İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI 1.İlk Derece Mahkemesinin 21.02.2018 tarih ve 2018/114 Esas, 2018/159 Karar sayılı kararı ile; tarafların boşanma konusunda anlaştıkları ve sundukları boşama protokolünün uygun bulunduğu gerekçesi ile davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin üçüncü fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki tesisine, davacı kadının evlilik soyadı olan Işık soyadının kullanmasına izin verilmesine, dosyaya sunulan prokotolün onaylanmasına ve karara eklenmesine karar verilmiştir. 2.Davacı kadın vekili, 08.02.2023 tarihli dilekçesi ile açtığı boşanma davasından feragat ettiğini beyan etmiştir. 3.İlk Derece Mahkemesinin 21.02.2023 tarih ve 2018/114 Esas, 2018/159 Karar sayılı ek kararı ile; davacı kadın vekilinin 08.02.2023 tarihli dilekçesi ile davadan feragat ettiği anlaşıldığı, buna göre 6100 sayılı Hukuk Muhakameleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 311 inci...
Buna göre TMK 181/2. maddesi uyarınca; davacı-karşı davalının yasal mirasçılarına boşanma davasına devam etmek isteyip istemedikleri konusunda ihbarda bulunulması, mirasçılara kusur tespiti açısından davaya devam etmek isteyip istemediklerinin sorulması, asıl ve karşı dava yönünden kusur tespiti yönünden davaya devam etmek isteyen mirasçı olması halinde boşanma hukuki sebebinin gerçekleşip gerçekleşmediği, gerçekleştiyse davalı-karşı davacının kusuru olup olmadığının tespiti amacıyla yargılamaya devam edilmesi, yargılama sonunda bu yönde olumlu ya da olumsuz bir tespit kararı verilmesi, mirasçı veya mirasçıların konusuz kalan boşanma ve evlilikte soyadının kullanılmasına izin verilmesi davalarında, yalnız yargılama giderleri yönünden davaya devam etmek istemeleri halinde ise davaların konusuz kalmış olması gözetilerek davanın açılmasına sebebiyet veren tarafın tespiti yönünde değerlendirme yapılarak her 2 davada yargılama giderleri hakkında karar oluşturulması amacıyla, ilk derece mahkemesi...
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile yargılama gideri yönünden kararın tavzih edilmesinde herhangi bir yanlışlığın bulunmadığı, Anayasa Mahkemesinin bireysel başvuru sonucunda verdiği ihlal kararlarının soyut ve somut norm denetiminden farklı olarak, sadece başvuruda bulunan kişi ve başvuruya konu idari işlem ya da karar açısından geçerli ve bağlayıcı olduğu ancak velâyet hakkına sahip annenin ortak çocuğun soyadının kendi soyadı ile değiştirilmesine yönelik açılan başkaca davalarda da benzer yargısal kararların bireysel başvuru konusu yapılması halinde Yüksek Mahkemece, bundan sonra da hak ihlalinin tespit edilebileceği ve ihlalin sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden yargılama yolunun açılacağını, Anayasa Mahkemesi'nin belirtilen kararları kapsamında çocuğun üstün yararı ilkesinin de irdelenmesi gerektiği, soyadının değiştirilmesinde küçüklerin yüksek yararının bulunmakta olduğunun davacı tarafça ispatlanması gerektiği, davalı...
DAVA Davacı vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; boşanma sonucu müşterek çocuk İrem' Naz'ın velâyetinin annesine verildiğini, 2009 olan boşanma tarihinden itibaren davalı ... ile görüşmediğini,yine davalının çocuk ile babalık bağı kurmadığını ve onu arayıp sormadığını, çocuğun velisi olan annesinin soyadını taşımamasından kaynaklı olarak arkadaşlarının anlamsız ve onur kırıcı sorularına maruz kaldığını,bu durumun çocuk için artık çekilmez bir hal aldığını,okulda bu nedenle sorunlar yaşadığını, çevrede soyadını anne soyadı olarak söylediğini, kızının bu davayı açmasını istediğini ileri sürerek davanın kabulüne çocuğun üstün yararı gözönüne alınarak küçüğün soyadının ... olarak tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. II. CEVAP 1. Davalı ......
