Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ve Anayasa Mahkemesinin iptal kararı gözönüne alınarak somut olay değerlendirildiğinde; takibe konu el koyma nedeniyle tazminat ilamının karar tarihi 20.04.2011 olup, 30.06.2010 tarihinden sonraki bir tarih ise de idarenin taşınmaza fiilen el koyma tarihinin 1987 olduğu idarenin kabulünde olup, 5999 sayılı Kanunun 1. maddesi ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’na eklenen Geçici 6. maddenin haciz yasağı ile ilgili 10. fıkrasının el koyma tarihinin 1983 sonrasına ait olması nedeniyle somut olayda uygulanma olanağı bulunmamaktadır. 13.02.2011 tarihli 6111 sayılı Kanunun Geçici 2. maddesinin birinci fıkrasında “Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren onbeş yıl süreyle geçerli olmak üzere; 4/11/1983 tarihli ve 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun geçici 6 ncı maddesi hükmü, 4/11/1983 tarihinden sonraki kamulaştırmasız el koyma işlemlerine de uygulanır.” hükmü düzenlenmiş ve somut olayda idarenin fiilen el koyma tarihi 1987 olup anılan maddenin kapsamına...

    Yapılan incelemede; taş ocağı işletilmek suretiyle taşınmaza kamulaştırmasız el atıldığının iddia edildiği ve taşınmaz bedelinin talep edildiği, taşınmaz hakkında mahkemenin 2006/30 esas ve 2006/20 karar sayılı dosyası ile Kamulaştırma Kanununun 27. maddesi uyarınca acele el koyma kararı verildiği, bedelin bankaya yatırıldığı, mahkemece paranın diğer hissedarlardan... tarafından alındığı ve husumetin sebepsiz zenginleşme nedeniyle bu kişiye yöneltilmesi gerektiği düşüncesiyle açılan davada pasif husumet ehliyeti bulunmadığından bahisle red kararı verildiği anlaşılmıştır....

      Acele el koyma kararının verildiği tarihten itibaren yerleşik Yargıtay içtihatları uyarınca kamulaştırma bedel tespit davası açılması için makul süre olarak kabul edilen 6 aylık süre içerisinde idarece bedel tespit tescil davası açılmaması halinde, malikin kamulaştırmasız el koyma nedeniyle tazminat davası açma hakkı doğar. Somut uyuşmazlıkta makul süre içerisinde davalı idare tarafından bedel tespit tescil davası açılmadığı anlaşılmıştır. Bu durumda davalı idare tarafından Kamulaştırma Kanunu hükümleri uyarınca acele el koyma kararı alındığı ve kamulaştırma yapılmasına ilişkin kararın geri alınmaması ile davalı idarenin acele el koyma kararı doğrultusunda dava konusu taşınmaza her an el atma hukuki hak ve yetkisine sahip olması karşısında kamulaştırmasız el atma olgusunun gerçekleştiği anlaşılmıştır....

      Ancak; -Taşınmaz üzerinden geçen davaya konu ENH'ye ilişkin daha önce acele el koyma kararı verilmiş ve acele el koyma bedeli bankaya bloke edilmiştir. Bu duruma göre davaya konu tazminat bedeli, acele el koyma bedelinin mahsubundan sonra geriye kalan miktar olup, acele el koyma bedelinin de dahil olduğu miktara yasal faiz yürütülmesi durumunda davacı taraf yararına haksız kazanç sağlanmış olacaktır....

      Bu durumda; Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 16.05.1956 gün ve 1/6 sayılı kararı ile HGK’nun 15.12.2010 gün ve 2010/5-662/651 sayılı kararı da gözetildiğinde, uzun yıllar programa alınmayan imar planının hayata geçirilmemesi nedeniyle kamulaştırma ya da takas cihetine gitmeyen davalı İdarece, pasif ve suskun kalınmak ve işlem tesis edilmemek suretiyle taşınmaza müdahale edildiği; bu haliyle İdarenin eyleminin, mülkiyet hakkının özüne dokunan ve onu ortadan kaldıran bir niteliğe sahip olduğu bu şekilde kamulaştırmasız el koyma olgusunun gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Kamulaştırmasız el koyma olgusunun varlığının doğal sonucu, İdarenin hukuka aykırı eylemiyle mülkiyet hakkı engellenen taşınmaz mal sahibi davacının, dava yoluyla kamulaştırmasız el koyma hükümleri doğrultusunda mülkiyetin bedele çevrilmesini, eş söyleyişle idareden değer karşılığının verilmesini isteyebileceği açıktır....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki asıl dava, kamulaştırmasız el koyma nedeniyle tazminat (kamulaştırma bedelinin artırımı), birleştirilen dava ise 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: asıl dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına davanın reddine, birleşen dava yönünden ise kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davalı idare (davacı) vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R - Asıl dava, kamulaştırmasız el koyma nedeniyle tazminat (kamulaştırma bedelinin artırımı), birleştirilen dava ise 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el koyma nedeniyle tazminat davası ile birleştirilen 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Asıl dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, birleşen dava yönünden kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davalı idare vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R - Asıl dava, kamulaştırmasız el koyma nedeniyle tazminat birleştirilen dava ise 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir....

            Mahallesi 2438 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırmasız el koyma nedenine dayalı olarak bedelinin tahsili davasına dair ... Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 04.02.2014 günlü ve 2013/228-2014/28 sayılı hükmün bozulması hakkında Dairece verilen 13.01.2015 günlü ve 2014/9998-2015/269 sayılı ilama karşı davalı vekili tarafından karar düzeltme isteminde bulunulmuştur....

              Hemen belirtilmelidir ki, kamulaştırmasız el koyma nedeniyle tazminat davalarında, dava tarihine göre belirlenen taşınmaz bedelinin tahsiline ve bu tarih itibariyle faize hükmedildiğinden; mal sahibinin kamulaştırmasız el koymaya dayalı tazminat davası ile birlikte ve ya ayrıca, kamulaştırmasız el koyma nedeniyle tazminat dava tarihinden geriye doğru süre için ecrimisil davası açabileceği, kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat dava tarihinden geriye doğru belirlenen ecrimisilin hüküm altına alınması gerekeceği tazminat dava tarihinden sonraki dönem için yasal faize hükmedilmesi sebebi ile ayrıca ecrimisil davası açılamayacağı kuşkusuzdur. Ne var ki, mahkemece, dava konusu 13 parsel sayılı taşınmazın yol olarak kullanılan 5259,14 m²'lik bölümü yönünden kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat dava tarihinden sonraki döneme ilişkin olarak, 2007 , 2008, 2009, 2010 ve 2011 yılları için belirlenen toplam 5.268,30 TL ecrimisilin hüküm altına alındığı görülmektedir....

                Ancak; Yapılan incelemede; dava konusu taşınmaza acele el koyma kararı verildikten sonra makul süre içinde Kamulaştırma Kanunu 10. maddesi gereği kamulaştırma bedelinin tespiti ve idare adına tescili davası açılmadığından davacının kamulaştırmasız el koyma nedeniyle tazminat davası açmakta haklı olduğu anlaşılmaktadır....

                  UYAP Entegrasyonu