Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2022/1 D.iş acele el koyma bedel tespiti dosyasında müvekkillerine yatırılan acele el koyma bedel tespiti dosyasında müvekkillerine yatırılan acele el koyma bedellerinden düşüm yapılarak, kalan meblağın müvekkillerin paylarına göre hasaplattırılarak dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline ve davaya konu parselin değişik iş dosyasında kamulaştırmasız el atılan kısmının tapuya tesciline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Kocaeli 8....

Bu durumda; Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 16.05.1956 gün ve 1/6 sayılı kararı ile HGK'nun 15.12.2010 gün ve 2010/5- 662/651 sayılı kararı da gözetildiğinde, uzun yıllar programa alınmayan imar planının hayata geçirilmemesi nedeniyle kamulaştırma ya da takas cihetine gitmeyen davalı idarece, pasif ve suskun kalınmak ve işlem tesis edilmemek suretiyle taşınmaza müdahale edildiği; bu haliyle idarenin eyleminin, mülkiyet hakkının özüne dokunan ve onu ortadan kaldıran bir niteliğe sahip olduğu bu şekilde kamulaştırmasız el koyma olgusunun gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Kamulaştırmasız el koyma olgusunun varlığının doğal sonucu, idarenin hukuka aykırı eylemiyle mülkiyet hakkı engellenen taşınmaz mal sahibi davacının, dava yoluyla kamulaştırmasız el koyma hükümleri doğrultusunda mülkiyetin bedele çevrilmesini, eş söyleyişle idareden değer karşılığının verilmesini isteyebileceği açıktır....

Mahallesi 6551 ada 6 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırmasız el koyma nedenine dayalı olarak tazminat davasına dair Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 17.02.2014 günlü ve 2013/205-2014/87 sayılı hükmün düzeltilerek onanması hakkında Dairece verilen 02.03.2015 günlü ve 2015/15326-2015/3115 sayılı ilama karşı davacı vekili tarafından karar düzeltme isteminde bulunulmuştur....

    Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz istemlerinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacılar vekili dilekçesinde, davacılara ait arsa niteliğindeki taşınmaza....nun fiilen el koyduğunu ve halen bu durumun devam ettiğini, davalı kurumun uzun süre önce söz konusu taşınmaza el koyarak eğitim alanı olarak kamunun kullanımına açtığını, herhangi bir kamulaştırma işlemi olmaksızın yapılan bu el koymaya davalıların rızası bulunmadığını, taşınmazdaki mülkiyet hakkına yapılan kalıcı tecavüz nedeniyle kullanılmadığını kullanılmasının da imkansız hale geldiğini, taşınmazın geriye dönülmez bir biçimde kamu hizmetine özgülendiğini, usule uygun bir kamulaştırma işlemi de söz konusu olmadığını, davalı kurumun haksız eyleminin kamulaştırmasız el koyma niteliğinde olduğunu, kamulaştırmasız el koymadan dolayı müvekkillerinin uğradığı zarar nedeniyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL nin fiili el atma tarihinden itibaren...

      Dava kamulaştırmasız el atma tazminat davasıdır. Dosya kapsamından dava konusu taşınmazın 611,22 metrekarelik kısmına ilişkin davalı idarenin talebi ve 8.514,29 TL acele el koyma bedelinin depo edilmesi üzerine Ergani Asliye Hukuk Mahkemesinin 05/03/2014 gün ve 2013/370 esas 2014/349 karar sayılı kararı acele el koyma kararı verildiği, akabinde davalı idare tarafından kamulaştırma işlemlerinin tamamlanmadığı, davacı tarafından eldeki davanın ikame edilmesini müteakip ilk derece mahkemesince dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin 15.257,27 TL olarak tespit edildiği ve taleple bağlı kalınarak acele el koyma gereği ödenen bedelin mahsubu ile 1.485,71 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, dava konusu taşınmazın davacı adına olan tapusunun iptali ile davalı adına tesciline karar verildiği anlaşılmıştır. 6100 sayılı HMK.'...

      sinin 14/09/2021 tarih ve 2021/1975- 9690 Esas ve Karar sayılı kararında da belirtildiği gibi "...Bu durumda Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 16.05.1956 gün ve 1/6 sayılı kararı ile HGK.nun 15.12.2010 gün ve 2010/5- 662/651 sayılı kararı da gözetildiğinde, uzun yıllar programa alınmayan imar planının hayata geçirilmemesi nedeniyle kamulaştırma ya da takas cihetine gitmeyen ... İdarece, pasif ve suskun kalınmak ve işlem tesis edilmemek suretiyle taşınmaza müdahale edildiği; bu haliyle İdarenin, mülkiyet hakkının özüne dokunan ve onu ortadan kaldıran bu eylemi ile kamulaştırmasız el koyma olgusunun gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Kamulaştırmasız el koyma olgusunun varlığının doğal sonucu, İdarenin hukuka aykırı eylemiyle mülkiyet hakkı engellenen taşınmaz mal sahibi davacının, dava yoluyla kamulaştırmasız el koyma hükümleri doğrultusunda mülkiyetin bedele çevrilmesini, eş söyleyişle idareden değer karşılığının verilmesini isteyebileceği açıktır....

