nin davalı bankadan kullandığı doğmuş ve doğacak kredi borçlarının teminatı olarak taşınmazlarını ipotek ettiği 15.08.2000 tarih 1765 yevmiye nolu ipotek akdi düzenlenmiş olduğu, keza yine davacının dava dışı şirketin davalı bankaya karşı doğmuş ve doğacak borçlarını aynı zamanda kendisinin asaleten ve kefaleten doğmuş ve doğacak borçlarına karşılık taşınmazlarını davalı banka lehine 15.06.2000 tarih ve 1266 yevmiye nolu ipotek resmi senedinin düzenlenmiş olduğu, davalı bankanın davacı aleyhine Seferihisar İcra Müdürlüğünün 2009/961 nolu dosyasıyla genel haciz yoluyla, aynı İcra Müdürlüğünün 2009/962 nolu dosyasıyla ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip yaptığı, davacının imzalanmış olan genel kredi sözleşmesinin müteselsil kefili olduğu, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla girişilen icra takibine 40.000,00 TL ödendiği hususları dosya içeriği ile sabittir....
DAVA Borçlu icra mahkemesine başvurusunda; alacaklıya takipte belirtildiği tutarda borcunun bulunmadığı, ihtarnameye yasal süre içerisinde itiraz edildiği, bu haliyle aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibe geçilmesinin hukuka aykırı olduğu belirtilerek davanın kabulü ile takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. II. CEVAP Alacaklı cevap dilekçesinde; borçluların kredi hesapları kat edilerek alacak miktarının belirtildiği ve ihtarnamelerin davacı borçlu ve malike gönderildiği, borçlu tarafından alacağın teminatı olarak verilen ipotekli taşınmazlar ile ilgili olarak alacağını tahsil edemeyen müvekkilinin ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip başlatmasının hakkı olduğu, belirtilerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. III....
GEREKÇE: Uyuşmazlık, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takibin İİK'nın 45. maddesi gereğince iptali şartlarının bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır. Adana 3. İcra Dairesinin 2020/2853 esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklı T4 A.Ş. tarafından borçlu T2 ile T1 hakkında 25/02/2020 tarihinde ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla 160.000,00 TL'nin tahsili için ilamlı takip başlatıldığı, icra emrinin T2 27/02/2020 tarihinde, Taner Pekbucak'a 20/07/2020 tarihinde tebliğ edildiği, davanın 02/03/2020 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır. Adana 5. İcra Dairesinin 2020/1147 esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklıT4 A.Ş. tarafından borçlu T1 hakkında 13/01/2020 tarihinde 206.398,22 TL'nin tahsili için 02/01/2015 düzenleme 02/01/2020 vade tarihli 205.000,00 TL bedeli keşidecisi borçlu T1 lehtarı alacaklı olan bonoya dayanılarak kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibi başlatıldığı anlaşılmıştır....
İİK'nun 179/b maddesinin 2. fıkrasında belirtildiği üzere, iflas erteleme sırasında taşınır ve taşınmaz rehni ile temin edilmiş alacaklar için rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatılabilir veya başlamış olan takiplere devam edilebilir. .. Asliye Hukuk Mahkemesi kararı ile her ne kadar iflasın ertelenmesi istemiyle açılan dava kapsamında ihtiyati tedbir kararı verilmiş ise de, verilen bu karar içeriğince rehinli alacaklara ilişkin takip yapılamayacağı hususunda bir tedbir bulunmamaktadır. Rehinli alacaklar İİK'nun 206/1. maddesi kapsamında sayılan alacaklar arasında yer almadığından borçlu hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapılabilir ve takibe devam edilebilir. Bu nedenle mahkemece istemin reddi yerine kabulü isabetsizdir....
