Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı ilk 3 yıl için ayrı ayrı gerçekleşen sözleşmede belirlenen kar mahrumiyeti talepleri hakkında herhangi bir ihtirazi kayıt koymadan müteakip yıl da davalıya akaryakıt sattığı için ilk 3 yıl ile ilgili kar mahrumiyeti talebinde bulunamaz. 4. yıl ise 01.04.2013 tarihinde başlamış ve 1 yıl süre dolmadan 05/12/2013 tarihinde fesihle sona ermiş olup, davalıya taahhütname hükmüne göre yıl sonuna kadar alması gereken ürün miktarını tamamlayabilme imkanı verilmediğinden davalının bu yıl için taahhüt ettiği akaryakıt alımını ihlal ettiğinin kabul edilemeyeceği, dolayısıyla bu yıl için de kar mahrumiyeti istenemeyeceği, açıklanan nedenlerle davacının sözleşmeyi feshinin haklı nedene dayanmadığı, dolayısıyla kar mahrumiyeti ve cezai şart alacağı talep edemeyeceği kanaatine varılmıştır....

    olan 19/11/2007 tarihinden itibaren sözleşmeye göre aylık % 6 faiz ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, yargılama sırasında ıslah dilekçesi ile kar mahrumiyeti alacağını 21.179,08 TL ye, destek primi alacağını 20.366,00 TL ye, cezai şart alacağını 59.985,00 TL ye yükseltmiştir....

      Mahkemece yapılan yargılama, toplanan deliller neticesinde sözleşmenin feshi konusunda taraf iradelerinin uyuştuğu, her ne kadar davalı 8.3.2005 tarihli ihtar ile sözleşmeye süre vererek ekonomik nedenler ve yaşlılığını gerekçe göstererek feshetmiş ise de, sözleşmenin ika edildiği, 25.8.2004 tarihi ile davalı fesih tarihi arasında 6 ay gibi kısa bir süre olduğu ve ihtarda ekonomik sebeplerin neler olduğu, açıkça gösterilmediği için davalının fesih ihtarının haklı nedenlere dayanmadığı, aksi ispatlanamayan noter tesbitine göre davalı başka firma tüplerini istasyonunda sattığından davacı tarafın 30.3.2005 tarihli feshinin haklı bulunduğu, sözleşmenin 26 ve 27.maddeleri gereğince davacının cezai şart ve kar mahrumiyeti isteyebileceği gibi 20.madde uyarınca iade edilmeyen tüp bedelini de talep ../... S.2 Esas Karar 2010/624 2010/9676 edebileceği, benimsenen 06.12.2007 tarihli bilirkişi kurulu raporuna göre cezai şart alacağının 42.324.90....

        kardan mahrum kaldığını, 01/10/2007-11/10/2010 dönemi için hesaplanan akaryakıt ve madeni yağ için toplam 172.943,00-USD cezai şart bedeli düşüldüğünde; akaryakıt için 438.378 USD, madeni yağ için 4.644,00-USD kar mahrumiyeti alacağı, toplamda 443.022,00-USD kar mahrumiyeti alacaklarından fazlaya dair tüm talep hakkı saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.000,00-USD sinin tazminini, sözleşmeler gereği davalı ...'...

          -KARAR- Asıl dava sözleşmeden kaynaklanan cezai şart, kar mahrumiyeti ve ariyetlerin iadesi, birleşen dava ise sözleşmeden kaynaklandığı iddia olunan zararın tazminine ilişkindir. Davacı vekili, 15.06.1999 tarihinde imzalanan madeni yağ bayilik sözleşmesi gereği davalının müvekkili şirketten yılda asgari 50 ton Castrol ürünü satın almayı taahhüt ettiğini, ancak bu yükümlülüğünü yerine getirmediğini ve 20.02.2007 tarihli ihtarname ile sözleşmeyi feshettiğini, feshin haksız olduğunu, müvekkilinin eksik mal alımı nedeniyle kar mahrumiyetinin doğduğunu belirterek, kar mahrumiyeti cezai şart alacağının tahsili ve ariyet olarak bırakılan demirbaşların müvekkiline iadesine, iadesinin mümkün olmaması halinde demirbaş bedelinin ve demirbaşları iade etmekte geciktiği gün karşılığı sözleşme gereği hesaplanan cezai şartın tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

