davalıya takılan ziynet eşyalarının aynen iadesi ya da aynen iadesi mümkün olmadığı taktirde bedelinin tahsilini talep ve dava etmiştir....
Bu husus gözetilmeden, davacı-karşı davalı kadın yararına yoksulluk nafakasına (TMK m. 175) hükmedilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir. 3- Ziynet alacağı davasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Davacı-karşı davalı kadın ziynet alacağına ilişkin talebinde; 590 TL takı parasının, her birisi 20'şer gr ağırlığında 22 ayar 9 adet burma bileziğin ve her birisi 12'şer gr ağırlığında 14 ayar 2 adet takı bileziğinin aynen iadesini, olmadığı takdirde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere bedeli olan 12.000,00 TL'nin erkekten tahsilini talep etmiş, bilirkişi raporu doğrultusunda talebini 5.492.0 TL arttırarak toplam 17.492,00 TL üzerinden usulünce ıslah etmiştir. Yapılan yargılama ve toplanan delillerden mahkemenin de kabulünde olduğu üzere ziynet eşyalarının erkeğin annesinde kaldığı ve kadına iade edilmediği, yine takı paralarının da taraflarca harcandığı ispatlanmıştır....
altın zincir, 4 adet cumhuriyet altını, 13 adet çeyrek altın ve 4.000,00TL para takıldığını, davalının ve ailesinin bu ziynet eşyalarının kendisinden zorla aldıklarını, bu nedenlerle ziynet eşyalarının ve çeyiz eşyalarının kendisine iade edilmesini talep ve dava etmiştir....
Davalı, nişanda takılan ziynet eşyalarının hediye niteliğinde olduğunu, dolayısıyla davaya bakma görevinin Aile Mahkemesine ait bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece; taraflar arasında gerçekleştirilen nişan merasimi sırasında davalıya takılan ziynet eşyalarının iadesine ilişkin davaların Aile Mahkemesinde görülmesi gerektiğinden bahisle, dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Uyuşmazlık; bağışlamadan rücu koşullarının oluştuğu iddiasıyla, davacı tarafından davalıya takılan ziynet eşyalarının iadesi istemine ilişkindir. İşin esasının incelenmesinde, öncelikle yasal mevzuatın belirtilmesinde yarar bulunmaktadır. ./.. -2- TMK'nun 118. maddesi uyarınca nişanlanma; karşılıklı evlenme vaadi içeren, aile hukukuna özgü bir sözleşmedir. Nişan sözleşmesi birbiriyle evlenmek isteyen kadın ve erkeğin bu husustaki iradelerini açıklamalarıyla meydana gelir....
Davalı, düğün günü üzerindeki takılar ile birlikte düğün solununu terk eden kişinin davacı olduğunu, davacının düğün sonrasında müşterek eve değil baba evine gittiğini ve tüm takıların davacıda kaldığını belirterek davanın dilemiştir. Mahkemece, düğünde takılan ve davacının kişisel malı olan ziynet eşyaları ile takı paralarının davalı tarafta kaldığı ve iade edilmediği gerekçesi ile davanın kabulüne ve 5 adet 22 ayar takı bilezik, 1 adet tam ziynet altın, 8 adet yarım altın, 74 adet çeyrek altın, 1 adet 22 ayar 1.00 gramlık altın, 150 USD takı parası'nın aynen iadesine olmadığı takdirde TL takı parası da dahil 20.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı tarafça temyiz edilmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davalı eşte kaldığı ileri sürülen ziynet eşyalarının aynen ya da bedelinin iadesi istemine ilişkindir. 1-Davanın açılması harca tabi usuli bir işlemdir....
Çünkü boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren davalı tarafından bu yer işgal edilmekte ise, davalının haksız işgalci durumunda olduğunun, kira geliri ile sorumlu tutulması gerektiğinin kabulü gerekir. Bu nedenle mahkemece kiraya verilmediği gerekçesiyle bu yöndeki isteğin reddine karar verilmesi doğru olmayıp bu yönüyle olayın değerlendirilmesi gerekmektedir. Bundan ayrı kural olarak, gerek düğünde geline takılan takı ve ziynet eşyaları ve gerekse aynı biçimde davalıya takılan ve sonradan geline verilen takı ve ziynet eşyaları geline bağışlanmış kabul edilir. Bu nedenle de bu tür takı ve ziynet eşyaları gelinin kişisel malı sayılır. Davacı vekili, açıklanan biçimde davalıya takılan takı ve ziynet eşyalarının bağışlama amacının ortadan kalktığı gerekçesiyle BK.nun 244 ve devamı maddeleri gereğince iadesi isteğinde bulunmuştur. Bu madde gereğince açılan bu tür davalar Aile Mahkemesinin görevi dahilinde olmayıp genel hükümlere göre Genel Mahkemelerde bakılması gerekmektedir....