Aile Mahkemesinin 2009/882 Esas ve 2010/915 Karar sayılı ilamı ile boşandıklarını, ilgili boşanma kararı ile birlikte müşterek çocuk Sena Nur'un velayetinin davacıya verildiğini, küçük Sena Nur ile davacının baba evi olan Konya İli Derbent İlçesi Saraypınar Köyünde ikamet ettiğini, Sena Nur'un okula başladığını, okul arkadaşları tarafından kendisi ile alay edildiğini, bu nedenle her gün annesi ve dedesine gelerek soyadının neden Nohutçu olmadığını ağlayarak sorduğunu, bu durumun küçüğün psikolojisini etkilediğini, bu nedenlerle küçük Sena Nur'un soyadının annesinin soyadı olan Nohutçu olarak düzeltilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Cevap dilekçesi: Davalılar dosyaya cevap dilekçesi sunmamışlardır. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; Davanın kabulü ile; Sena Nur Konukcu' nun ''Konukcu'' olan soy isminin annesinin soy ismi olan '' Nohutcu '' olarak değiştirilmesine karar verilmiştir....
Evliliğin feshi veya boşanma hallerinde, velayet hakkı kapsamındaki yetkiler dâhilinde olan çocuğun soyadının belirlenmesi hususunun düzenlendiği 21.6.1934 tarihli ve 2525 sayılı Soyadı Kanunu'nun 4. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan "Evliliğin feshi veya boşanma hallerinde çocuk anasına tevdi edilmiş olsa bile babasının seçtiği veya seçeceği adı alır." şeklindeki düzenleme Anayasa Mahkemesi'nin 8.12.2011 tarihli ve 2010/119 esas, 2011/165 karar sayılı kararı ile iptal edilmiş ve iptal kararı gerekçesinde; kadın ve erkeğin evlilik süresince ve evliliğin sona ermesinde eşit hak ve sorumluluklara sahip olmaları gereğine yer veren uluslararası sözleşme hükümlerine de atıf yapılmak ve eşlerin, evliliğin devamı boyunca ve boşanmada sahip oldukları hak ve yükümlülükler bakımından aynı hukuksal konumda oldukları, erkeğe velayet hakkı kapsamında tanınan çocuğun soyadını seçme hakkının kadına tanınmamasının, velayet hakkının kullanılması bakımından cinsiyete göre ayırım yapılması sonucunu doğuracağı...
Evliliğin feshi veya boşanma hallerinde, velayet hakkı kapsamındaki yetkiler dâhilinde olan çocuğun soyadının belirlenmesi hususunun düzenlendiği 21.6.1934 tarihli ve 2525 sayılı Soyadı Kanunu'nun 4. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan "Evliliğin feshi veya boşanma hallerinde çocuk anasına tevdi edilmiş olsa bile babasının seçtiği veya seçeceği adı alır." şeklindeki düzenleme Anayasa Mahkemesi'nin 8.12.2011 tarihli ve 2010/119 esas, 2011/165 karar sayılı kararı ile iptal edilmiş ve iptal kararı gerekçesinde; kadın ve erkeğin evlilik süresince ve evliliğin sona ermesinde eşit hak ve sorumluluklara sahip olmaları gereğine yer veren uluslararası sözleşme hükümlerine de atıf yapılmak ve eşlerin, evliliğin devamı boyunca ve boşanmada sahip oldukları hak ve yükümlülükler bakımından aynı hukuksal konumda oldukları, erkeğe velayet hakkı kapsamında tanınan çocuğun soyadını seçme hakkının kadına tanınmamasının, velayet hakkının kullanılması bakımından cinsiyete göre ayırım yapılması sonucunu doğuracağı...
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Kocanın Soyadının Kullanılmasına Verilen İznin Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından reddedilen davası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 292.10 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 06.12.2021 (Pzt.)...
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Kocanın Soyadının Kullanılmasına Dair Verilen İznin Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 397.80 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 27.09.2022 (Salı)...
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Kocanın Soyadının Kullanılmasına Dair İznin Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 292.10 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.25.01.2022 (Salı)...