Davacı vekili dilekçesi ile; taraflar arasındaki boşanma davasının devam ettiğini, düğünde takılan takıların davalı (koca) tarafından müvekkilinden zorla alındığını, çeyiz olarak alınan ev eşyalarının da davalının yedinde bulunduğunu iddia ederek çeyiz ve ziynet eşyalarının aynen iadesi olmadığı taktirde bedeli olan (şimdilik) 23.620 TL'nin tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davacının üzerinde taşıması gereken takıları kendi iradesi ile bırakıp evi terk ettiğini, zorla alınmadıklarını, çeyiz eşyalarının da boşanma davasında davacıya verilmesi teklif edildiği halde kabul etmediğini, ayrıca davacının bildirdiği çeyiz ve takıların adedinin ve kıymetinin gerçeğe uymadığını savunarak davanın reddini dilemiştir....
Davacı, davalı ... ile gayri resmi şekilde evlendiklerini, çeyiz eşyalarının ve ziynetlerinin çeyiz senedine yazılarak davalı ve babasına teslim edildiğini ancak davalı ile müşterek oturdukları evden kovularak ayrıldığını, eşyaların ve ziynetlerinin kendisine geri teslim edilmediğini iddia ederek öncelikle aynen iadelerini olmadığı takdirde bedellerinin ödetilmesini istemiştir. Davalılar, davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır. Mahkemece; dinlenen tanık anlatımları, çeyiz senedi ve tüm dosya kapsamından, müşterek konuta davacı tarafından getirildiği konusunda ihtilaf olmayan ev eşyalarına yönelik istemin kabulüne, ziynet eşyalarının ise yerleşik yargı içtihatları uyarınca kadın üzerinde bulunması gerektiği, bu karinenin aksi ispat olunmadığı gerekçesi ile bu kısma yönelik istemin reddine karar verilmiştir....
Ziynet eşyasını evlilik münasebetiyle gelin ve damada verilen hediyelerdir. Bu bağlamda, bilezik, altın kelepçe, kolye, gerdanlık, takı seti, bileklik, saat, küpe ve yüzük gibi takılar, ziynet eşyası olarak kabul edilmektedir. Bunun yanında çeyrek altın, yarım altın, cumhuriyet altını ve reşat altını ziynet olarak değerlendirilmektedir. Mevzuatımızda, düğün sırasında takılan ziynet ile parasal değeri olan bütün eşyanın aidiyeti konusunda yazılı bir hüküm bulunmamaktadır. Bu nedenledir ki, örf ve adet hukuku uygulanmaktadır. Yargıtayın yerleşik uygulamasına, yaygın örf ve adet ile ülke gerçeklerine göre kural olarak, düğün sırasında takılan ziynet eşyası ve paralar kim tarafından ve hangi eşe takılırsa takılsın aksine bir anlaşma ya da örf ve adet kuralı olmadığı takdirde kadına bağışlanmış sayılır ve artık kadının kişisel malı kabul edilir. Yani erkeğe takılan ziynetler ve paraların da aksi kanıtlanmadığı müddetçe kadına ait olduğu kabul edilmektedir....
Dava konusu ziynet eşyaları ve çeyiz eşyaları senede bağlanmış olup bu senet davalıyı bağlayıcı niteliktedir.Çeyiz senedinde açıkça,ziynet eşyalarının ve çeyiz eşyalarının davalıya teslim edildiği ve davalı tarafından da teslim alındığına dair tutanak imza altına alınmıştır. Dolayısıyla, çeyiz senedindeki bu beyanın aksini, ziynet eşyalarının davacıda olduğunu yada var olmadığı iddiasını davalı aynı nitelikte bir delille ispatlamakla yükümlüdür. Davacı tarafından dosyaya sunulan çeyiz senedinde, davacı kadın tarafından talep edilen ziynet eşyalarının ve çeyiz eşyalarının yazıldığı görülmektedir. Senet içeriğinde davalının senette yazılı eşyaları teslim aldığı belirtilmiştir.6100 sayılı HMK 200 ve 201. Maddesi gereğince senede karşı senetle ispat zorunluluğu ilkesi kabul edilmiştir.Davalı davaya konu çeyiz senedinde yazılı bulunan ziynetleri ve çeyiz eşyaları davacı kadına teslim ettiğini yazılı delille kanıtlaması gerekir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı erkeğin davacı kadına şiddet uyguladığı, davacı kadının ise aile bütçesini aşar miktarda harcama yaptığı, eşinin rızası olmaksızın akrabalarını müşterek konuta davet ettiği, belirlenen kusurlara göre davalı erkeğin ağır kusurlu olduğu, ziynet ve eşya alacağı davası yönünden; davacı kadının çeyiz senedine dayalı olarak alacak davası açtığı, çeyiz senedinin incelemesinde yazılı olan eşyaların davacı kadına çeyiz olarak verildiği, davalı tarafça çeyiz eşya senedindeki imzalara yönelik itirazda bulunulduğu,......
