Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

tarihli ek rapor; Yapılan açıklamalar ve ihtarname tarihleri ve ihtarname içeriklerinde ifade edilen “kar mahrumiyeti” kapsamında davacı vekilinin taahhüde dayalı eksik ürün karşılığı Cezai Şart talebinin Hukuki tavsifi Sayın Mahkemeye ait olduğu, belirtilmiştir....

    Bu nedenle davacı, davalıdan sözleşmede belirlenen kotanın doldurulmaması nedeniyle cezai şart ve kar mahrumiyeti talep edebilir. Nitekim mahkemece kar mahrumiyeti tutarının belirlenmesi için alınan 18.04.2012 günlü ek bilirkişi raporuna karşı davacı vekili karşı çıkmamış, talebinin raporda belirlenip, bildirilen rakam gibi ıslah etmiştir. Bu durumda mahkemece davacının kar mahrumiyeti talebinin rapor gibi kabul edilmesi, cezai şart talebinin ise sözleşme hükümleri de gözetilerek davalının ticari (mali) durumu da nazara alınarak bir karar verilmesi için hükmün bozulması gerekmiştir....

      şart alacağı tahakkuk ettiğini, bu nedenle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla kar mahrumiyeti olarak şimdilik 20.000,00 TL ve cezai şart alacağı olarak da 11.700,00 EURO'nun fiili ödeme tarihindeki TL karşılığının fesih tarihi olan 01/11/2016 tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir....

        . - K A R A R - Davacı vekili, 14.07.2003 tarihli 5 yıl süreli tüpgaz Bayilik Sözleşmenin imzalandığını, davacının başka firmanın tüplerini sattığının tespit edildiğini ileri sürerek, sözleşmenin feshinin tespiti ile kar mahrumiyeti , cezai şart, maddi- manevi tazminat ve haksız rekabetin önlenmesi ile telefonların kullanım hakkının müvekkili şirkete devrini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, sözleşmenin müvekkili açısından çekilmez hal aldığını, kar marjının düştüğünü ve müvekkilinin haklı nedenlerle sözleşmeyi fesh ettiğini, müvekkilinin başka bir şirketin bayiliğini almadığını, davacının kar kaybı talebinin yerinde olmadığını, diğer taleplerinin de uygun bulunmadığını belirterek, davanın reddi gerektiğini savunmuştur....

          . - K A R A R - Davacı vekili, taraflar arasında imzalanan 11.6.2004 tarihli Bayilik Sözleşmesine davalı şirketin aykırı davrandığını ve 24.7.2006 tarihinde haksız olarak feshettiğini ileri sürerek, Bayilik Sözleşmesi gereği kâr mahrumiyeti tüp bedelleri ve cezai şart bedellerinin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Yargılama sırasında dava değerini ıslahla artırmıştır. Davalı vekili, sözleşmesin müvekkili şirket yetkilisi ... tarafından imzalanmadığını, gerçek iradeyi yansıtmadığını belirterek, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, sözleşme, taraf defterleri ve bilirkişi raporuna göre davanın kısmen kabulüne, BK. 161/son maddesi gereğince cezai şart miktarından mahkemece yapılan indirim sonucu 19.968,75 TL. cezai şart ile 25.225,08 TL. tüp bedeli ile 109.322,92 TL. kar mahrumiyeti olmak üzere toplam 154.516,75 TL. tazminatın 13.8.2006 tarihinden itibaren avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir....

            Petrol Tic.ve Nakliyat A.Ş.’nin,sözleşmenin davalı tarafça haksız feshedildiği iddiasına dayalı olan kar mahrumiyeti ve cezai şart taleplerinin yerinde olmadığı, ... Petrol Tic.ve Nakliyat A.Ş. tarafından cezai şart ve kar mahrumiyet alacağına mahsuben 27.01.2011 tarihinde paraya çevrildiği çekişmesiz olan ve davalı-birleşen davacı tarafça teminat amacıyla davacıya verilen 20.000,00.TL tutarındaki teminat mektubu bedelinin, birleşen davacı tarafından yapılan fesih işleminin hukuka uygun olması ve birleşen davalının teminat mektubunu paraya çevirmekte haksız olmasından dolayı,27.01.2011 tarihinden itibaren işeyecek avans faiziyle birlikte birleşen dava kapsamında,davacı-birleşen davalı ... Petrol Tic.ve Nakliyat A.Ş. Tarafından davalı-birleşen davacı ... Yalıtım İnş.Müh.Tekst.İth.İhr.Gıda Tic....

