Ancak; 1-Kamulaştırmasız el atma nedeniyle bedeline hükmedilen taşınmazın tapusunun iptali ile baraj gölü olarak terkinine karar verilmemesi, 2- Davacı ve karşılık davalı ....'in 12.02.2010 tarihli kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat istemli davasından sonra davalı-karşı davacı ... Genel Müdürlüğünün açtığı 18.08.2011 tarihli tapu iptal ve tescil davasının 5999 sayılı Yasa hükümleri ile Kamulaştırma Kanununun Anayasa Mahkemesince iptal edilen 38. Maddesinin yasal dayanağının kalmadığından reddine karar verilmesi gerekirken esas hakkında hüküm kurulması, 3- ... Genel Müdürlüğünün açmış olduğu davada davalı .... kendisini vekille temsil ettirdiğinden, lehine vekalet ücretine hükmedilmesi ve davacı idarenin yapmış olduğu yargılama masraflarının davacı idare üzerinde bırakılması, gerektiğinin düşünülmemesi, Doğru görülmemiştir. Taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U....nun 428....
Tüm dosya kapsamına göre dava konusu taşınmaza fiilen el atma tarihinin 04.11.1983 tarihinden sonra olduğu hususu sabit olmakla uzlaşma yoluna başvurulmaksızın doğrudan dava açılmış olmasında da herhangi bir usulsüzlük yoktur. c-Kamulaştırmasız el atma nedeniyle açılan tazminat ve tescil davalarında; 11.06.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 sayılı Yasa ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun değiştirilen geçici 6. Maddesi uyarınca 09.10.1956 tarihi ile 04.11.1983 tarihleri arasında fiilen el atılan taşınmazlara ilişkin olarak açılan bu davalarda taşınmazın el atma tarihindeki nitelikleri esas alınarak dava tarihindeki değerinin tespit edilmesi gerekir. El atma tarihinin 04.11.1983 tarihinden sonra olması halinde ise dava tarihindeki niteliklerine göre dava konusu taşınmazın değerinin tespiti gerekmektedir....
, 79.551,57 TL kamulaştırmasız el atma tazminatının dava tarihi olan 21.10.2014tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı T43 alınarak davacı T20 verilmesine, 73.916,04 TL kamulaştırmasız el atma tazminatının dava tarihi olan 21.10.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı T43 alınarak davacı Ali Kandemir’e(Hindo oğlu) verilmesine, 229.053,09 TL kamulaştırmasız el atma tazminatının dava tarihi olan 21.10.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı T43 alınarak davacı T37 verilmesine, 33.495,41 TL kamulaştırmasız el atma tazminatının dava tarihi olan 21.10.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı T43 alınarak davacı T15 verilmesine, 8.373,85 TL kamulaştırmasız el atma tazminatının dava tarihi olan 21.10.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı T43 alınarak davacı T23 verilmesine, 134.522,,98 TL kamulaştırmasız el atma tazminatının dava tarihi olan 21.10.20145 tarihinden...
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde, davacı tarafından dava konusu taşınmazlarla ilgili olarak hem kamulaştırmasız el atma bedeline hem de ecrimisil bedeline ilişkin dava açıldığını, ilgili dosyada ilk dava tarihi olan 06.08.2014 tarihi itibariyle bedel hesaplandığını, davacı tarafın mülkiyet hakkının karşılığı olan bedelleri zaten dava tarihi olan 06.08.2014 tarihinden itibaren faiziyle birlikte tahsil edebileceğini, kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat davasının açıldığı tarihten sonraki dönem için ecrimisil istenemeyeceğini belirterek, davanın reddini savunmuştur. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin 28.09.2021 tarihli ve 2020/417 Esas, 2021/424 Karar sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazlara yönelik kamulaştırmasız el atma nedeniyle açılan tazminat ve ecrimisil davasının kabulüne karar verildiği ve kesinleştiği, davacılar tarafından yeniden ecrimisil talebinde bulunulamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A....
