Asliye Hukuk Mahkemesinin 1988/42 esas-1988/349 karar sayılı ve 28.04.1988 tarihli hükmü ile bu parsel hakkında Kamulaştırma Kanunu mülga 17.maddesi gereğince açılan tescil davasının kabul edilerek taşınmazın Hazine adına tesciline karar verildiği anlaşılmıştır. 11.06.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 sayılı Yasanın 22. maddesi ile değişik 2942 sayılı Yasanın Geçici 7. maddesi olarak “Mülga 31.08.1956 tarihli ve 6830 sayılı İstimlak Kanununun 16 ve 17. maddeleri ile 2942 sayılı Kanunun Mülga 16 ve 17. maddeleri uyarınca mahkemelerce idare adına tescil kararı verilen kamulaştırmalarda tebligatlar ve diğer kamulaştırma işlemleri tamamlanmış sayılır. Bu kamulaştırma işlemleri sebebiyle hiçbir hak ve alacak talebinde bulunulamaz, kamulaştırmaya veya bedeline karşı itiraz davaları açılamaz, açılmış ve devam eden davalar bu madde hükmü uygulanarak sonuçlandırılır.” hükmü getirilmiştir....
Maddesine (mülga) dayalı tescil davasında, Mahkemenin kararı ile davanın kabulüne karar verildiğini, ancak davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmiş olmasına karşın lehlerine vekalet ücretine hükmedilmedildiğini, iş bu davanın kamulaştırma bedelinin tespiti davası olmayıp Kamulaştırma Kanununun mülga 17. maddesine dayalı tescil davası olduğunu, 1990'lı yıllarda yapılan kamulaştırmalar sonrasında davalılar veya murisleri tarafından kamulaştırma bedellerini almış olmalarına ve aradan yıllar geçmiş olmasına karşın tapuda DSİ lehine ferağ verilmediğinden taşınmazın DSİ adına tescilinin mümkün olmadığını , dolayısıyla davanın açılmasına davalıların sebebiyet verdiğini, bu nedenle İdare lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, aksi yönde davalı taraf lehine vekalet ücretine hükmeder şekilde hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, her türlü takyidattan ari olarak hüküm kurulmamasının da hükmün infazı sırasında sıkıntı oluşturabileceğini ileri sürmüştür....
Maddesine (mülga) dayalı tescil davasında, Mahkemenin kararı ile davanın kabulüne karar verildiğini, ancak davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmiş olmasına karşın lehlerine vekalet ücretine hükmedilmedildiğini, iş bu davanın kamulaştırma bedelinin tespiti davası olmayıp Kamulaştırma Kanununun mülga 17. maddesine dayalı tescil davası olduğunu, 1990'lı yıllarda yapılan kamulaştırmalar sonrasında davalılar veya murisleri tarafından kamulaştırma bedellerini almış olmalarına ve aradan yıllar geçmiş olmasına karşın tapuda DSİ lehine ferağ verilmediğinden taşınmazın DSİ adına tescilinin mümkün olmadığını , dolayısıyla davanın açılmasına davalıların sebebiyet verdiğini, bu nedenle İdare lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, her türlü takyidattan ari olarak hüküm kurulmamasının da hükmün infazı sırasında sıkıntı oluşturabileceğini ileri sürmüştür....
BELGE VE DELİLLER : Davacı idare tarafından sunulan kamulaştırma belgeleri, tapu kaydı, resmi kurumlara yazılan müzekkerelere verilen cevabi yazılar. GEREKÇE VE DEĞERLENDİRME : Dosya kapsamı, mevcut delil durumu, ileri sürülen istinaf sebepleri, istinaf sebepleriyle bağlılık ve kamu düzeni ilkesi dikkate alındığında; Dava, Kamulaştırma Kanununun mülga 17. maddesine göre tescil istemine ilişkindir. Kamulaştırma Kanununa göre açılan tescil davalarında, davalıya yargılama giderinin yükletilmemesi, davalının cevap lahiyasında veya en geç ilk oturumda hazır bulunarak davayı kabul ettiğini beyan etmesi halinde mümkündür. (Yargıtay 5. Hukuk Dairesi'nin 14/07/2008 tarih 2008/6084- 9780 sayılı ilamı)....