Mahkemece, davalılardan borçtan şahsen sorumlu olmayan ancak ipotekli taşınmazın diğer maliki olan davalı ...' a herhangi bir ihtarnamenin gönderilmediği, 4271 Sayılı TMK'nun 887. maddesi gereğince ipotekli taşınmazın malikinin borçtan şahsen sorumlu olmaması halinde davacı alacaklının ödeme talebinin etkili olması için bu istemin hem asıl borçluya hem de ipotekli taşınmazın malikine karşı yapılması gerektiği, davalı ... aleyhine artık ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi yapılamayacağı, buna göre taşınmazın paraya çevrilmesi imkanı ortadan kalktığından asıl borçlu diğer davalı ... hakkında da takip yapılmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı banka vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Kural olarak, kredi sözleşmesinin kefilleri hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapılamaz ise de; kefalet borcunun teminatını oluşturmak üzere kefilin bizzat kendi taşınmazını kredi borçlusu lehine ipotek verdiği durumlarda kefil hakkında da ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapılması mümkündür. Bundan başka, uyuşmazlık konusu olaydaki gibi kefilin kefalet borcunun teminatı olarak 3. kişi tarafından ipotek tesis edildiği hallerde de, lehine ipotek verilen kefilin tıpkı krediyi kullanan asıl borçlu gibi ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takipte borçlu gösterilmesi zorunludur. Bu zorunluluk, yukarıda açıklanan yasal düzenlemeden kaynaklanan ve zorunlu takip arkadaşlığının gereği olan bir mecburiyettir. HMK.nun 124/3.maddesi uyarınca maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebinin kabulü için, karşı tarafın rızası aranmaz....
) ipoteğin fekki için süresiz yetki verilmişken ve ipotek veren bu suretle dava dahi açmadan ipoteği her zaman terkin ettirebilecekken aksi düşünülerek terkini söz konusu yapılmış bir ipoteğe ilişkin ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla bir takip yapılabileceğini düşünmek ve kabul etmenin hiçbir suretle hukuk mantığıyla bağdaşmayacağını, bu nedenle hatalı değerlendirme ile verilen ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir....
İİK'nın 45. maddesi gereğince, alacağı rehinle temin edilmiş olan alacaklı, öncelikle rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapmak zorundadır. Rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapmadan ilamlı veya ilamsız icra takibi ve borçlu iflasa tabi kimselerden ise iflas yolu ile takip yapamaz. Rehnin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan takip sonunda, alacaklı alacağın karşılanmayan kısmı için ilamlı veya ilamsız takip yapabilir. Anılan hükme göre şikayet, kamu düzenine ilişkin olup İİK'nun 16/2.maddesi uyarınca süresiz olarak icra mahkemesinde ileri sürülebilir. ( 12 HD esas no: 2013/27427 karar no: 2013/36112- esas no: 2013/24762 karar no: 2013/31295) İstanbul 2....
İİK'nun 150/ı maddesindeki düzenleme ise, banka ve kredi veren kuruluşlar yönünden olup, diğer gerçek ya da tüzel kişilerin, anılan maddeye dayalı olarak ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı icra takibi yapmaları mümkün olmadığı, davacı borçlulara hesap kat ihtarı gönderilme zorunluluğu bulunmadığı, özel hukuk tüzel kişisi alacaklının, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibi yapması usulsüz ise de; ipotek akit tablosunun kayıtsız şartsız bir para borcu ikrarını içermemesi alacaklı tarafından ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamsız takip yapılmasına engel değildir ve bu durumda borçluya örnek 9 ödeme emri gönderilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılarak davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle, Davanın reddine karar verildiği görülmüştür....
Mahkemece yapılan yargılama toplanan deliller doğrultusunda, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibinde en fazla talep edilebilecek miktar taşınmazdaki ipotek bedeli olan 300.000,00 TL kadar olduğu, bu miktarı aşan kısımdan davacının sorumlu olmadığı, ipotek bedelinin davacı yanca davalı adına açılan hesaba depo edildiği gerekçesiyle davanın kabulüne icra takibinde talep edilen 69.040,67 TL lik kısımdan borçlu olmadığının tespitine, taşınmaz üzerinde davalı lehine olan vaki ipoteğin fekkine, depo edilen ipotek bedelinin karar kesinleştiğinde davalı tarafa ödenmesine karar verilmiş, hüküm taraflar vekillerince temyiz edilmiştir....