      Ancak, kamulaştırma yapacak idareler, bazen kamu yararı için bile olsa kamulaştırma kararı almadan özel mülkiyete konu taşınmaza fiilen el koymakta, bazen de, kamulaştırma kararı alınmasına rağmen, hatta 2942 sayılı Kanunun 27. maddesi uyarınca acele el koyma davası açıp, taşınmaza bu dava sonucunda el koymasına rağmen, 6 aylık makul süre içinde (2942 sayılı Kanunun 7. maddesindeki şerhin süresi esas alınmaktadır.) kamulaştırma bedel tespiti ve tescil davası açmamakta ve böylelikle gerekli işlemleri tamamlamayarak işgalci durumuna düşmektedir. İşte böyle bir durumda, taşınmaz maliklerinin Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 16.05.1956 Tarih ve 1 Esas, 6 Karar sayılı ilamı uyarınca, taşınmazın bedelinin tazmini isteme hakları olup, açılan bu davalar kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat davası olarak nitelendirilmektedir....

      Mahkemece taşınmaza yol ve park olarak el konulması nedeniyle bedelinin tahsiline karar verildiğine göre, bedeline hükmedilen taşınmaz bölümleri hakkında tescil ve terkine ilişkin hüküm kurulmaması doğru görülmemiştir. 2-Ayrıca 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 6487 sayılı Kanunla değiştirilen Geçici 6.maddesinin onikinci ve onüçüncü fıkraları 13.03.2015 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesi'nin 13.11.2014 tarih, 2013/95 Esas ve 2014/176 Karar sayılı kararıyla iptal edildiğinden; 04.11.1983 tarihinden sonra el konulan taşınmazlar yönünden, kamulaştırmasız el koyma nedeniyle açılan davalarda, mahkeme ve icra harçlarının nispi olarak uygulanması için de mahkeme kararının bozulması gerekmiştir....

        Kamulaştırmasız elatma davaları uygulamada sıklıkla karşılaşılan davalardan olmakla birlikte, yasa ile düzenlenmiş değildir. Bu konuya ilişkin tek yasal düzenleme olan 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 38. maddesi de 10.04.2003 tarih ve 2002/112 Esas 2003/33 Karar sayılı Anayasa Mahkemesi kararı ile iptal edilmiştir. Uygulamada kamulaştırmasız el koyma davaları; İBK., HGK. ve Hukuk Dairelerinin içtihatlarıyla yön bulmaktadır. Konunun Dairemizi ilgilendiren yönü ise, bu nevi davalarda hükmedilen tazminatların zamanında ödenmemesi halinde uygulanacak faizin ne tür ve oranda olması gerektiği noktasındadır. Zira Kamulaştırma Yasası gecikme faizini öngörmemektedir. Bu cümleden olmak üzere, HGK. kararları ve Dairemizin istikrar bulmuş içtihatlarında; "Kamulaştırma bedelinin arttırılması ilamlarında uygulanan T.C....

          Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 16.05.1956 gün ve 1/6 sayılı kararı ile HGK'nın 15.12.2010 gün ve 2010/5-662/651 sayılı kararı da gözetildiğinde, uzun yıllar programa alınmayan imar planının hayata geçirilmemesi nedeniyle kamulaştırma ya da takas cihetine gitmeyen davalı idarece, pasif ve suskun kalınmak ve işlem tesis edilmemek suretiyle taşınmaza müdahale edildiği; bu haliyle idarenin eyleminin, mülkiyet hakkının özüne dokunan ve onu ortadan kaldıran bir niteliğe sahip olduğu bu şekilde kamulaştırmasız el koyma olgusunun gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Kamulaştırmasız el koyma olgusunun varlığının doğal sonucu, idarenin hukuka aykırı eylemiyle mülkiyet hakkı engellenen taşınmaz mal sahibi davacının, dava yoluyla kamulaştırmasız el koyma hükümleri doğrultusunda mülkiyetin bedele çevrilmesini, eş söyleyişle idareden değer karşılığının verilmesini isteyebileceği açıktır....

            UYAP Entegrasyonu