Mahkemece davanın kısmen kabulüne, bir kısım ziynet eşyalarının aynen iadesine, olmazsa bedeli olan 5.952 TL'nin tahsiline, çeyiz eşyaları ilgili olarak karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi üzerine, hüküm davacı ve davalı tarafından ziynet eşyalarına yönelik olarak temyiz edilmiştir. 1-Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına ve takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin tüm ve davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Davalı vekilinin vekalet ücretine ilişkin temyiz itirazlarına gelince: Davacı vekili, boşanma davası ile açılan davada ziynet ve çeyiz eşyalarının davalıda kaldığını belirterek 25.000 TL maddi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep etmiş, boşanma davası ile ziynet ve çeyiz eşyalarına ilişkin davanın tefrik edilmesi üzerine davacı vekili, çeyiz eşyalarına ilişkin taleplerinden vazgeçtiklerini bildirmiş ve 27.11.2007...
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı taraf süresinde verdiği istinaf dilekçesinde; ziynet eşyaları talebinin reddine yönelik istinaf talebinde bulunmuştur. GEREKÇE : Dava konusu uyuşmazlık; mehir senedinde yazılı olan ziynet ve çeyiz eşyalarının aynen iadesi, bunun mümkün olmaması halinde ise bedelinin tahsili istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, çeyiz eşyaları yönünden davanın kabulüne, ziynetler yönünden ise reddine karar verilmiş, verilen bu karara karşı davacı tarafından reddedilen kısım yönünden istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Kural olarak, evlilik sırasında takılan ziynet eşyaları, kim tarafından, kime takılırsa takılsın, kadına bağışlanmış sayılır ve artık kadının kişisel malı sayılır. Türk Medeni Kanunu'nun 6.maddesi hükmü uyarınca kanunda aksine hüküm bulunmadıkça taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi Taraflar arasındaki “çeyiz eşyası alacağı” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Cihanbeyli Asliye Hukuk Mahkemesince (Aile Mahkemesi sıfatıyla) davanın kısmen kabulüne dair verilen 23.02.2012 gün ve 2010/462 E., 2012/105 K. sayılı kararın incelenmesi taraf vekillerince istenilmesi üzerine, Yargıtay 6.Hukuk Dairesinin 21.01.2013 gün ve 2012/18221 E., 2013/530 K. sayılı ilamı ile; (... Dava, çeyiz senedi uyarınca yirmi beş kalem halinde belirlenen çeyiz ve ziynet eşyasının bedelinin ödenmesine ilişkindir....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı Nizamettin Enes evlenirken çeyiz senedi düzenlendiğini, senette yazılan bir kısım altın ve ev eşyasının düğün sırasında alınmadığını, senet haricinde ayrıca müvekkiline nişan ve düğünde takılan altınların olduğunu, en son müvekkili evden ayrılırken hiçbir şeyini yanına alamadığını, altınlarının zorla elinden alındığını, senette belirtilen eşyalardan sadece yatak odası takımı, muhtelif yatak yorgan, sandık içi çeyizi ve muhtelif kıyafetlerin alındığını, onun haricindeki altın ve eşyanın hiç alınmadığını belirterek çeyiz senedi, nişan ve düğünde müvekkiline takılan altın ve eşyaların aynen iadesi, aynen iadesi mümkün olmadığı takdirde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL'nin faiziyle birlikte davalılardan tahsilini talep etmiştir....
Aile Mahkemesinin 2014/94 sayılı dosyasında taraflar arasında boşanma davasının olduğunu, düğün sırasında müvekkiline takılan ziynet eşyaları ile müvekkiline ait olan çeyiz eşyalarının boşanma sürecinde ve sonrasında müvekkiline iade edilmediğini ileri sürerek, ziynet eşyalarının değerinin bilirkişi tarafından değerinin tespiti yapılıncaya kadar şimdilik 10.000 TL'sinin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, çeyiz eşyalarının değerinin bilirkişi tarafından değerinin tespiti yapılıncaya kadar şimdilik 1000 TL'sinin davalı eş Harun'dan tahsili ile fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasını istemiştir....