              Mahkemece yapılan yargılamada toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi heyeti kök ve ek raporuna göre; davalının sözleşmenin kurulduğu 2007 yılından beri asgari alım taahhüdüne uymadığı halde davacının çekince koymaksızın akaryakıt vermeye devam ettiği, davacının sonraki yıllarda davalının taahhüde aykırı davranması nedeniyle cezai şart alacağı konusunda ifayı çekince bildirerek yerine getirdiğini ispatlayamadığı, bu durumda davacının 2007, 2008 ve 2009 yılları için davalıdan taahhüdü ihlali nedeniyle cezai şart talep edemeyeceği, 2010 yılına gelince davalının bu yılda da taahhüdüne uymadığı, ancak davacının 08.12.2010 tarihli ihbarname ile bu hususu davalı tarafa ihtar ederek 2010 yılı ile ilgili olarak cezai şart hakkını saklı tuttuğu, davacının 2010 yılı için talep edebileceği cezai şart tutarı 159.118,73 TL olarak belirlenmiş ise de, davalının temin edilen vergi dairesine bildirmiş olduğu yıllık bilançolarına göre, söz konusu cezai şartın alınması davalının ekonomik olarak mahvına...

                Mahkemece bu talepler tam kabul edildiği halde, davanın kısmen kabulü hükmü kurulması ve davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmadığı gibi, tahsiline karar verilen 5.000 USD kâr mahrumiyeti alacağına faiz uygulanmasına hükmolunduğu halde faiz başlangıç tarihinin gösterilmemesi doğru olmamış, bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir. 3-Ayrıca davacının davası, ariyet olarak verilen malların iadesi, cezai şart ve kar mahrumiyeti alacağının tahsili olup, bunlar hakkında mahkemece verilen önceki kararlar kısmen onanmadığı halde davacının ariyetlerin iadesi ve cezai şart talepleri hakkında olumlu-olumsuz hüküm kurulmaması doğru olmamış, bu nedenle de hükmün bozulması gerekmiştir....

                  Yukarıdaki anlatımdan anlaşılacağı üzere talep açık olup kar mahrumiyeti istemine ilişkindir. Davacı vekili vermiş olduğu temyiz dilekçesinin 2. sayfasının 2. paragrafında da dava konusu taleplerinin cezai şart alacağı olmayıp davalı yanın satış eksikliği nedeniyle mahrum kalınan kar kaybının tahsili olduğunu bildirmiştir. Taraflar arasında akdedilen bayilik sözleşmesi 19.03.2003 tarihli olup, sözleşmenin 24. maddesinde 11.03.2018 tarihine kadar geçerli olduğu hükme bağlanmış, iş bu dava ise sözleşmenin devamı sırasında açılmıştır. Bu durumda mahkemece, taraflar arasında akdedilen 19.03.2003 tarihli sözleşme, aynı tarihli re'sen taahhütname, dava dilekçesi, yargılama sırasında sözleşmenin 18.09.2010 tarihinde feshedildiği, kar mahrumiyetinin sözleşmenin devamı sırasında talep edilip edilemeyeceği üzerinde yeterince durulup bir karar verilmesi gerekirken talep gözetilmeden cezai şart talebi varmışcasına yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir....

                    - K A R A R - Davacı vekili, davalı .... ile müvekkili arasında bayilik sözleşmesi akdedildiğini, davalının ayrıca sözleşmeye ek olarak asgari alım taahhüdünde bulunduğunu fakat, taahhüdünü yerine getirmeyerek, 2005, 2006, 2007 ve 2008 yıllarında eksik alım yaptığını, 2009 yılında ise hiç alım yapmadığını, müvekkilinin eksik alımlar nedeniyle kar mahrumiyetine uğradığını, diğer davalı şirketin davalı .... tarafından kurulduğunu, ticari faaliyetin bu şirket üzerinden devam ettirildiğini ileri sürerek, kar mahrumiyeti ve cezai şart alacağının şimdilik 10.000 TL'sinin, avans faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili, müvekkillerinden .....'...

                      UYAP Entegrasyonu