Bu itibarla ıslah edilen kısım yönünden de dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi de usul ve yasaya uygun olmuştur. e-Yine kamulaştırmasız el atma nedeni ile açılan tazminat ve tescil davalarında; el atma tarihinin 09.10.1956 ile 04.11.1983 tarihleri arasında olması halinde maktu, el atma tarihinin 04.11.1983 tarihinden sonra olması halinde ise nispi vekalet ücreti ve nispi harca hükmedilmesi gerektiğinden nispi vekalet ücreti ve nispi harca hükmedilmesi doğrudur....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2022/517 KARAR NO : 2022/980 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : ARABAN ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 08/09/2021 NUMARASI : 2017/106 ESAS- 2021/234 KARAR DAVA KONUSU : Kamulaştırmasız El Koyma Nedeniyle KARAR : Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesinin kararına karşı davalı idare vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize tevzi edilmiş olmakla dosya incelendi: GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN TALEP VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Gaziantep İli, Araban İlçesi, Yenialtıntaş mahallesi, Göl mevkii, 3496 parsel sayılı taşınmaza davalı idare tarafından kamulaştırmasız el atıldığını ve herhangi bir ödeme yapılmadığını, bu sebeple fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla belirsiz alacak olarak dava konusu taşınmazın kamulaştırmasız el atma tazminat miktarının ve müvekkilin uğramış olduğu zararların şimdilik 1.000,00...
Dolayısıyla davacı ve birleşen davacılar vekili ile davalı idarenin ayrı bir dava olan ecrimisil tazminatına ilişkin istinaf başvuru isteminin HMK'nun 341/2 ve 352/1 maddeleri uyarınca kararın miktar itibariyle kesin olması nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği; Kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat talebi açısından davalı idarenin istinaf dilekçesinin incelenmesinde; 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun geçici 6. madde hükmüne göre; 09.10.1956- 04.11.1983 tarihleri arasındaki el atmalarda taraflara öncelikle uzlaşma şartı getirilmiş, 04.11.1983 sonrası el atmalarda ise uzlaşma şartı aranmaksızın el atılan taşınmaz bedeli 16.05.1956 gün 1- 6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararı uyarınca davacıya ödenmelidir. (Emsal Yargıtay 5....
Ancak, Anayasa'nın 35. maddesi ile koruma altına alınmış olan mülkiyet hakkının, hak sahibinin rızasına bakılmaksızın kamulaştırmasız el atma nedeniyle ihlali halinde, toplumun genel menfaatleri ile bireyin temel haklarının korunması arasında adil bir denge gözetilmesi gerektiği düşüncesinden hareketle, mülkün gerçek değeriyle orantılı makul bir tazminat ödenmediği sürece, bir mülkten mahrum bırakılmanın genelde aşırı bir ihlal teşkil edeceği, yasal faiz oranında gecikme faizi ödenmesinin yeterli olmadığı görüşü gerek öğretide gerekse uygulamada ağırlık kazanmaya başlamıştır....
Ancak, Anayasa'nın 35. maddesi ile koruma altına alınmış olan mülkiyet hakkının, hak sahibinin rızasına bakılmaksızın kamulaştırmasız el atma nedeniyle ihlali halinde, toplumun genel menfaatleri ile bireyin temel haklarının korunması arasında adil bir denge gözetilmesi gerektiği düşüncesinden hareketle, mülkün gerçek değeriyle orantılı makul bir tazminat ödenmediği sürece, bir mülkten mahrum bırakılmanın genelde aşırı bir ihlal teşkil edeceği, yasal faiz oranında gecikme faizi ödenmesinin yeterli olmadığı görüşü gerek öğretide gerekse uygulamada ağırlık kazanmaya başlamıştır....
Ancak, Anayasa'nın 35. maddesi ile koruma altına alınmış olan mülkiyet hakkının, hak sahibinin rızasına bakılmaksızın kamulaştırmasız el atma nedeniyle ihlali halinde, toplumun genel menfaatleri ile bireyin temel haklarının korunması arasında adil bir denge gözetilmesi gerektiği düşüncesinden hareketle, mülkün gerçek değeriyle orantılı makul bir tazminat ödenmediği sürece, bir mülkten mahrum bırakılmanın genelde aşırı bir ihlal teşkil edeceği, yasal faiz oranında gecikme faizi ödenmesinin yeterli olmadığı görüşü gerek öğretide gerekse uygulamada ağırlık kazanmaya başlamıştır....