karar almadığını, bu karar alınmasa dahi hisselerden kaynaklı müvekkilinin devir tarihi itibariyle bu durumdan menfaati bulunmadığını, yapılan protokollerde dağıtılmamış kar payı alacağından vazgeçildiğini gösteren herhangi bir hüküm olmadığını, bir kimse hakkından açıkça feragat etmediği sürece o hakkını talep edebilmesinde herhangi bir hukuki engel olmadığını belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar...
Sigorta Aracılık Hizmetleri Limited Şirketi'ndeki hissesinden elde edilen kar payına ilişkin olarak dava konusu şirketin kar edip etmediğinin, kar etmişse davalı eşe şirket kar payı (temettü=kazanç) ödenip ödenmediğinin, ödenmişse mevcut olup olmadığının ya da her hangi bir yatırıma dönüştürülüp dönüştürülmediğinin, kar payı ödemesi yapılmamışsa karın şirkete yatırım olarak kullanılıp kullanılmadığının araştırılması gerekir. Mahkemece bu yön gözetilmeksizin gerekli inceleme ve araştırma yapılmadan bilirkişi raporu hükme esas alınarak yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuş, bozmayı gerektirmiştir....