Somut olayda dava konusu taşınmaz üzerindeki muhdesatlara ilişkin acele el koyma kararı verildiği ve bu kararın tapuya şerh düşüldüğü anlaşılmaktadır. 3. 2942 sayılı Kanun'un 27 nci maddesinin ikinci fıkrasında; "Mahkemece verilen taşınmaz mala el koyma kararı tapu müdürlüğüne bildirilir. Taşınmaz malın başkasına devir, ferağ veya temlikinin yapılamayacağı hükmü tapu kütüğüne şerh edilir. El Koyma kararından sonra taşınmaz mal 20 nci madde uyarınca boşaltılır." hükmü gereğince acele el koyma kararı üzerine taşınmazın başkasına devir, ferağ ve temlikinin yapılamayacağına ya da acele el koyma kararı bulunduğuna dair tapu kütüğüne şerh verilmesi halinde fiili el atma olmasa da dahi tapu malikinin veya muhdesat sahibinin tasarruf yetkisinin kısıtlanması ve idarece 20 nci madde uyarınca taşınmaz mal boşaltılabileceğinden kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminata hükmedilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. 4....
Bu durumda; Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu'nun 16.05.1956 gün ve 1/6 sayılı kararı ile HGK'nun 15.12.2010 gün ve 2010/5- 662/651 sayılı kararı da gözetildiğinde, uzun yıllar programa alınmayan imar planının hayata geçirilmemesi nedeniyle kamulaştırma ya da takas cihetine gitmeyen davalı idarece, pasif ve suskun kalınmak ve işlem tesis edilmemek suretiyle taşınmaza müdahale edildiği; bu haliyle idarenin, mülkiyet hakkının özüne dokunan ve onu ortadan kaldıran bu eylemi ile kamulaştırmasız el koyma olgusunun gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Kamulaştırmasız el koyma olgusunun varlığının doğal sonucu, idarenin hukuka aykırı eylemiyle mülkiyet hakkı engellenen taşınmaz mal sahibi davacının, dava yoluyla kamulaştırmasız el koyma hükümleri doğrultusunda mülkiyetin bedele çevrilmesini, eş söyleyişle idareden değer karşılığının verilmesini isteyebileceği açıktır....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 13/11/2018 NUMARASI : 2016/174 ESAS - 2018/686 KARAR DAVA KONUSU : Kamulaştırmasız El Koymadan Kaynaklanan Tazminat KARAR : 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ve devamı maddeleri uyarınca dosya incelendi. TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARINI ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin maliki olduğu Van ili , Edremit ilçesi, Andaç Mahallesi 254 parsel sayılı taşınmaza davalının sulama kanalı yaparak kamulaştırmasız el koyduğunu belirterek 5.000,00 TL kamulaştırmasız el koyma tazminatının faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ettiği anlaşılmıştır. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;El koyma olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi tarafından; "... dava konusu taşınmaza herhangi bir el koymasının bulunmadığı, zemindeki kanalın taşınmazdan geçmediği gerekçesi ile davanın reddine" Karar verilmiştir....
Başka bir deyişle kamulaştırmasız elatma nedeniyle ecrimisil, ancak kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmazın idare adına tesciline ilişkin davanın açıldığı tarihe kadar istenebilir. Somut olayda, ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/97 E. sayılı dosyası üzerinden dava konusu taşınmaz hakkında davalı idare aleyhine 02.03.2005 tarihinde açılan, kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat davasının 2011/435 K. sayılı kararı ile kabulüne karar verilmiş ve karar derecattan geçmek suretiyle kesinleşmiştir. Hal böyle olunca, kamulaştırmasız el koyma karşılığının tahsili talebiyle açılan dava tarihinden sonraki dönem için ecrimisil isteğini içeren eldeki davanın dinlenemeyeceği gözetilerek reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. . Davalı vekilinin bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir....
Kamulaştırmasız el koyma olgusunun varlığının doğal sonucu, İdarenin hukuka aykırı eylemiyle mülkiyet hakkı engellenen taşınmaz mal sahibi davacının, dava yoluyla kamulaştırmasız el koyma hükümleri doğrultusunda mülkiyetin bedele çevrilmesini, eş söyleyişle idareden değer karşılığının verilmesini isteyebileceği açık olup, ayrıca 26.11.2022 gün ve 32025 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 7421 sayılı Yasanın 3. maddesi ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun Ek-11. maddesinin 1. fıkrasına eklenen cümle de dikkate alındığında açılacak bedel davasında hukuki el atma durumunda da adli yargı görevlidir....
