HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2023/779 KARAR NO : 2023/839 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : SARIKAYA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2021/215 ESAS, 2022/265 KARAR DAVA KONUSU : Kamulaştırma (Kamulaştırmasız El Koyma Nedeniyle El Atmanın Önlenmesi) KARAR : Sarıkaya Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2021/215 Esas, 2022/265 Karar sayılı ilamı taraf vekilleri tarafından istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmekle ön inceleme aşamasında dosyadaki tüm bilgi ve belgeler incelendi....
Dava ; "Kamulaştırma (Kamulaştırma (Kamulaştırmasız El Koyma Nedeniyle El Atmanın Önlenmesi)" istemine ilişkindir. Kayseri Bölge Adliye Mahkemesinin iş bölümü, Hakimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesi'nin 01/07/2022 tarih ve 1047 sayılı kararı ile belirlenmiştir. Ancak 01/09/2022 tarihinden itibaren Hukuk Daireleri arasındaki iş bölümü kriterleri yeniden düzenlenmiştir. Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi'ne ilişkin iş bölümü kurallarının 1. maddesinde" 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunundan kaynaklanan davalar sonucu verilen hüküm ve kararlar " ile 2. Maddesinde "Kamulaştırmasız el atmadan kaynaklanan el atmanın önlenmesi, taşınmaz ve muhtesat bedellerinin tahsili davaları sonucu verilen hüküm ve kararlar" düzenlenmiş olduğundan, istinaf incelemesi görevinin Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 1....
Mıntıkada Muslubelen Mevkiinde tapunun cilt/sayfa No:28/2747; Ada/Parsel No:82/65'te kayıtlı taşınmaza T3 tarafından 1991 yılı ve sonrasında kamulaştırma kararı alındığını, davacının taşınmazdaki payının 1/58 pay olup, tapunun tarihi ise 11.11.1992 olduğunu, lmüvekkiline kamulaştırma kararının tebliğ edilemediğini, ve kamulaştırma bedelini de almadığını, bugünün ekonomik koşullarına göre kamulaştırma bedelini istediklerini, kamulaştırma kararı alınan taşınmazın metrekaresinin enaz 1000TL ettiğini, davacının payına düşen miktarın ise 200,19 metrekare olduğunu, davanın herhangi bir zamanaşımına tabi olmadığını, tüm bu nedenlerle; 150.000,00 TL'nin faizi ile birlikte davalı T3nden alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür. Dava ; "Kamulaştırma (Kamulaştırma (Kamulaştırmasız El Koyma Nedeniyle El Atmanın Önlenmesi) " istemine ilişkindir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2022/54 ESAS, 2022/732 KARAR DAVA KONUSU : (Kamulaştırmasız El Koyma Nedeniyle El Atmanın Önlenmesi) KARAR : Yozgat 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2022/54 Esas, 2022/732 Karar sayılı ilamı davalı T22 vekili tarafından istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmekle ön inceleme aşamasında dosyadaki tüm bilgi ve belgeler incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLÜP GÖRÜŞÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkillerinin Yozgat ili, Merkez İlçesi, Yukarınohutlu mah. 2....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, kamulaştırmasız el koyma nedenine dayalı olarak ... İli ... İlçesi .... 1186 parsel sayılı taşınmaz bedelinin faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacılar vekili dava dilekçesinde, dava konusu taşınmaza davalı belediye tarafından kamulaştırmasız el konularak yeşil saha ve yol olarak özgülendiğini belirterek kamulaştırmasız el koyma nedeniyle taşınmaz bedelinin faizi ile birlikte tahsilini istemiştir. Mahkemece dava konusu taşınmazın imar planında yol ve yeşil alan olarak özgülenmiş olduğunu, hukuki el atmanın ve kısıtlamanın bulunduğu ve idari yargının görevli olduğu gerekçesi ile davanın usulden reddine karar verilmiştir....
Gerçekten de, hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda, taşınmaz mala el atılması sebebiyle oluşan menfi etkiler ve oranı açıklanmış; "kamulaştırmasız el koyma nedeniyle arta kalan kısmın geometrik olarak üçgen şeklinde olduğu ve bu nedenle yapılaşma için uygun bulunmadığının tespit edildiği" belirtildikten sonra, "arta kalan bölümün, işe yaramaz ve kullanılamaz olmasından dolayı davalı idare tarafından alınması ve kamulaştırmasız el koyma karşılığının parselin tamamı üzerinden hesaplanması gerektiği" ifade edilmiştir. Diğer taraftan, bu davada yer almayan diğer ½ pay maliki tarafından davalı idare aleyhine açılıp kesinleşen kamulaştırma bedelinin artırılması davasında da, arta kalan kısımda %100 değer azalışı kabul edilerek, taşınmazın tamamı üzerinden kamulaştırma bedel farkına hükmedilmiş olduğu anlaşılmakta, o davanın eldeki dava için güçlü delil teşkil ettiği açıktır....
Kanunun lafzı ve ruhu gözönüne alındığında; ana ilke, taşınmazın gerçek değerinin tespit edilmesidir. 16.05.1956 gün ve 1/6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararına göre, taşınmazına el konulan kimse, mülkiyet hakkının kamu tüzel kişiliğine devrine razı olarak, taşınmaz malın bedelini dava ettiği takdirde ödenecek bedel, taşınmazın dava tarihindeki değeri olacaktır. Dolayısıyla kamulaştırması el koyma nedeniyle tazminat davalarında da amaç, taşınmazın gerçek değerinin tespiti olup, kamulaştırma ile denklik sağlanabilmesi için Kamulaştırma Kanunu'nun değer tespitine ilişkin hükümleri uygulanmalıdır. Bundan ayrı, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu Tasarısı gerekçesinde, 11. maddede sayılan ölçütlerin Anayasa'nın 46. maddesindeki unsurlar gözö-nünde tutularak düzenlendiği belirtildiğinden, kamulaştırmasız el koyma nedeniyle bedel davalarında 11. maddedeki esaslara göre bedel tespitinin taraflar açısından Anayasal güvence teşkil edeceği açıktır....
Bu durumda; Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 16.05.1956 gün ve 1/6 sayılı kararı ile HGK.nun 15.12.2010 gün ve 2010/5-662/651 sayılı kararı da gözetildiğinde, uzun yıllar programa alınmayan imar planının hayata geçirilmemesi nedeniyle kamulaştırma ya da takas cihetine gitmeyen davalı idarece, pasif ve suskun kalınmak ve işlem tesis edilmemek suretiyle taşınmaza müdahale edildiği, bu haliyle İdarenin eyleminin, mülkiyet hakkının özüne dokunan ve onu ortadan kaldıran bir niteliğe sahip olduğu bu şekilde kamulaştırmasız el koyma olgusunun gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Kamulaştırmasız el koyma olgusunun varlığının doğal sonucu, idarenin hukuka aykırı eylemiyle mülkiyet hakkı engellenen taşınmaz mal sahibi davacının, dava yoluyla kamulaştırmasız el koyma hükümleri doğrultusunda mülkiyetin bedele çevrilmesini, eş söyleyişle idareden değer karşılığının verilmesini isteyebileceği açıktır....
Bu durumda; Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 16.05.1956 gün ve 1/6 sayılı kararı ile HGK.nun 15.12.2010 gün ve 2010/5-662/651 sayılı kararı da gözetildiğinde, uzun yıllar programa alınmayan imar planının hayata geçirilmemesi nedeniyle kamulaştırma ya da takas cihetine gitmeyen davalı idarece, pasif ve suskun kalınmak ve işlem tesis edilmemek suretiyle taşınmaza müdahale edildiği, bu haliyle İdarenin eyleminin, mülkiyet hakkının özüne dokunan ve onu ortadan kaldıran bir niteliğe sahip olduğu bu şekilde kamulaştırmasız el koyma olgusunun gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Kamulaştırmasız el koyma olgusunun varlığının doğal sonucu, idarenin hukuka aykırı eylemiyle mülkiyet hakkı engellenen taşınmaz mal sahibi davacının, dava yoluyla kamulaştırmasız el koyma hükümleri doğrultusunda mülkiyetin bedele çevrilmesini, eş söyleyişle idareden değer karşılığının verilmesini isteyebileceği açıktır....
Bu durumda; Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 16.05.1956 gün ve 1/6 sayılı kararı ile HGK.nun 15.12.2010 gün ve 2010/5-662/651 sayılı kararı da gözetildiğinde, uzun yıllar programa alınmayan imar planının hayata geçirilmemesi nedeniyle kamulaştırma ya da takas cihetine gitmeyen davalı idarece, pasif ve suskun kalınmak ve işlem tesis edilmemek suretiyle taşınmaza müdahale edildiği, bu haliyle İdarenin eyleminin, mülkiyet hakkının özüne dokunan ve onu ortadan kaldıran bir niteliğe sahip olduğu bu şekilde kamulaştırmasız el koyma olgusunun gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Kamulaştırmasız el koyma olgusunun varlığının doğal sonucu, idarenin hukuka aykırı eylemiyle mülkiyet hakkı engellenen taşınmaz mal sahibi davacının, dava yoluyla kamulaştırmasız el koyma hükümleri doğrultusunda mülkiyetin bedele çevrilmesini, eş söyleyişle idareden değer karşılığının verilmesini isteyebileceği açıktır....