Davalı, dava konusu taşınmazdan 1954 yılında enerji nakil hattı geçirerek fiilen el konulduğunu bilerek davacının 1997 yılında, bu taşınmazı satın aldığını, müdahalenin men'i ve ecrimisil talep edilemeyeceğini ileri sürmektedir. Taşınmaza fiilen el atmanın 09/10/1956 tarihinden önce olma ihtimali araştırılarak tarafların her türlü delilleri ile o tarihte tesis kurulum ve bakımından sorumlu idarenin belgeleri incelenerek ilk el koyma tarihi ve varsa sonraki değişiklikler zaman yönünden kesin olarak belirlenmelidir....
Bu andan itibaren kamulaştırmasız el koyma nedeniyle açılan davalar olduğu yerde durur ve idarenin aynı Kanunun 21. maddesi uyarınca, kamulaştırmanın her aşamasında tek taraflı olarak kamulaştırmadan vazgeçebileceği düşünüldüğünde, daha önce açılan kamulaştırmasız el koyma davalarının kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil davasının sonucunu beklemesi gerekir. Zira dava sonucunda bedel tespit edilip ve malike ödenmesi ve tapunun da idareye geçmesi ile kamulaştırmasız el koyma davasının hukuken konusu kalmamış olur. Somut olayda; Dava konusu taşınmazın kamulaştırılmasına ilişkin kamu yararı kararının 09.06.2010 tarihinde onaylandığı ancak bu tarihten sonra 2942 sayılı Kanunun 7. Maddesi kapsamında taşınmazın tapu kaydına şerh konulduğuna ilişkin bilgi bulunmadığı gibi davalının taşınmaza fiilen el attığı tarihinin tespitinin yapılmadığı, böylelikle bedel tespit ve tescil davasının makul sürede açılıp açılmadığının belirlenmediği anlaşılmıştır....
fiili olarak el konulması sebebiyle, mülkiyet hakkından doğan talepler, bedel talep edilmesi halinde bedel tespiti ve diğer işlemler bu madde hükümlerine göre yapılır....
Mahkemece kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasının kabulüne ve birleştirilen taşınmaz bedelinin tespiti ve tescil davasının ise konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir. 1)Bir taşınmazla ilgili kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davası devam ederken kamulaştırma bedeli tespiti ve taşınmazın tescili davası açılması halinde, asıl olan kamulaştırma olduğundan kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmazın tescili davası yönünden inceleme yapılıp davaya devam edilmesi ve kamulaştırmasız el atma nedenine dayalı davada ise bu davanın bekletici mesele sayılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekir....
TEDAŞ Göksu Bölge Müdürlüğünün cevabi yazılarıyla "kurum tarafından açılmış bedel tespiti ve tescil davası bulunmadığı, taşınmaz sahiplerince kurum aleyhine kamulaştırmasız el atma davası açıldığı, Mahkemelerce taşınmazın tapu kaydı üzerine -davalıdır- şerhi koyulmadığı, açılan dava kesinleşmeden taşınmazın satılma ihtimali veya mükerrer dava açılması ihtimali bulunduğu, taşınmazın satılması durumunda malik değiştiği için mahkeme kararının tapu müdürlüğünce tescil edilemediği ve bunun sonucunda kurum zararı oluştuğu tespit edildiği" gerekçesiyle Adıyaman Tapu Sicil Müdürlüğüne başvurularak tapu kaydı üzerine 31/b şerhi tesis edildiği bildirilmiştir. Kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat davası haksız fiilden kaynaklanan bir dava olup, bu davada davacıya verilen tazminat kamulaştırma bedeli değil, haksız el atmanın karşılığı olan tazminattır....
Yapılan incelemede; taş ocağı işletilmek suretiyle taşınmaza kamulaştırmasız el atıldığının iddia edildiği ve taşınmaz bedelinin talep edildiği, taşınmaz hakkında mahkemenin 2006/30 esas ve 2006/20 karar sayılı dosyası ile Kamulaştırma Kanununun 27. maddesi uyarınca acele el koyma kararı verildiği, bedelin bankaya yatırıldığı, mahkemece paranın diğer hissedarlardan... tarafından alındığı ve husumetin sebepsiz zenginleşme nedeniyle bu kişiye yöneltilmesi gerektiği düşüncesiyle açılan davada pasif husumet ehliyeti bulunmadığından bahisle red kararı verildiği anlaşılmıştır....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini; karşı dava ise, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: bedel tespiti davasının kabulüne, karşı davanın konusu kalmadığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı-karşı davalı idare vekili yönünden verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla Dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü....
Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerin değerlendirilmesi neticesinde; davalı idarenin dava konusu taşınmaza 1997 yılında el attığı, ilk derece mahkemesince bu el atma tarihi kabul edilerek hüküm tesis edildiği görülmüştür. İlk derece Mahkemesince taşınmaz başında bilirkişi heyeti ile keşif yapılmış ve davanın kabulüne karar verilmiştir. Kamulaştırmasız el atma davalarında kamulaştırma yasası hükümlerine göre bedel tespiti yapılmaktadır. Taşınmazın arsa vasfında kabulü ile bedel tespiti yapılmasında bir usulsüzlük görülmemiştir....
TEDAŞ Göksu Bölge Müdürlüğünün cevabi yazılarıyla "kurum tarafından açılmış bedel tespiti ve tescil davası bulunmadığı, taşınmaz sahiplerince kurum aleyhine kamulaştırmasız el atma davası açıldığı, Mahkemelerce taşınmazın tapu kaydı üzerine -davalıdır- şerhi koyulmadığı, açılan dava kesinleşmeden taşınmazın satılma ihtimali veya mükerrer dava açılması ihtimali bulunduğu, taşınmazın satılması durumunda malik değiştiği için mahkeme kararının tapu müdürlüğünce tescil edilemediği ve bunun sonucunda kurum zararı oluştuğu tespit edildiği" gerekçesiyle Adıyaman Tapu Sicil Müdürlüğüne başvurularak tapu kaydı üzerine 31/b şerhi tesis edildiği bildirilmiştir. Kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat davası haksız fiilden kaynaklanan bir dava olup, bu davada davacıya verilen tazminat kamulaştırma bedeli değil, haksız el atmanın karşılığı olan tazminattır....
Dava konusu taşınmazın kamulaştırılması üzerine davalı idarece 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesi gereğince kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil davası açıldığı, iş bu davanın da .... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2014/182 Esas - 2014/975 Karar sayılı dosyası ile sonuçlandığı anlaşılmıştır. Bu durumda, davalı idarece açılan bedel tespiti ve tescil davasına ilişkin kararın kesinleşmesi beklenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken davacının fiilen el atıldığı yolundaki iddiası yönünden mahallinde keşif yapılarak bu husus bilirkişi raporuyla açıklığa kavuşturulmadan yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....