İcra takibine dayanak yapılan ilamda, tarafların boşanmalarına karar verildiği ve aynı ilamda ziynet eşyalarının ve çeyiz eşyalarının mahkemece bilirkişi aracılığı ile tespit edilen ve hüküm altına alınan bedellerinin davalı kocadan tahsiline karar verildiği görülmektedir. İlamın boşanma davası ile birlikte görülüp hüküm altına alınan takı ve eşya bedelinden kaynaklanan tazminat alacağına ilişkin takibe konu edilen kısmın, tarafların şahsi ya da ailevi yapılarına ilişkin durumlarında bir değişiklik yaratmayan, sonuçları itibariyle ancak tarafların mal varlığını etkileyebilen, boşanma ilamının fer'i niteliğinde olmayıp ondan bağımsız olan edaya ilişkin ilamdır. Bu nitelikleri itibariyle de takı ve eşya bedelinden kaynaklı tazminat alacağına ilişkin ilamların, diğer edaya ilişkin ilamlar gibi, kesinleşmeden icraya konulmaları mümkündür....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : HMK'nın 355. maddesine göre resen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Dava; ziynet ve takı parası istemine ilişkindir. Taraflar arasında karşılıklı olarak görülen boşanma davalarının yapılan yargılamasında, kadının ziynet ve takı alacağı davasının tefrik edilerek ilk derece mahkemesinin yukarıda yazılı esasına kaydedildiği anlaşılmaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, kadına düğünde takılan ziynet eşyalarının cins, nitelik ve miktarının ne olduğu, taraflarca bozdurulduğu kabul edilen ziynet eşyalarının bozdurulduğu tarih itibari ile bedelinin ne olduğu, koca tarafından ziynet eşyaları bozdurularak, 20.000 TL'nin kocanın babasına geri verilmek üzere gönderilip gönderilmediği, düğünde takılan paraların miktarı ve söz konusu paranın düğün yapılan yere ödenmesi konusunda taraflar arasında anlaşma olup olmadığına ilişkindir....
Kural olarak evlilik nedeniyle edinilmiş takı ve ziynet eşyalarının kadına ait olduğu kabul edilir. Bu ziynetlerin iade edilmemek üzere kocaya verildiği kanıtlanmış olmadıkça, aynen veya bedelinin iadesi esastır. Davalı koca cevap dilekçesinde düğünde takılan ziynetlerin ortak kasada bulunduğunu, bunların iadesinin gerekmediğini belirtmiştir. Mahkemece görevlendirilen bilirkişi düğün cd ve fotoğraflarını inceleyerek ziynetleri tespit etmiştir. Buna rağmen mahkemece kadının ziynet talebi, subut bulmadığından bahisle reddedilmiştir. Davacının ispat ettiği ziynet talebinin kabulü gerekirken reddi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....
MAHKEME KARARI Mahkemenin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile boşanma davasından tefrik edilen ziynet alacağı davasının yapılan yargılaması sonucunda davalı tarafından ziynet eşyalarının nitelik ve miktarlarına itiraz edilmediği, ziynet eşyalarının bir kısmının davacı tarafından bozdurulduğu, geriye kalanın ise davacının evden ayrılırken beraberinde götürdüğü ileri sürüldüğü, davalının iddiasına yönelik delil ibraz etmediği, taraflar arasındaki boşanma dava dosyasında ki delillerden davacının davalı tarafından dövülmüş ve üstü ıslatılmış bir halde müşterek evden ayrılarak, halasına gittiği ve bundan sonra hastaneye götürüldüğü ve müşterek eve dönmediği, evden ayrılırken üzerinde ziynet eşyasının olmadığı, düğünden sonra ziynet eşyalarının davalı tarafından alıkonulduğu anlaşıldığı gerekçesi ile davacının ıslah dilekçesindeki talebi doğrultusunda davanın kabulüne 12 adet altın bilezik (12x10 gram), 12 adet ... burması (12x20 gram), 3 adet 14 ayar altın künye (3x10...