Bölüm kararı da göz önüne alınarak, kamulaştırma bedeline 09.06.2010 tarihinden, karar tarihine kadar geçen süre için yasal faiz yürütülmesi gerektiğinden, Gerekçeli kararın; a) Hüküm fıkrasının 3. bendinin çıkartılmasına, yerine (Alınması gerekli 24,30-TL karar harcının davacı idareden tahsili ile Hazineye irad kaydına,) b) Hüküm fıkrasına ayrı bir bent olarak (Tespit edilen kamulaştırma bedelinin ilk karar ile ödenmesine hükmedilen 25.166,76 TL lik bölümüne 09.06.2010 tarihinden, ilk karar tarihi olan 28.07.2010 tarihine, 542,74-TL'lik ek kamulaştırma bedeline ise 09.06.2010 tarihinden, ikinci karar tarihi olan 10.04.2013 tarihine kadar geçen süre için yasal faiz uygulanmasına) Cümlelerinin yazılmasına, Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, davalıdan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine, davacı idareden peşin alınan temyiz ve taraflardan peşin alınan temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 29.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Ancak; -2- Kamulaştırma bedelinin tespiti ile taşınmazın idare adına tesciline ilişkin olarak 19.09.2012 tarihinde açılan işbu dava devam ederken, davacı idare tarafından acele kamulaştırma nedeniyle kamulaştırma bedeli olarak tespit edilen miktarın 29.01.2013 tarihinde bankaya bloke edildiği anlaşılmış olup, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10.maddesine 6459 sayılı Yasının 6.maddesi ile eklenen hüküm uyarınca dava dört ay içerisinde sonuçlandırılamadığından, kamulaştırma bedeline bu sürenin bitim tarihi olan 20.01.2013 tarihinden, acele kamulaştırma bedelinin bankaya bloke edildiği tarih olan 29.01.2013 tarihine kadar yasal faiz işletilmesi gerekirken, yazılı şekilde faize hükmedilmesi, Doğru değilse de, bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden; Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının ikinci paragrafından (19.01.2013 tarihinden itibaren bedele yasal faiz işletilmesine) ibaresinin çıkartılarak...
Bu durumda, ilk derece mahkeme kararı ile belirlenen bedelin, kıymet takdir komisyonunca belirlenen değerden fazla olan kısmının, tapu malikine ödenmesi kararın kesinleşmesine kadar ertelenmekte olup, kamulaştırma bedelinin tespiti için açılan davanın 4 ay içinde sonuçlandırılmaması halinde, tespit edilen bedele bu sürenin bitiminden itibaren işletilecek faizin de hak sahibinin bu parayı çekebildiği, dolayısıyla kamulaştırma bedelinin kesinleştiği tarihe kadar yasal faiz işletilmesi gerekir. Kıymet takdir komisyonunca belirlenen bedel için, ilk derece mahkemesinin karar tarihine kadar; ilk derece mahkemesince üçer aylık vadeli hesaba yatırtılan kısım için ise, kamulaştırma bedelinin kesinleştiği tarihe kadar yasal faiz uygulanması gerekir. Bu kapsamda denetime elverişli hükme esas alınan bilirkişi ek raporu ile yapılan değerlendirme ile dönem başındaki (11.12.2018) 43.291,57 TL tutarındaki anaparanın dönem sonunda (10.02.2021) 61.028,78 TL'ye ulaşmış olması beklenir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir....
Faiz ile birlikte 364.906,82 TL bedel ile kapatılması gerektiği , bankanın düşük faiz uygulamak sureti ile ilgili hesapları 20.12.2019 tarihinde 320.652,97-TL Bedel ile kapatması sebebi ile davacının 44.253,85-TL ( 364.906,82-TL - 320.652,97-TL) Faiz kaybına uğradığının hesaplandığının belirtildiği, davacı vekilinin 13/04/2021 tarihli ıslah dilekçesi ile dava değerini 44.111,23-TL ye yükselttiği anlaşılmıştır. 2942 Sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun "Kamulaştırma bedelinin mahkemece tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili" başlıklı 10.maddesinin 10 ve 11.fıkralarında; hak sahibinin tespit edilemediği durumlarda mahkemece, kamulaştırma bedelinin üçer aylık vadeli hesaba dönüştürülerek nemalandırılması amacıyla gerekli tedbirler alınacağı, kamulaştırılması yapılan taşınmaz malın, tahsis edildiği kamu hizmeti itibariyle sicile kaydı gerekmeyen bir niteliğe dönüşmüş ise, istek halinde mahkemece sicil kaydının terkinine karar verileceği, Aynı Kanunun "Aynın ihtilaflı bulunması" başlıklı...
