Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Toplanan deliller ve dosya kapsamından, dava; 1999 yılında devralınan kooperatif üyeliği yoluyla edinilen taşınmazdan kaynaklanan mal rejiminin tasfiyesi isteğine ilişkindir. Mahkemece, yapılan katkının bağış niteliğinde olduğu, bağıştan dönüldüğünün kanıtlanamadığı açıklanarak davanın reddine karar verilmiş ise de verilen karar usul ve yasa ile toplanan delillere uygun düşmemektedir. Hemen belirtmek gerekir ki; davacı vekili, dava konusu taşınmazın müvekkilinin kendi gayreti ve çalışmasından elde ettiği gelirle alındığını ileri sürerek mal rejiminin tasfiyesine karar verilmesini istemiştir. Bağışı çağrıştıracak başka bir kavram, kelime veya söze dosya kapsamında rastlanılmamıştır. Karşılıklı güven ve sadakat, gerek örf ve adet, aile bütünlüğü kavramı ve gerekse olağan yaşam koşulları gereği, eşin birinin diğerine para intikal ettirmek suretiyle mal edinilmeleri mümkündür. Bunda bağış iradesi ve kastının olduğu sonucuna varmak oldukça güçtür....

    Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Mal Rejimi Tasfiyesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı dava dilekçesinde; davalı ile TMK 166/3. maddesi uyarınca boşandıklarını, boşanma protokolü ile davalı adına kayıtlı taşınmazın kredi borcu bittikten sonra satılacağı ve bedelinin yarısının kendisine verileceğini kararlaştırdıklarını, ancak boşandıktan sonra davalının borçları nedeniyle taşınmaza haciz işlemi uygulandığını, taşınmazın satılma riskinin olduğunu, bu nedenle TMK 225/2. maddesi uyarınca mal rejiminin tasfiyesi davası açtığını, yargılama sonunda taşınmazın tapu kaydının yarısının iptal edilerek kendi adına tescilini talep etmiş, mahkemece yapılan 12.06.2017 tarihli duruşmada da taraflar arasındaki ihtilafın mal rejiminin tasfiyesine ilişkin olduğu tespit edilmiş, duruşmada hazır olan her iki...

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Ziynet Alacağı-Mal Rejiminin Tasfiyesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından, her üç dava yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı kadının dava dilekçesinde boşanma, ziynet eşyası ve mal rejiminin tasfiyesi istemleri bulunmaktadır. Mahkemece; kısa kararda her üç istemi de kapsayacak şekilde davanın reddine karar verildiği halde, kararın gerekçesinde ise davanın sadece Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesine dayalı boşanma davası olduğu belirtilerek kısa karar ile hükmün gerekçesi arasında çelişki yaratılmıştır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 294/3. maddesi uyarınca, hükmün tefhimi, her halde hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur. Gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz (6100 s....

        Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir (6100 sayılı HMK 33 m). İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, değer artış payı ve katılma alacağı isteğine ilişkindir. Eşler 22.10.1987 tarihinde evlenmişler, 03.10.2012 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün 10.09.2013 tarihinde kesinleşmesi ile boşanmışlardır. Mal rejimi TMK'nun 225/son maddesi gereğince boşanma davasının açıldığı tarihte sona ermiştir. Temyize konu dava 09.07.2015 tarihinde açılmıştır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nda mal rejiminin tasfiyesi davaları için herhangi bir zamanaşımı düzenlemesi getirilmemiştir. Bu durumda, aynı kanunun 5. maddesi yollamasıyla 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu uygulanmalıdır. Zira, TBK'nun 646.maddesine göre, Borçlar Kanunu, Medeni Kanun'un tamamlayıcısı olarak kabul edilmiştir. TBK'nun 146.maddesine göre, kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, her alacak on yıllık zamanaşımına tabidir....

          Her ne kadar davacı vekili tarafından, müvekkilinin bilgileri olmadan boşanma ve mal rejiminin tasfiyesi davasından feragat etmesi nedeniyle mahkemece lehlerine vekalet ücretine hükmedilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğu yönünde istinaf başvurusunda bulunulmuş ise de; Kanunda yazılı haller dışında, yargılama giderlerinin aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilir (6100 sayılı HMK m.326/1). Yargılama giderlerine re'sen hükmedilir (6100 sayılı HMK m.332/1). Vekalet ücreti de yargılama giderlerindendir (HMK m.323)....

          davalının miras yolu ile kendisine intikal eden elindeki son malvarlığı olan taşınmazı da çarçur edecek ve mağdur olmuş müvekkilinin alacak istemlerinin semeresiz kalacağını beyan ederek, mal rejiminin tasfiyesi sonucu fazlaya ilişkin hak ve alacakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000 TL’nin davalıdan tahsiline, davalı adına kayıtlı taşınmaza tedbir konulmasını talep etmiştir....

            Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, tarafların boşanmalarına ilişkin ... Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2018/501 E., 2018/538 K. sayılı kesinleşen kararıyla protokolün ve ilaveten duruşmada alınan beyanların tarafların hür iradesiyle imzalandığı, protokol hükümlerinin ve alınan beyanların boşanma kararında yer aldığı, mal rejiminin tasfiyesi bakımından protokol ve mahkeme huzurunda bildirilen beyanlar ile taraflar arasında düzenleme yapıldığı hususunda tereddüt bulunmadığı, davacı tarafından boşanma davasında mal rejimine ilişkin beyanda bulunulduğu, mahkeme içi ikrarla taraflar arasındaki mal rejiminin tasfiyesi ile ilgili düzenleme yapıldığı, 4721 sayılı Kanunu'nun 2 inci maddesinde "Herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır....

              Eşler, 25.11.1998 tarihinde evlenmiş, 10.09.2012 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün, kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir(TMK 225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı(743 sayılı TKM 170.m), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir(4722 sayılı yasanın 10, TMK 202/1.m). Tasfiyeye konu kooperatife davalı eş tarafından 03.06.2002 tarihinde üye olunmuş, dava konusu taşınmaz 2007 yılında teslim alınmış ve boşanma dava tarihinden sonra 07.11.2013 tarihinde davalı eş adına tescil edilmiştir. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır(TMK 179.m)....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Mal Rejimi Tasfiyesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı kadın tarafından; lehine hükmolunan tazminat ve nafaka miktarları ile zina ve mal rejimi tasfiyesi davasında verilen kararlar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-karşı davacı kadının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davalı-karşı davacı kadın TMK 166/1 maddesi uyarınca evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayanarak karşı dava açmış, birleşen davasında ise özel boşanma sebeplerinden zina hukuki sebebine (TMK m. 161) dayanarak boşanma isteminde bulunmuş, mahkemece davalı-karşı davacı kadının zinaya dayalı...

                  Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma - Mal Rejiminin Tasfiyesi ile Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı kadın tarafından kusur belirlemesi, asıl davanın reddi, tazminatların miktarları, tedbir nafakasının miktarı ile yoksulluk nafakası yönünden; davacı-karşı davalı erkek tarafından ise katılma yoluyla kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 292.10'ar TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına...

                    UYAP Entegrasyonu