Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ın davacı-karşı davalı kadın olduğu ve vekili olan Av. ... tarafından, asıl tedbir nafakası dava dosyası üzerinde birleştirilen boşanma davasını (müvekkili kadın adına) 11/12/2014 tarihinde ve adli yardım talepli olarak harç yatırmaksızın açtığı konusunda herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır. Dairemizin 19/12/2018 tarihli iade kararına konu olan husus, kadının birleşen boşanma davasında, erkek ...'ın 23.01.2015 tarihinde açtığı "Karşı boşanma davasına" yönelik karşılık dava harcının alınıp alınmadığı, alınmamış ise sebebinin tutanak ile tespitinin yapılarak Dairemize gönderilmesine ilişkindir. Ancak ne var ki iade gereği mahal mahkemesince yerine getirilmemiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Taraflar, Türk Medeni Kanunu'nun 166/3. maddesi uyarınca boşanmışlar, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiş, temyiz isteğinden sonra davalı kadın tarafından ... 2. Aile mahkemesinde derdest boşanma davası açılmıştır. Anlaşmalı boşanma yönünden oluşan karar kesinleşinceye kadar eşlerin bu yöndeki, diğer bir ifadeyle gerek boşanmanın mali sonuçları, gerekse çocukların durumu hususunda kabul edilen düzenlemeleri kapsayan irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Bu halde anlaşmalı boşanma davasının "çekişmeli boşanma" (TMK m. 166/1-2) olarak görülmesi gerekir. Davalar arasında bağlantı bulunması durumunda ise, davaların birleştirilmesine karar verilir (HMK m. 166/1)....

      aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2- Boşanma kararıyla birlikte hüküm altına alınan maddi ve manevi tazminat (TMK m. 174/1-2), boşanma kararının kesinleşmesiyle muaccel hale gelir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen hükmün; onanmasına dair Dairemizin 05.03.2015 gün ve 19255-3570 sayılı ilamıyla ilgili karar düzeltme isteminde bulunulmakla, evrak okundu, gereği düşünüldü; Taraflar arasındaki “boşanma” davası ile davalı tarafından açılan "karşı boşanma” davasının yapılan muhakemesi sonunda, mahkemece; kadının davasının kabulüne, davalı tarafından açılan karşı boşanma davasının ise reddine karar verilmiş, hüküm, davalı-karşı davacı tarafından, her iki davaya yönünden 1.7.2014 tarihinde temyiz edilmiş, hüküm Dairemizce 5.3.2015 tarihli ilamla onanmıştır. Bu onama kararına karşı, davacı-karşı davalı, kocasının boşanma kararı henüz kesinleşmeden 4.10.2014 tarihinde öldüğünü ileri sürerek karar düzeltme talebinde bulunmuştur....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki "boşanma" davalarının birleştirilerek yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı (koca) tarafından, her iki boşanma davası ve boşanmanın fer'ileri (kadın lehine hükmedilen tazminatlar ve nafakalar) yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Bozmaya uyularak, her iki boşanma davası birleştirilerek görülmüştür. Davalı (koca) tarafından 04.06.2012 tarihinde açılan boşanma davasında, boşanma sebebi olarak "zinaya" (TMK.m.161) dayanılmıştır. Davacı-davalı (kadın) ile ..... isimli şahsın 24.05.2012 günü gecesi, koca işte iken müşterek konutta birlikte yakalandıkları, aynı gün davacı-davalı (kadın)'ın ....Emniyetinde alınan ifadesinde, "bir yıldır .... ile ilişkisinin olduğunu" ifade ettiği, yine aynı gün beyanı alınan ....'nin de, "davacı ...'yi sevdiğini" söylediği anlaşılmaktadır....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma ve Nafaka Taraflar arasındaki "boşanma" davası ile davalı tarafından daha önce bağımsız açılan "nafaka" davasının birleştirilerek yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı-davacı tarafından, her iki dava yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacı, daha önce 20.5.2013 tarihinde boşanma davası açmış, bu davadan 24.5.2013 tarihinde feragat etmiştir. Dava, feragat sebebiyle reddedilmiştir. Temyize konu işbu boşanma davası ise 12.8.2013 tarihinde açılmıştır. Davacı, eldeki davada eşinin “vaginismus” olduğunu, tedaviden kaçındığını ileri sürmüş ve dava dilekçesi ekinde tedaviden kaçındığına ilişkin, 15.4.2013 tarihli doktor raporunu sunmuştur. Bu raporda, davalının tedaviyi kabul etmediği” yazılı ise de, rapor, feragatle sonuçlanan davadan öncesine aittir....

              Her iki taraf da boşanma isteğiyle dava açtığına göre, erkek eşin boşanma davası yönünden Türk Medeni Kanununun 166/2. maddesi koşulları gerçekleşmiştir. O halde, boşanmaya davalı-davacı erkek eşin boşanma davası da kabul edilmek suretiyle karar verilmesi gerekirken, hatalı gerekçeyle reddi isabetsiz olmuş, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre yeniden karar verilmesi gerekli hale gelen davacı-davalı kadın eşin boşanma davası ve fer'ilerine ilişkin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 26.02.2015 (Prş.)...

                Davacı koca tarafından hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış sebebiyle boşanma (TMK. m. 162) davası açılmasına rağmen evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanma (TMK. m. 166 f. I-II) kararı verildiği konusunda değerli çoğunluk ile aramızda “görüş birliği” vardır. Çekişme nedir?; Dairemin yerleşik uygulamasına göre deliller “açılan dava çerçevesinde” değerlendirilmelidir. Örnek vermek gerekirse; “....Boşanma davası onur kırıcı davranış sebebine (TMK.m.162) dayalı olarak açılmıştır. Delillerin bu yönde değerlendirilmesi gerekmektedir....

                  Anlaşmalı boşanma yönünden oluşan karar kesinleşinceye kadar eşlerin bu yöndeki diğer bir ifadeyle gerek boşanmanın mali sonuçları, gerekse çocukların durumu hususunda kabul edilen düzenlemeleri kapsayan irade beyanından dönmelerini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Bu halde anlaşmalı boşanma davasının "çekişmeli boşanma" (TMK m.166/1-2) olarak görülmesi gerekir....

                    Yapılan yargılama ve toplanan delillerden tarafların boşanma davalarının kabulüne karar verilmiş ise de; davalı-karşı davacı erkeğe mahkemece boşanmayı gerektirir kusurlu bir davranış yüklenmemiştir. Mahkemece kadına yüklenen ve kadın tarafından temyiz edilmeyerek kesinleşen kusurlu davranışlara göre boşanmaya neden olan olaylarda kadının tamamen kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Hal böyle iken mahkemece davacı-karşı davalı kadının boşanma davasının reddi gerekirken, kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı ise de, erkeğin kabul edilen boşanma davası temyizin kapsamı dışında bırakılmak suretiyle boşanma hükmü kesinleştiğinden, kadının boşanma talebinin konusuz hale geldiği de görülmektedir. Bu durumda kadının boşanma davasının esası hakkında bir karar verilemeyecektir....

                      UYAP Entegrasyonu