Davacı Bayındırlık ve İskan Bakanlığı, kurum aleyhine açılan kamulaştırma bedelinin artırılmasına ilişkin dava da 100.131.173.309 lira bedelin dava tarihi itibarıyla başlayacak yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verildiği halde, tahsil için başlatılan takipte Anayasanın 46.maddesi uygulanarak ferağ tarihinden itibaren kamu alacaklarına uygulanan en yüksek oranda faiz uygulandığını, içtihadın kamu alacakları için öngörülen en yüksek oranda faizin, kararın kesinleşme tarihinden itibaren başlatılacağı yönünde değişmesi nedeniyle, dava tarihi ile kesinleşme tarihi arasındaki süre için fazla ödenen 13.934.286.691 lira faiz alacağının istirdaden tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece "ödemenin o tarihteki usul ve yasaya uygun olduğu, kapatılmış takip nedeniyle fazla ödemenin geri istenemeyeceği" gerekçesiyle davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Davacı Bayındırlık ve İskan Bakanlığı, kurum aleyhine açılan kamulaştırma bedelinin artırılmasına ilişkin dava da 108.665.866.768 lira bedelin ferağ tarihi (09.04.2001) itibarıyla başlayacak yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verildiği halde, tahsil için başlatılan takipte Yargıtay 12.Hukuk Dairesinin içtihatları doğrultusunda Anayasanın 46.maddesi uygulanarak ferağ tarihinden itibaren kamu alacaklarına uygulanan en yüksek oranda faiz (aylık %7) uygulandığını, içtihadın en yüksek oranda faizin, kararın kesinleşme tarihinden itibaren başlatılacağı yönünde değişmesi nedeniyle, ferağ tarihi ile kesinleşme tarihi arasındaki süre için fazla ödenen 17.440.910.000 lira faiz alacağının istirdaden tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece "ödemenin o tarihteki usul ve yasaya uygun olduğu, kapatılmış takip nedeniyle fazla ödemenin geri istenemeyeceği" gerekçesiyle davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Kamulaştırma bedelinin yüksek olduğunu, %4 kapitalizasyon faiz oranının yöre gerçeğini yansıtmadığını, münavebeye esas alınan ürünlerin verimlerinin yüksek, masraflarının ise düşük alındığını, dava konusu taşınmazın Askeri Yasak Bölgede olması nedeniyle değer düşüklüğü oluşacağını, kamulaştırma bedeline faiz yürütülmesi ile faiz tarihlerinin usulsüz olduğunu, tescil hükmünde, tapu kaydında yer alan sınırlandırmaların kamulaştırma bedeline yansıtılması hususunda karar verilmediğini belirterek yerel mahkeme kararının itirazları doğrultusunda kaldırılmasını talep etmiştir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; bilirkişi raporunun taraflarına tebliğ edilmediğini, Kamulaştırma bedelinin yüksek olduğunu, kapitalizasyon faiz oranının %6 alınmasını, taşınmazın sulu olmadığını, terkine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, kurulan tescil hükmünün takyidatlardan arındırılmış şekilde kurulmadığını, yargılamanın gecikmesine kendileri sebep olmadığından kamulaştırma bedeline yasal faiz uygulanamayacağını, lehlerine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, yerel mahkeme kararının itirazları doğrultusunda kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Dairemizce HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hükümlerle sınırlı olmak üzere yapılan inceleme neticesinde; Taraflar arasındaki dava, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. Maddesinden kaynaklanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil istemine ilişkindir....
Ancak; 24/12/2019 tarih ve 30988 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7201 sayılı Kamulaştırma Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 5. maddesi ile Kamulaştırma Kanununa eklenen Ek 2. madde ile 29/4/1969 tarihli ve 1164 sayılı Arsa Üretimi ve Değerlendirilmesi Hakkında Kanun kapsamında 8/12/2004 tarihinden önce yapılmış olan kamulaştırma ve avans karşılığı kamulaştırma iş ve işlemlerine ilişkin davaların Çevre ve Şehircilik Bakanlığı aleyhine açılması gerektiği, eldeki dava bakımından T3 aleyhine husumet yöneltilemeyeceği gözetilmeksizin T3nın taraf sıfatının bulunmaması (pasif husumet yokluğu) nedeniyle aleyhine açılan davanın reddine karar verilmesi gerekirken kesin hüküm nedeniyle davanın reddine karar verilmesi doğru değil ise de; bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....