İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 21.039,48 TL kamulaştırma bedelinin geç ödenmesinden kaynaklı faiz alacağının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacı tarafından munzam zararın varlığı ispatlanamadığından davacının munzam zarar alacağı talebinin reddine ve koşulları oluşmadığından manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur. B. İstinaf Sebepleri 1. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece hükmedilen yasal temerrüt faizi dışında, 244.425,13 TL munzam zarar ile yaşadığı külfet nedeniyle 50.000,00 TL manevi tazminata da hükmedilmesi gerektiğini ileri sürmüştür. 2....
Kısacası, munzam zarar davasında davacı, zararın varlığını ve miktarını; davalı ise, borcun geç ödenmesinde kusurunun olmadığını kanıtlayacaktır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 19.06.1996 gün ve 1996/5-144 esas 1996/503 karar sayılı kararında da değinildiği üzere; bu konuda kanıtlanması gereken, belli paranın (somut olayda kamulaştırma bedelinin) gününde ödenmemesinden doğan zarardır. Açıkçası alacaklı, borcun kendisine geç ödenmesi yüzünden uğradığı zararın ne olduğunu ve miktarını kanıtlamak durumundadır. Doğaldır ki bu zarar paranın zamanında ödenmemesinden dolayı mahrum kalınan olası (muhtemel) kar ya da varsayılan (farzedilen) gelir değildir. Bu zarar davacının öz varlığından, ekonomik ve sosyal faaliyetlerinden, toplum içindeki statüsünden, başına gelen olaylardan kaynaklanan somut olgular nedeniyle uğramış olduğu zarardır....
Mahallesi 103 ada 124 parsel taşınmazın maliki olduğunu, davalı idare tarafından kamulaştırma kararı verildiğini, tarafların uzlaşamaması üzerine kamulaştırma bedel tespit ve tescili davasının açıldığını, dosyanın karara çıktığını ve kesinleştiğini; ancak dava tarihi ile ödeme tarihi arasında 7 yıl olduğunu, ödenen faiz miktarının çok yetersiz bulunduğunu, dava konusu taşınmazın emsali olan taşınmazların değerinin çok arttığını, müvekkilinin munzam zararının oluştuğunu ileri sürerek şimdilik 100.000,00 TL munzam zarar tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. II....
Mahallesi 835 parsel sayılı taşınmazın 11.07.1986 tarihinde kamulaştırıldığını, kamulaştırma bedelinin 11.07.1995 tarihinde tahsil edildiğini, taşınmazın Karayolları 17.Bölge Müdürlüğünce Avrupa Otoyol Trafik Bakım İşletme ve Tesis Depo sahası olarak kullanılmak için kamulaştırıldığını, müvekkilinin yurt dışında yaşadığını ve Haziran 1997 ayı içerisinde Türkiye'ye geldiğinde kamulaştırılan yerin boş olarak durduğunu gördüğünü, kamulaştırılan alanda kamulaştırma amacına uygun bir tesis yapılmadığını ve kullanılmadığını, dolayısıyla kamulaştırılan taşınmazın tapusunun iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini, bunun mümkün olmaması halinde kamulaştırma bedelinin ödenme tarihinde gerçek değerin 20 milyar TL olması nedeni ile aradaki fark olan 19.728.000.000 TL'nin munzam zarar olarak davacıya ödenmesini talep etmiştir. II....
Ancak, davada; davacılar, davalıların kusurlu davranışı sonucu kamulaştırma bedeline yasal faiz uygulanması halinde de zararlarının karşılanmayacağını iddia ederek; BK.nun 105.maddesi gereğince munzam zararlarının tespiti ile tahsiline karar verilmesini talep etmişlerdir. Munzam zarar, borçlu temerrüde düşmeden borcunu ödemiş olsaydı, alacaklının malvarlığının kazanacağı durum ile temerrüd sonucunda ortaya çıkan ve oluşan durum arasındaki farktır. Diğer bir anlatımla, temerrüd faizini aşan ve kusur sorumluluğu kurallarına bağlı bir zarar şeklinde tanımlanabilir. Somut olayımızda, davalılar; kamulaştırılan taşınmazı haksız eylemleriyle uhdelerinde tutarak, davacıların kamulaştırma bedelini almalarına mani olmuşlardır. Dolayısıyla kusurludurlar. Davacılar, kamulaştırma bedelini faiziyle isteyebilirler. Bundan ayrı, bu davada olduğu gibi; temerrüd faizini aşan ve davalıların kusurlarıyla sebebiyet verdikleri zararlarını da talep edebilirler....
