Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

gerektiği, alım taahhüdü kapsmaında son 2.5 yıl için Davalı tarafından hiç alım yapılmadığı bu nedenle 2.500 m3 alım taahhüdü miktarının m3 başına 80 USD: cezai şart tutarı ile 2.500 m3 x 80 USD = 200.000-USD cezai şart hesaplanabilceği, yukarıda hesap ayrıntısı gösterilen alım taahhüdü kapsamındaki cezai şart alacağı toplam tutarının 28.240,00-USD + 200,000,00-USD = 228.240,00-USD olduğu tespiti ve hesabı yapılmıştır....

    - K A R A R - Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen 28.01.2013 günlü kararın taraf vekillerinin temyizi üzerine Dairemizin 11.12.2013 günlü kararı ile onanmış olup bu karara karşı davacı vekilinin karar düzeltme istemi ile yeniden yapılan inceleme sonucunda; 1- Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 440.maddesinde sayılan hallerden hiçbirisine uymayan davacı vekilinin sair karar düzeltme isteminin reddi gerekmiştir. 2- Dava taraflar arasındaki bayilik sözleşmesine bayinin aykırılığı nedeniyle sözleşmenin feshi sonucunda cezai şart, kar mahrumiyeti ve emtia bedeli istemine ilişkin olup fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak 5.000 TL. cezai şart, 5.000 TL. kar mahrumiyeti ve 14.114,70 TL. emtia bedeli talep edilmiştir....

      AŞ'nin davacıya olan sözleşme süresinin yaklaşık 1,5 sene olup, bu sürede böyle bir ürün taahhüdü borcunun da bulunmadığını, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla davalılar ile imzalanan fesih protokolünde rakamı belli olmayıp tonajı belli olan, çerçeve, protokol ve tüm belgelere göre cezai şart ve kar mahrumiyeti adı altında ve hiç bir şekilde bir cezai şart borcu bulunmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. ISLAH: Davacı vekili 16/02/2021 tarihli ıslah dilekçesi ile, menfi tespit davalarını maddi tazminat davası olarak ıslah ettiklerini, her iki davalı için 100.000TL olmak üzere toplam 200.000TLnin davalılardan dava tarihinden itibaren en yüksek banka faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

        Örneğin, sözleşmenin feshi halinde hem cezai şart hem de kar mahrumiyeti ödeneceğini kararlaştırabilirler....

          - K A R A R - Davacı vekili, taraflar arasında 16/11/2006 tarihli 5 yıl süreli bayilik sözleşmesinin imzalandığını, davalının sözleşme hükümlerine aykırı davrandığını, sözleşmede belirtilen miktardan az LPG satın aldığını, davalının noter ihtarına rağmen akde aykırılığa son vermediğini, bunun üzerine haklı sebeple sözleşmenin fesih edildiği belirtilerek 60.000 USD cezai şartın ve 571.002,200 TL kar kaybının ödenmesinin noter ihtarı ile talep edildiğini, ancak ihtarnamenin davalıya tebliğ edilemediğini belirterek sözleşmenin feshine, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 5.000 USD cezai şart alacağı ve 5.000 TL kar mahrumiyeti alacağına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı davaya cevap vermemiştir....

            -K A R A R- Dava, taraflar arasında imzalanan 4.6.2008 tarihli bayilik sözleşmesinden doğan yükümlülüklerin davalı tarafından yerine getirilmediği iddiası ile cezai şart alacağı ve kâr mahrumiyeti alacağının tahsili istemine ilişkin olup, fazlaya ilişkin haklar saklı tutulmuş 50.000.00 TL olarak talep edilen kâr mahrumiyeti alacağı ıslah edilerek 112.000,00 TL’ye yükseltilmiştir. Davalı vekili davacı ile bayilik sözleşmesi imzalandığı tarihte müvekkilinin Petrol Ofisi bayisi olup sözleşmenin imza anında geçersiz sözleşme olup ifasının yasal olarak mümkün olmadığını cezai şart ve kâr mahrumiyeti talep etme koşulunun gerçekleşmediğini, talep edilen cezai şartın müvekkilinin mahvına neden olacağını belirterek davanın reddini istemiştir....

              Dava, bayilik sözleşmesinden kaynaklanan kar mahrumiyeti ve cezai şart alacağının tahsili istemine ilişkin olup, uyuşmazlığın sözleşmenin feshinin haksız olup olmadığı haksız fesih sözkonusu ise davacının cezai şart ve kar mahrumiyeti talep etme hakkının doğup doğmadığı, istenebilecek cezai şart ve kar mahrumiyeti miktarının ne olduğu hususlarında toplandığı anlaşıldı. Birleşen dava; bayilik sözleşmesi kapsamında davalıya verilen ve haksız ve hukuka aykırı olarak nakde çevrildiği ileri sürülen teminat mektubu bedeli olan 60.000.TL'nin nakde çevrildiği 14.04.2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili istemine ilişkindir. Davalı vekilinin HMK.'nın 193/2....

                Dava, bayilik sözleşmesinden kaynaklanan kar mahrumiyeti ve cezai şart alacağının tahsili istemine ilişkin olup, uyuşmazlığın sözleşmenin feshinin haksız olup olmadığı haksız fesih sözkonusu ise davacının cezai şart ve kar mahrumiyeti talep etme hakkının doğup doğmadığı, istenebilecek cezai şart ve kar mahrumiyeti miktarının ne olduğu hususlarında toplandığı anlaşıldı. Birleşen dava; bayilik sözleşmesi kapsamında davalıya verilen ve haksız ve hukuka aykırı olarak nakde çevrildiği ileri sürülen teminat mektubu bedeli olan 60.000.TL'nin nakde çevrildiği 14.04.2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili istemine ilişkindir. Davalı vekilinin HMK.'nın 193/2....

                  -TL kar mahrumiyeti ve 30.000,00,-TL cezai şart alacağı olmak üzere 35.000- TL'nin temerrüt tarihi olan 05.11.2015 tarihinden itibaren ticari reeskont avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, yargılama sırasında 5.000,00 TL olan kar mahrumiyeti talebini 90.000,00TL'ye, 30.000,00 TL olan cezai şart talebini 60.000,00 TL'ye ulaşacak şekilde ıslah etmiştir....

                  Davacı, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla bayilik sözleşmesi ve akaryakıt istasyonu sözleşmesine aykırılıktan kaynaklanan cezai şart borcundan dolayı 2.500,00-USD, taahhütnamede belirtilen tonaj ihlalinden kaynaklanan cezai şart borcundan dolayı 2.500,00-USD ile haksız fesih sebebiyle davacı haksız fesihten dolayı davacı şirketin kar mahrumiyeti sebebiyle uğradığı zarardan dolayı 5.000,00-USD'nin faizi ile birlikte davalılardan tahsilini talep etmiş olup, davacının talebinde haklı olduğu kanaatine varılmakla davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerektiği kanaatine varılmıştır....

                    UYAP Entegrasyonu