Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mal Rejiminin Tasfiyesi ... ile ... aralarındaki mal rejiminin tasfiyesi davasının reddine dair ... 2. Aile Mahkemesi'nden verilen ... sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARAR Davacı ... vekili, evlilik birliği içerisinde edinilen arsa ve üzerine inşa ettirilen bina yönünden mal rejiminin tasfiyesi ile alacağın davalıdan tahsilini istemiştir. Davalı ..., usulune uygun dava dilekçesi tebliğine rağmen cevap vermemiştir. Mahkemece, ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Mahkeme, her ne kadar 01.01.2002 öncesi edinilen taşınmaza davacı tarafın katkısının ispatlanamadığı, 01.01.2002 sonrası yönünden ise davanın katılma alacağı talepli olarak açılmadığı gerekçesiyle davanın reddi kararı verilmiş ise de gerekçe dosya kapsamı ile uyuşmamaktadır....

    Diğer yandan Borçlar Kanunu, Türk Ticaret Kanunu ve Hukuk Mahakemeleri Kanunundaki birçok düzenlemelerden de mal ve eşya tabirlerinden taşınır ve taşınmaz varlıkları amaçlanmıştır. Yukarıda sözü edilen kanunlar ile bölüm başlıkları ve kanun maddeleri bir bütün olarak ele alıp değerlendirildiğinde; "mal" veya "eşya" tabirinden, eşlerin sahip oldukları ve mal rejiminin tasfiyesi davalarında konu edilebilecek, ekonomik değeri bulunan taşınır-taşınmaz varlıkların tamamının anlaşılması gerekmektedir. Bu açıklamalara göre somut olayda; tarafların boşanma davasında sözünü ettikleri "mal" ve "eşya" tabirlerinden, sadece boşanma davasının feri niteliğindeki nafaka, maddi-manevi tazminat istekleri ile ev ve çeyiz eşyaları anlaşılmamalıdır....

      Temyize konu dava 22.09.2014 tarihinde açılmıştır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nda mal rejiminin tasfiyesi davaları için herhangi bir zamanaşımı düzenlemesi getirilmemiştir. Bu durumda, aynı kanunun 5. maddesi yollamasıyla 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu uygulanmalıdır. Zira, TBK'nin 646.maddesine göre, Borçlar Kanunu, Medeni Kanunun tamamlayıcısı olarak kabul edilmiştir. TBK'nin 146. maddesine göre, kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, her alacak on yıllık zamanaşımına tabidir. Dairemiz uygulamalarında da, mal rejiminin tasfiyesi davalarında on yıllık genel zamanaşımı süresi kabul edilmektedir. Nitekim, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun (17.04.2013 tarih ve 2013/8-375 E. 2013/520 K. sayılı kararı) kabulü de bu yöndedir....

        Buna göre, mal rejiminin tasfiyesi davalarında yetki, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine göre değil, özel düzenlemenin yer aldığı Türk Medeni Kanunu'na göre belirlenmelidir. Somut olayda; davalı vekili tarafından süresinde ve usulüne uygun olarak yetkisizlik ilk itirazında bulunulmuştur. Taraflar Eskişehir 1. Aile Mahkemesi'nin 2018/30 Esas- 2018/942 Karar sayılı ilamı ile boşanmışlar ve mal rejimi boşanma ile sona ermiştir. Dolayısıyla uyuşmazlıkta boşanmaya karar veren Eskişehir Aile Mahkemesi'nin yetkili olduğu anlaşıldığından uyuşmazlığın Eskişehir Aile Mahkemesinde çözümlenmesi gerekmektedir. Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nun 21 ve 22. maddeleri ile 5235 sayılı Kanunun 36/3. maddesi gereğince Eskişehir 5. Aile Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 24/05/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Davacının, HMK'nın 110. Maddesi gereğince davaların yığılması suretiyle mal rejiminin tasfiyesi, kişisel eşyanın iadesi ve mehir senedinden kaynaklı alacak talebinde bulunduğu, davalılarca süresinde verilen cevap dilekçesi ile yetki itirazında bulunulduğu, HMK'nın 110. Maddesi gereğince her bir talep için yetkili mahkemenin farklı olması halinde davaların yığılması yoluna gidilemeyeceği açıktır. Buna göre, davacının talebi olan mehir alacağı ve kişisel eşyanın iadesi talebinde HMK'nın 214/3 maddesi gereğince yetkili mahkemenin davalının ikameti mahkemesi, mal rejiminin tasfiyesi talebinde ise yetkili mahkemenin HMK'nın 214/2 maddesi gereğince evliliğin boşanma ile sona ermesi nedeni ile boşanma davalarında yetkili mahkeme hangisi ise o yer mahkemesidir. Buna göre, boşanma davaları TMK'nın 168. Maddesi gereğince eşlerden birinin yerleşim yeri veya davadan önceki son defa 6 aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesinde açılmalıdır....

          Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (TKM 170.m), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir(4722 sayılı yasanın 10, TMK 202/1.m). Tasfiyeye konu 8129 parsel sayılı taşınmazın 22/310 hissesi, eşler arasında mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu 22.03.2001 tarihinde satın alınarak, davalı eş adına tescil edilmiştir. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı olduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (4721 s.lı TMK 179 m). Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hâkime aittir (6100 s.lı HMK 33 m)....

            Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir (6100 sayılı HMK m. 33). İddianın ileri sürülüş şekline ve mahkemenin kabulüne göre dava, artık değere katılma alacağı isteğine ilişkindir. Somut olaya gelince; eşler, 10.08.2006 tarihinde evlenmiş, 11.02.2009 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün, 07.01.2010 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK m. 225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 sayılı yasanın m. 10, TMK m. 202/1). Temyize konu dava 10.12.2012 tarihinde açılmıştır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nda mal rejiminin tasfiyesi davaları için her hangi bir zamanaşımı düzenlemesi getirilmemiştir....

              Yargıtay'ın ve Dairemizin sapmaksızın devam eden uygulamalarına göre, mal rejiminin tasfiyesi ile alacak hakkında bir karar verilmesi için eşler arasındaki mal rejiminin sona ermesi gerekir. Başka bir anlatımla, şahsi hak niteliğindeki mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkının dava konusu yapılabilmesi için muaccel (istenebilir) hale gelmesi gerekir, bu da mal rejiminin sona ermesi ile gerçekleşir. Mal rejiminin sona ermesi, mal rejiminin tasfiyesiyle katkı payı, değer artış payı ve artık değere katılma alacağı davalarının görülebilirlik ön koşuludur. Mal rejimini sona erdiren boşanma davasının derdest olduğunun anlaşılması durumunda usul ekonomisi gereğince(6100 s.lı HMK'nun 30. m) bekletici mesele yapılmalıdır. Bu itibarla; tarafların boşanmalarına ilişkin mahkemenin 6/11/2018 tarih, 2018/437 Esas 2018/656 Karar sayılı kararının henüz kesinleşmediği, kararın istinaf edilmesi üzerine dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11....

              TMK.nun 225/2. maddesi uyarınca; kabul ile sonuçlanması koşuluyla boşanma davasının açıldığı tarih itibariyle eşler arasındaki mal rejimi sona erer. Başka anlatımla; açılan boşanma davasının kabul ile sonuçlanması mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davanın görülebilirlik koşuludur. Somut olayda, taraflar arasında görülen Ankara 8. Aile Mahkemesinin 2007/414 Esas 2008/217 Karar sayılı boşanma davası 25.02.2008 tarihli boşanma kararı ile sonuçlanmış, süresi içinde temyiz edilmeyerek 16.5.2008 tarihinde kesinleşmiştir. Her ne kadar; temyize konu eldeki davanın karar tarihi itibariyle anılan boşanma kararı henüz kesinleşmediği anlaşılmakta ise de; kesinleşmesinin bekletici mesele yapılması gerekirken, yazılı gerekçeyle reddine karar verilmesi doğru değildir....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mal rejimi tasfiyesi ...) ile ... aralarındaki mal rejimi tasfiyesi davasının reddine dair ......

                  UYAP Entegrasyonu