Kaldı ki eldeki dosyada Kamulaştırma Kanunu'nun 17. maddesine dayalı olarak açılan tescil dosyasında karar usul ve yasaya uygun olarak kesinleştirilmemiştir. Bu durumda idare adına Kamulaştırma Kanunu'nun 17. maddesi uyarınca tescil edilen taşınmazla ilgili olarak açılan ve ihtilafsız kamulaştırma bedelinin tahsiline ilişkin olmayan, kaldı ki verilen tescil kararı usul ve yasaya uygun şekilde kesinleştirilmeden Kamulaştırma Kanunu'na eklenen Ek-3 maddesinin uygulanması yönündeki çoğunluk görüşüne katılmıyorum....
Kaldı ki eldeki dosyada Kamulaştırma Kanunu'nun 17. maddesine dayalı olarak açılan tescil dosyasında kararın usul ve yasaya uygun olarak kesinleştiği saptanmamış olup bu hususun araştırılması gerekir. Bu durumda idare adına Kamulaştırma Kanunu'nun 16. maddesi uyarınca tescil edilen taşınmazla ilgili olarak açılan ve ihtilafsız kamulaştırma bedelinin tahsiline ilişkin olmayan, kaldı ki tescil kararının usul ve yasaya uygun şekilde kesinleştiği tespit edilmeden Kamulaştırma Kanunu'na eklenen Ek-3 maddesinin uygulanması yönündeki çoğunluk görüşüne katılmıyorum....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 17.maddesine uyarınca kamulaştırılan taşınmazın davalılar adına tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tescil davasının kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca DÜZELTİLEREK ONANMASI hakkında Daireden çıkan kararı kapsayan 25/05/2017 gün ve 2016/24261 Esas - 2017/14165 Karar sayılı ilama karşı davalı ... vd. vekilince verilen dilekçe ile karar düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup gereği konuşulup düşünüldü: -K A R A R- Yargıtay ilamı bir kısım davalılar vekiline, 07.07.2017 tarihinde, tebliğ edilmesine rağmen, karar düzeltme dilekçesi 05.09.2017 gününde verilmiştir. 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10.maddesine dayalı olarak açılan davalar sözü edilen maddede yazılı işlemler ve süreler nedeniyle ivedi işlerden olup, HMK.'...
Kaldı ki eldeki dosyada Kamulaştırma Kanunu'nun 17. maddesine dayalı olarak açılan tescil dosyası henüz sonuçlanmamış ve taşınmaz idare adına da tescil edilmediğinden yasanın aradığı tescil hususu da gerçekleşmediğinden sözü edilen maddenin uygulanması söz konusu olmayacağından tescil dosya sonucunun da beklenmesine gerek yoktur. Bu durumda idare adına Kamulaştırma Kanunu'nun 17. maddesi uyarınca tescili davası derdest olan taşınmazla ilgili olarak açılan ve ihtilafsız kamulaştırma bedelinin tahsiline ilişkin olmayan, eldeki kamulaştırmasız el atma nedenine dayalı bu davada Kamulaştırma Kanunu'na eklenen Ek-3 maddesinin uygulanması yönündeki çoğunluk görüşüne katılmıyorum....
MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece davanın kabulü ile; dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali davacı idare adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; idare lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, aksi yönde karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, taşınmazın takyidatlardan ari olarak tesciline karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüştür. BELGE VE DELİLLER : Davacı idare tarafından sunulan kamulaştırma belgeleri, tapu kaydı, resmi kurumlara yazılan müzekkerelere verilen cevabi yazılar. GEREKÇE VE DEĞERLENDİRME : Dosya kapsamı, mevcut delil durumu, ileri sürülen istinaf sebepleri, istinaf sebepleriyle bağlılık ve kamu düzeni ilkesi dikkate alındığında; Dava, Kamulaştırma Kanununun mülga 17. maddesine göre tescil istemine ilişkindir....
Kaldı ki eldeki dosyada Kamulaştırma Kanunu'nun 17. maddesine dayalı olarak açılan tescil dosyası getirtilip kararın usul ve yasaya uygun olarak kesinleştiği saptanmamış olup bu hususun araştırılması gerekir. Bu durumda idare adına Kamulaştırma Kanunu'nun 16. maddesi uyarınca tescil edilen taşınmazla ilgili olarak açılan ve ihtilafsız kamulaştırma bedelinin tahsiline ilişkin olmayan, kaldı ki verilen tescil kararının usul ve yasaya uygun şekilde kesinleştiği tespit edilmeden Kamulaştırma Kanunu'na eklenen Ek-3 maddesinin uygulanması yönündeki çoğunluk görüşüne katılmıyorum....