İhbar olunan TMSF vekilinin sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin dava konusu talep nedeniyle herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, davacının talep etmiş olduğu munzam zararın (aşkın zarar) gerçekleşebilmesi için Borçlar Kanunu'nun 122. maddesinde (eski 105. madde) düzenlenmiş olan unsurların somut olayda gerçekleşmediğini, davacının iddia ettiği zarar ve miktarının kanıtlanmadığını ve dava konusu alacağın zamanaşımına uğradığını belirterek davanın reddini talep etmiştir....
in bir kısım mirasçıları tarafından aynı vakıalara dayanılarak davalılar aleyhine açılan dava hakkında verilen kararın temyiz incelemesini gerçekleştiren Dairemizin 19.11.2007 tarihli ve 2007/10507 E., 2007/17434 K. sayılı ilamın ilgili bölümü şöyledir; "...Ancak, davada; davacılar, davalıların kusurlu davranışı sonucu kamulaştırma bedelini zamanında alamadıklarını, kamulaştırma bedeline yasal faiz uygulanması halinde de zararlarının karşılanmayacağını idida ederek; BK.nun 105. maddesi gereğince munzam zararlarının tespiti ile tahsiline karar verilmesini talep etmişlerdir. Munzam zarar, borçlu temerrüde düşmeden borcunu ödemiş olsaydı, alacaklının malvarlığının kazanacağı durum ile temerrüd sonucunda ortaya çıkan ve oluşan durum arasındaki farktır. Diğer bir anlatımla, temerrüt faizini aşan ve kusur sorumluluğu kurallarına bağlı bir zarar şeklinde tanımlanabilir. Munzam zarar borcunun hukuki sebebi, asıl alacağın temerrüde uğraması ile oluşan hukuka aykırılıktır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki kamulaştırma bedelinin geç ödenmesine dayalı munzam zarar ve faiz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kısmen kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, taraf vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R - Dava, kamulaştırma bedelinin geç ödenmesine dayalı munzam zarar ve faiz istemine ilişkindir. Mahkemece uyulan bozma kararı gereğince inceleme ve işlem yapılarak munzam zarar talebinin reddine, faiz talebinin ise kısmen kabulüne ilişkin hüküm kurulmuş, karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Gebze 1....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 01/03/2022 NUMARASI : 2021/225 ESAS- 2022/115KARAR DAVA KONUSU : Kamulaştırma (Kamulaştırma Bedelinin Geç Ödenmesinden Kaynaklanan Munzam Zarar Nedeniyle) KARAR : Yukarıda esas ve karar numarası yazılı ilk derece mahkemesinin kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dosya incelendi: GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Van ili İpekyolu ilçesi Erçek mahallesi 8 parsel sayılı taşınmaza kamulaştırmasız el atıldığı iddiası ile asıl ve ek dava açarak davanın müvekkili lehine neticelendiğini, zarar miktarının ilk dava ile 07.06.2016 da belirlendiğini buna rağmen ödemenin 2021 yılında yapıldığını ileri sürerek geç ödemeden oluşan munzam zararına karşılık şimdilik 10 TL ilk dava tarihinden itibaren faizi ile birlikte ödenmesini istemiştir....
Dosyada bulunan delil ve belgelere, kararın dayandığı gerekçelere göre; Manisa İli, Salihli İlçesi, Karaoğlanlı Mahallesi 515 parsel sayılı (ifrazla 101 ada 56 parsel sayılı) taşınmaza ilişkin kamulaştırma bedelinin geç ödenmesi nedeniyle faiz alacağına ilişkin davanın kabulüne, munzam zarar alacağı talebinin reddine ilişkin ilk derece mahkemesinde verilen karara karşı yapılan istinaf isteminin kısmen kabulü ile vekalet ücreti yönünden 6100 sayılı HMK'nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde görülmediğinden usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı kalan harcın davalı idareden alınmasına, davacıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 28.11.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....