Noterliğinin 19/10/2010 tarih ve .... yevmiye nolu ihtarnamesi ile bildirildiğini, davalının dava konusu gayrimenkulü kullandığını, ikamet ettiğini, içinde bulunan ağaçlardan ve müştemilatından yararlandığını ancak müvekkillerine hiçbir ödeme yapmadığını belirterek, ecrimisil bedeli, su bedeli ve taşınmaza yapılan müdahalenin men'i ile kal talebinde bulunmuş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. 1-Ecrimisil ve su bedeli talebine yönelik temyiz istemi yönünden; Her bir davacı paydaş lehine kabul edilen temyize konu miktarlar karar tarihi itibariyle 1.820 TL'yi geçmemektedir. 6100 Sayılı Yasanın geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK nun 5219 Sayılı Yasa ile değişik 427. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca miktar veya değeri 1.820 TL yi geçmeyen kararlar kesin olduğundan miktar yönünden temyiz dilekçesinin REDDİNE, 2-Kamulaştırmasız el koyma nedenine dayalı olarak taşınmaza müdahalenin men'i ve kal istemine dair talep yönünden ise; Dava, kamulaştırmasız el koyma nedenine...
Bu durumda; Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 16.05.1956 gün ve 1/6 sayılı kararı ile HGK.nun 15.12.2010 gün ve 2010/5-662/651 sayılı kararı da gözetildiğinde, uzun yıllar programa alınmayan imar planının hayata geçirilmemesi nedeniyle kamulaştırma ya da takas cihetine gitmeyen davalı idarece, pasif ve suskun kalınmak ve işlem tesis edilmemek suretiyle taşınmaza müdahale edildiği; bu haliyle İdarenin, mülkiyet hakkının özüne dokunan ve onu ortadan kaldıran bu eylemi ile kamulaştırmasız el koyma olgusunun gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Kamulaştırmasız el koyma olgusunun varlığının doğal sonucu, İdarenin hukuka aykırı eylemiyle mülkiyet hakkı engellenen taşınmaz mal sahibi davacının, dava yoluyla kamulaştırmasız el koyma hükümleri doğrultusunda mülkiyetin bedele çevrilmesini, eş söyleyişle idareden değer karşılığının verilmesini isteyebileceği açıktır....
Bu durumda; Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 16.05.1956 gün ve 1/6 sayılı kararı ile HGK.nun 15.12.2010 gün ve 2010/5-662/651 sayılı kararı da gözetildiğinde, uzun yıllar programa alınmayan imar planının hayata geçirilmemesi nedeniyle kamulaştırma ya da takas cihetine gitmeyen davalı İdarece, pasif ve suskun kalınmak ve işlem tesis edilmemek suretiyle taşınmaza müdahale edildiği; bu haliyle İdarenin eyleminin, mülkiyet hakkının özüne dokunan ve onu ortadan kaldıran bir niteliğe sahip olduğu bu şekilde kamulaştırmasız el koyma olgusunun gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Kamulaştırmasız el koyma olgusunun varlığının doğal sonucu, İdarenin hukuka aykırı eylemiyle mülkiyet hakkı engellenen taşınmaz mal sahibi davacının, dava yoluyla kamulaştırmasız el koyma hükümleri doğrultusunda mülkiyetin bedele çevrilmesini, eş söyleyişle idareden değer karşılığının verilmesini isteyebileceği açıktır....
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2017/106 D.İş sayılı dosyası üzerinden 14/11/2017 tarihinde acele el koyma kararı verilen dava konusu taşınmaza davalı idare tarafından el atılmış ancak bu güne değin 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 10. maddesi uyarınca bedel tespiti ve tescil davası açılmamış olup bu sebeple müvekkilin kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat davası açmak hakkı doğduğunu, müvekkilin davaya konu taşınmazı çok değerli bir yerde bulunmakta olup Nizip 1....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, davaya konu taşınmaza kamulaştırmasız olarak el atılmasından kaynaklanan tazminat, ecri misil ve değer düşüklüğü bedelinin tazmini istemine ilişkindir. Kamulaştırmasız el atmadan kaynaklanan tazminat davalarında, Kamulaştırma Kanununun değer biçmeye ilişkin hükümleri kıyasen uygulanır. Kamulaştırmasız el atma talebinde bulunabilmek için idarenin taşınmaza hukuken veya fiilen el atması ve sahibinin tasarrufunu engellemesi gerekir. Dosya kapsamından dava konusu taşınmaza su iletim hattı servis yolu ve hidrat yapılmak suretiyle taşınmaza kamulaştırmasız olarak el atıldığı anlaşılmıştır....