ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 18/12/2018 NUMARASI : 2016/373 Esas - 2018/518 Karar DAVA KONUSU : İmar Uygulamasında Doğan İpotek Bedelinin Artırılması KARAR : Yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün istinaf incelemesi talep edilmiş olmakla, dairemizce dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda gereği görüşülüp düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul İli, Esenyurt İlçesi, Esenyurt Mahallesi, 1245 ada 5 parsel sayılı taşınmazda davalı idare tarafından imar uygulaması yapılmış olduğunu beyan ederek, taşınmaza takdir edilen bedelin artırılmasını talep ve dava etmiştir. Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın usulden reddini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece davanın kabulü ile; 88.205,80- TL el atma bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı idareden tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki imar uygulaması sırasında bedele dönüştürülen davacı payı nedeniyle davacılar lehine tesis edilen ipotek bedelinin artırılması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kısmen kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davalılardan ... ile ... yönünden verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R – Mahkemece uyulan bozma kararı gereğince inceleme ve işlem yapılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılardan ... ve ... tarafından temyiz edilmiştir. Yapılan incelemede; dava konusu taşınmazın da içerisinde bulunduğu alanda yapılan imar uygulamasının ....İdare Mahkemesinin 2005/756-2006/2494 sayılı kararı ile iptal edilmesi üzerine ......
Tüm bu yönler gözetilmeden mahkemece, 1.558.99 TL ipotek bedelinin davalılara ayrı ayrı ödenmesi halinde ipoteğin kaldırılması suretiyle davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16.06.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Alacak KARAR Taraflar arasındaki uyuşmazlık, imar uygulaması sonucu oluşan ipotek bedelinin artırılması isteğine ilişkin bulunduğuna göre, Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 27.12.2013 tarih 38 sayılı Kararı ile hazırlanıp, Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 24.01.2014 tarih 1 nolu Kararı ile kabul edilen ve 29.01.2014 tarih 28897 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (5.) Hukuk Dairesi'nin görevi cümlesinden bulunmakla, gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 28.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
(Yargıtay 14.Hukuk Dairesi'nin 2016- 1884 E 4150 K) Dava, imar ipoteğinin bedelinin arttırılması davasıdır. "Davacı, 31555 ada 1 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu, 1986 yılında yapılan ıslah imar uygulaması ile taşınmazına davalılar lehine kanuni ipotek tesis edildiğini ileri sürerek, ipotek bedelinin ödenmesi suretiyle ipoteğin kaldırılmasını istemiştir. Davalılar, ipoteğin rayiç bedelinin ödenmesi gerektiğini savunmuşlardır. Mahkemece bozma ilamına uyularak davanın kabulü ile davacının taşınmazına davalılara ait taşınmazdan imar parseli oluşturabilmek için eklenen kısmın rayiç bedelinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine karar verilmiştir....
Mahkemece, uyulan bozma kararı gereğince inceleme ve işlem yapılarak hüküm kurulmuş; karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir. 1-İpotek bedeli 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 6487 sayılı Yasanın 21. maddesi ile değişik geçici 6. maddesi hükümleri uyarınca belirlenmiş ise de; söz konusu yasal düzenleme açıkça ipotek borçlusunun kamu idareleri olması haline ilişkin olup, gerçek kişiler arasındaki ipotek bedelinin artırılması davalarında uygulanma imkânı bulunmamaktadır....
İpotek bedeli 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 6487 sayılı Yasanın 21. maddesi ile değişik geçici 6. maddesi hükümleri uyarınca belirlenmiş ise de; söz konusu yasal düzenleme açıkça ipotek borçlusunun kamu idareleri olması haline ilişkin olup, gerçek kişiler arasındaki ipotek bedelinin artırılması davalarında uygulanma imkânı bulunmamaktadır....
Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; ıslah yapılmadan harç ödenmeden verilen kararın hatalı olduğunu, taşınmaza el atma olmadığını, husumet nedeni ile davanın reddi gerektiğini, husumetin T16 ait olduğunu, zamanaşımı ve hak düşürücü süre yönünden davanın reddi gerektiğini, idare mahkemesinin görevli olduğunu, emsal seçimi ve değerlendirmesinin hatalı yapıldığını, birim bedelinin fahiş belirlendiğini, davacıya ipotek borcunun ödendiğini, ileri sürmüştür....
Mahallesi eski 353 ada 22 parsel sayılı taşınmazdaki davacı murislerine ait hisseler imar uygulamasına alınmış 1518 ada 11 ve 4 parsel sayılı taşınmazlar lehine 04.08.1988 tarihli işlem ile imardan kaynaklı ipotek tesis edildiğini, ipotek bedelinin günümüz şartlarına uyarlanması gerektiğinden ipotek bedelinin arttırılarak şimdilik 21.500,00 TL'ye çıkartılmasına ve bu bedele bankaların uyguladığı en yüksek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. II. CEVAP 1.Bir kısım davalılar cevap dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımına uğradığını, ipotek bedelinin artırılması kabul edilse bile değerlendirmenin ipotek tesis edildiği tarihi esas alınarak yapılması gerektiği, talep edilen bedelin çok yüksek olduğunu ileri sürmüştür. 2.Davalı Seyid Yorka cevap dilekçesinde özetle; talep edilen bedelin çok yüksek olduğunu, mahkemenin görevli olmadığını, açılan davanın reddini talep etmiştir. III....
Bilindiği üzere ipotek, kişisel bir alacağın teminat altına alınması amacını güden ve bir taşınmaz değerinden alacaklının alacağını elde etmesini sağlayan, sınırlı bir ayni haktır. Taraflar mevcut ipoteği iradeleriyle tapuda yapacakları işlem sonucu kaldırabilecekleri gibi, bir tarafın terkine rıza göstermemesi halinde ipotek bedelinin ödenmesi koşulu ile kaldırılmasını mahkemeden de isteyebilirler. Somut olaya gelince; davalı yararına 15.05.1997 tarihinde tesis edilen kanuni ipotek, 121,100.000,00 ETL bedellidir. İpoteğin, imar uygulaması sebebiyle davalının maliki olduğu taşınmazdan bir miktarın davacı taşınmazına ilavesi zaruretinden kaynaklandığı görülmektedir. O yüzden, imar uygulama cetvellerinden davalı taşınmazından kaç m² yer alındığı tespit edilerek, kanuni ipotek bedelinin, alınan bu miktar taşınmazın dava tarihindeki değerine göre belirlenmesi gerekir....