Bu durum karşısında evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar 743 sayılı TKM'nin 170. maddesi uyarınca eşler arasında mal ayrılığı rejimi, 01.01.2002 tarihinden boşanma davasının açıldığı 09.07.2009 tarihine kadar 4722 sayılı Kanun'un 10. maddesi gereğince, eşler başka bir mal rejimini seçtiklerini ileri sürmediklerinden TMK'nun 202. maddesine göre edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir.Dosya kapsamı ve dava dilekçesindeki açıklamalara ve aracın 22.09.2008 de edinilmiş olmasına göre; davacı vekilinin talebi araç üzerindeki katılma alacağı ve genel hükümlere dayanan ziynet alacağı isteğine ilişkindir.Mahkemece, davacının sadakatsiz davranışları nedeniyle TMK 236/2 maddesi gereğince katılma alacağı isteğinin reddine karar verilmiş ise de, taraflar arasındaki boşanma davası TMK'nın 166. maddesinde düzenlenen şiddetli geçimsizlik nedenine dayalı olarak açılmış ve Mahkemece bu hukuki nedene dayalı olarak boşanma kararı verilmiştir....
Boşanma davası içerisinde TMK.nun 169.maddesi gereğince hükmolunan tedbir nafakası boşanma ile ilgili hükmün kesinleşmesi ile kendiliğinden ortadan kalkar. Takibe dayanak ilamda davacı boşanma davası açılması sebebi ile ayrı yaşama hakkına dayanmamış, boşanma davasından önce haklı sebeplerle ayrı yaşama hakkına dayanarak tedbir nafakası isteminde bulunmuştur. Kaldı ki, bu davadan sonra açılan terk nedeniyle boşanma davası da retle sonuçlanmıştır. O halde; TMK.nun 197.maddesine göre ayrı yaşamakta haklılık nedenine dayanan tedbir nafakasının süresiz olduğu gözetilerek şikayetin kabulü yerine reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Ev Eşyası Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-karşı daalı kadın tarafından, reddedilen kendi boşanma davası ve fer'ileri yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı-karşı davalı kadının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Asıl dava; kadın tarafından açılan Türk Medeni Kanunu'nun 166/1. maddesine dayalı evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma davası olup, erkek ise karşı dava yoluyla kadının boşanma davasının reddini ve boşanma kararı verildiği takdirde maddi taleplerinin karşılanmasını talep etmiştir....
(TMK.md.178) Davacı koca tarafından açılan terk sebebiyle boşanma davası (TMK.md.164) kabul edilerek verilen hüküm 6.5.2005 tarihinde kesinleşmiş, davacı koca boşanma hükmünün kesinleşmesi tarihinden itibaren süresi içinde Türk Medeni Kanununun 174/2. maddesi hükmüne dayalı olarak manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Türk Medeni Kanununun 174/2. maddesi uyarınca tazminata hükmedilmesi için boşanmaya neden olan olaylar yüzünden kişilik haklarına saldırının varlığı gerekir. Terk sebebiyle boşanmaya karar verilmiş olmakla boşanmaya sebep olan olaylardan dolayı davacı kocanın kişilik haklarına saldırı oluştuğundan söz edilemez.Davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine,iş bu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.30.04.2008...
Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle; taraflarca evlilik birliğinin sarsılması nedenine dayalı olarak karşılıklı boşanma davalarının ikame edildiği, ilk derece mahkemesince boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu kabul edilerek, her iki boşanma davası ve fer'ilerine ilişkin hüküm kurulduğu, ilk derece mahkemesinin bu kararının; erkek tarafından, kadının kabul edilen davası, kusur belirlemesi, velayet ile nafakalar ve kadın tarafından kusur belirlemesi ile tazminat taleplerinin reddi yönünden istinaf edildiği, ilk derece mahkemesince verilen, erkeğin boşanma davasının kabulüne dair hükmün, taraflarca istinaf edilmeksizin kesinleştiği ve bölge adliye mahkemesi karar tarihi itibari ile tarafların boşanmış hale geldiği, bölge adliye mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; erkeğin davasındaki boşanma hükmünün istinaf edilmeyerek kesinleştiği ve...
Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı kadın tarafından erkeğin boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatların reddi, nafakaların miktarı, velâyet ve kişisel ilişki yönünden; davalı-davacı erkek tarafından ise kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi ve kadın lehine hükmedilen nafakalar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Taraflarca evlilik birliğinin sarsılması nedenine dayalı olarak karşılıklı boşanma davaları ikame edilmiş, ilk derece mahkemesince boşanmaya sebebiyet veren olaylarda, kadının evlilik birliği süresince sürekli olarak evi terkettiği, erkeğin annesi ve ev halkına kötü söz ve davranışlarda bulunduğu, ailece huzursuzluk çıkararak kayınbabasının hastalığından ilerlemesine sebep olduğu ve çocuğu hasta olduğu halde evi terketerek çocuğunu eşi ve kayınları tarafından bakılmak zorunda bırakıldığı...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı erkek tarafından her iki dava yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı-davalı erkek, Türk Medeni Kanununun 166/son maddesinde belirtilen fiili ayrılık nedenine dayalı olarak boşanma davası açmıştır. Mahkeme tarafından, davalı-davacı kadının davasının kabulü ile boşanmaya karar verilmiş, erkeğin davası ise kadının kusuru olmadığı gerekçesiyle reddedilmiştir....
CEVAP Davalı kadın cevap dilekçesinde; davacının başka bir kadınla birlikte yaşadığını, kendisini eve almadığını, davacının kusurlu olduğunu ve boşanmak istemediğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;davacı tarafından davalı aleyhine terk nedenine dayalı boşanma davası açıldığı, Mersin 1....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Bor Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi TARİHİ : 19/01/2015 NUMARASI : 2013/327-2015/15 Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı kadın tarafından, her iki dava yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden; erkeğin terk hukuki sebebine bağlı dava tarihinden sonra davalı-davacı kadının boşanma dava tarihinden önce davacı-karşı davalı erkeğin facebook isimli sosyal paylaşım sitesi üzerinden eşine yönelik hakaretlerde bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Gerçekleşen olaylar karşısında davalı-karşı davacı kadın dava açmakta haklıdır....
Temyiz Sebepleri Davacı kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; boşanma kesinleşmeden zina nedenine dayalı davanın açıldığından davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği, manevî tazminat talebinin reddi ile yargılama gideri ve vekâlet ücreti yönlerinden temyiz dilekçesi sunmuştur. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, zina nedenine dayalı boşanma davasının ve manevî tazminat şartlarının mevcut olup olmadığı, kadın aleyhine yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmedilmesinin doğru olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. 2. İlgili Hukuk 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun)323 üncü maddesi, 326 ıncı maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 2 inci, 4 üncü, 6 ıncı maddesi, 161 ncı maddesinin, 174 üncü maddesi ikinci fıkrası, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 50 inci ve 51 inci maddesi. 3....