            Bozmadan önce aldırılan bilirkişi raporunda da takdir edilecek cezai şartın davalının iktisaden mahvına sebep olacağı belirlenmediğinden cezai şart alacağı yönünden tenkis yapılmasına gerek olmaksızın 50.000 usd cezai şartın dava tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4-a maddesi uyarınca işleyecek faizi ile davalıdan tahsiline, taraflar arasında düzenlenen bayilik sözleşmesi ve eki protokolde sözleşmenin süresinden önce feshedilmesi halinde kar mahrumiyeti istenebileceğine dair bir hüküm bulunmadığından, kar mahrumiyeti müspet zarar kapsamında olup sözleşmede aksine hüküm bulunmaması halinde aktin feshinden sonra talep edilemeyeceğinden kar mahrumiyeti talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

              Bu durumda yalnızca son yıl için sözleşmenin fesih tarihine kadar olan döneme ilişkin taahhüde yönelik sözleşme maddesinin ihlalinden dolayı tazminata karar verilmesi gerekirken tüm sözleşme süresi hesaba alınarak yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir." şeklinde ibarenin geçtiği, söz konusu bozma ilamından da açıkça anlaşılacağı gibi sözleşmede her ne kadar kar mahrumiyeti kavramı kullanılmış ise de kullanılan bu ibarenin cezai şart olarak anlaşılması gerektiği ve her yıl sonunda bu hakkın saklı tutulması gerektiği açıkça belirtilmiştir. Bu nedenden ötürü mahkememizde davacının talep etmiş olduğu kar mahrumiyetinin Yargıtay ilamı doğrultusunda cezai şart olduğu ve her yıl sonunda açıkça cezai şart alacağı hakkının saklı tutulması gerektiği kabul edilmiştir. Taraflar arasındaki taahhüdün başlangıç tarihinin belirlenmesi yönünde değerlendirme yapıldığında; taraflar arasındaki taahhüt başlıklı belgenin 2....

                Bilirkişi tarafından yapılan hesaplamaya göre, davacının davalıdan 180.540,00TL faturalandırılmış cezai şart alacağı olduğu tespit edilmiş, davacının seçimlik hakkını kullanarak bu miktarı istemekle artık USD cinsinden talep hakkını kaybettiği kanaatine varılmıştır. Bu nedenle davacının cezai şart tazminatı talebinin faturada belirtilen miktar ile sınırlı kabulüne karar verilmiştir. Davacının üç aylık kar mahrumiyeti bilirkişi tarafından 9.217,52 TL olarak hesaplanmış, mahkememizce buna itibar edilmiş ve bu talep kısmen kabul edilmiştir. Bilirkişi tarafından oranlama yapılarak hesaplanan yatırım bedeli alacağı daha fazla hesaplanmış ise de, talep edilen miktar 50.000,00TL olup, taleple bağlı kalınarak kabul edilmiştir. Bu çerçevede mahkememizce inceleme yapılmış, oluşan vicdani kanaate göre aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur. HÜKÜM : Davacının davasının, kısmen kabul ve kısmen reddi ile; 1-Davanın, davalılar ... ve ... ... yönünden tümden reddine, 2-Davanın, davalı ... Şirketi ile ......

                  Cezai şart borçlunun, asıl borcunu ilerde, hiç veya gereği gibi ifa etmediği takdirde alacaklıya karşı ifa etmeyi önceden taahhüt ettiği edime denir. Bu nedenle cezai şart, asıl borca bağlı olarak ve ancak bu borcun ihlâli ile doğabilecek olan ferî bir edimdir. Borçlu cezai şart ödemeyi taahhüt etmişse, artık alacaklı herhangi bir zarara uğradığını iddia etmek veya zararının şümulünü ispat etmek zorunda kalmadan, tazminat elde etme imkânını bulacaktır. Zira cezai şart borcun ihlâli hâlinde verilmesi gereken, önceden kararlaştırılmış kesin miktarlı (maktu) bir tazminattır. Cezai şartın kararlaştırılabilmesi için asıl borcun mahiyeti önemli değildir; bir verme borcu kadar, yapma veya yapmama borçlarında da cezai şart kararlaştırılabilir (Tekinay, S.S./Akman, S./Burcuoğlu, H./Altop, A.; Borçlar Hukuku Genel Hükümler, İstanbul 1993, s. 341-343). Ayrıca cezai şartın esas itibariyle iki temel amacı bulunmaktadır....

                    İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkemesi 12/02/2019 tarih ve 2016/906 Esas - 2019/67 Karar sayılı kararında;"...Tüm dosya ve deliller birlikte değerlendirildiğinde, açılan dava bayilik sözleşmesinin feshinden kaynaklı kar mahrumiyeti ve cezai şart alacağı istemine ilişkindir....

                      UYAP Entegrasyonu