karşı boşanma davası açtıklarını, eşyaların tespiti için yapılan başvuru sonucu çeyiz ve ev eşyalarının müvekkiline teslim edildiğini ancak ziynetlerin iade edilmediğini belirterek; 10 adet Adana Burması bilezik (1 tanesi 32 gr , 1 tanesi 26 gr, 8 adedi 25'er gr), 1 adet söz kelepçesi (18 ayar ve 15 gr), 1 adet set takımı (1 çift küpe, 1 kolye ve zinciri, 1 künye), 1 adet kolye ve zinciri, 17 adet çeyrek altın, 2 adet Cumhuriyet altını olmak üzere toplam değeri 34,286,00 TL olan ziynetlerin aynen iadesini, aynen iade mümkün olmadığı takdirde bedellerinin davalıdan tahsilini talep etmiştir....
çeyiz eşyaları hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacı tarafın şahsi ve çeyiz eşyalarına yönelik fazlaya ilişkin taleplerinin reddine karar verilmiş; hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.Dava; şahsi, çeyiz ve ziynet eşyalarının aynen iadesi, bunun mümkün olmaması halinde bedelinin davalıdan tahsili istemine ilişkindir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 14/11/2013 NUMARASI : 2012/963-2013/1504 Taraflar arasındaki ziynet ve çeyiz eşyası alacağı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dilekçesinde, müvekkili olan davacı ile boşandıklarını, müvekkillinin kişisel eşyaları ile çeyiz olarak getirdiği eşyaları ve ziynet eşyalarını alamadan müşterek haneden ayrılmak zorunda kaldığını belirterek bu eşyaların aynen iadesini mümkün olmaması halinde 9000 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Mahkemece; ziynet eşyaları ile ev ve çeyiz eşyalarının aynen iadesine (ayar, adet, gram, cins ve neler olduğu hükümde tek tek belirtilerek), olmadığı takdirde miktarın hüküm altına alınmasına karar verilmesi gerekirken, aynen iade talebine ilişkin hüküm kurulmadan yalnızca ziynet ve eşyaların bedeline ilişkin hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 17.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Bu itibarla; 28.07.2004 tarihli çeyiz senedi içeriği nazara alınarak; çeyiz senedi kapsamında kalan ziynet eşyaları yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken; sözkonusu çeyiz senedi içeriği gözardı edilerek; davacının ziynet eşyaları yönünden davasını ispat edemediği, (davalıların senette yazılı yükümlülüklerini yerine getirdiği yönünde davacının ziyinetlerini işletilmek üzere 3 adet tümlük altın karşılığı kuyumcuya verdiği) gerekçesiyle ziynet eşyaları yönünden verilen red kararı isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline ait ziynet eşyaları ve çeyiz eşyaları ile özel eşyalarının davalı tarafta kaldığını, fiili birlikteliğin son gününde müvekkilinin evden ayrılırken bu eşyaları yanına almasına fırsat olmadığını belirterek ziynet eşyaları ve diğer eşyaların aynen iadesi, aynen iadesi mümkün olmadığı takdirde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 33.230,00 TL'nin faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş, cevaba cevap dilekçesi ile de müşterek haneden ayrıldığı gün ziynet eşyalarının davalının annesi tarafından zorla alındığını belirterek talebine konu çeyiz eşyaları ve kişisel eşyaların nelerden ibaret olduğu belirtilmiştir. Cevap dilekçesi: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının ziynet eşyalarını giderken beraberinde götürdüğünü belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : İşbu davanın TMK'nın 226. Maddesinde düzenlenen kişisel eşyanın iadesi davası olduğu, herhangi bir mehir veya çeyiz senedine dayalı olmadığı, HMK'nın 6. Maddesi gereğince davalının ikametgah mahkemesinin yetkili olduğu gözetilerek süresinde yapılan yetki itirazının kabulünde isabetsizlik olmadığı anlaşılmakla, davacının istinaf talebinin reddine dair aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....
Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Kişisel eşyanın iadesi ve katılma alacağı ... ile ... aralarındaki kişisel eşyanın iadesi ve katılma alacağı davasının reddine dair İstanbul 4. Aile (Eski Beyoğlu 2. Aile) Mahkemesinden verilen 21.06.2006 gün ve 225/311 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: KARAR Davacı vekili, evlilik birliği içinde davalı eş adına kayıtlı taşınmazlardan gelen kira bedelleri, davalının çalışması karşılığı geliri ve varsa diğer edinilmiş mallarının tespiti ile fazla hakları saklı tutularak aylık 1900 TL katılma alacağına hükmedilmesine; ayrıca vekil edeninin kişisel malları olan değerli taşlarla bezeli yüzük, kolye ve küpeden oluşan altın ziynet eşyası ile inci kolyenin, yün yatak ve yorganın aynen iadesine olmadığı takdirde bedelinin vekil edenine ödenmesine karar verilmesini istemiştir....
Mahkemece, Asliye Hukuk Mahkemesi sıfatı ile yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafça temyiz edilmiştir. 1-) 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş ve Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 4.maddesinde; 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun ikinci kitabındaki üçüncü kısım hariç olmak üzere (TMK’nun 118-395 mad.) kaynaklanan bütün davalara aile mahkemesinde bakılacağı hükme bağlanmıştır. Görev kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden nazara alınması gerekir. Somut olayda; dava, kişisel malların iadesi istemine ilişkindir. Kişisel eşyaların iadesine ilişkin davaların Türk Medeni Kanununun yürürlüğe girmesinden önce veya sonra açılmasına bakılmaksızın Aile Mahkemesinde görülmesi zorunludur....
Yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler gereğince, ziynet ve çeyiz eşyalarının aynen iadesine karar verilmişse, hüküm fıkrası açık olmalı, duraksama yaratmamalı, hükümde aynen iadesine karar verilen ziynetlerin gram ve ayarları, çeyiz eşyalarının sayı ve nitelikleri açık olarak yazılmalıdır. Mahkeme hükmünde, "...çeyiz senedinde ayrıntıları belirtilen ve bilirkişilerce değeri tespit olunan..." ifadesi ile yetinilmiş, hakkında hüküm kurulan eşyaların cinsi, niteliği, özellikleri, gramı ayrı ayrı yazılmamıştır. Hal böyle olunca, mahkemece; hüküm altına alınan ziynet ve çeyiz eşyalarının cins, nitelik, miktar ve değerlerinin hükümde ayrı ayrı gösterilmesi ve taraflara yüklenen borç ile tanınan hakkın infazda güçlük çıkarmayacak biçimde belirtilmesi gerekirken, HMK'nın 297. maddesine aykırı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir....