Aşkın (munzam) zarar, para borcunun ifasında borçlunun kusuruyla temerrüde düşmesi nedeniyle alacaklı nezdinde ortaya çıkan zararın temerrüt faiziyle karşılanamaması hâlinde söz konusu olan bir zarar olup bu zarar, borçlunun temerrüdü ile borcun ödendiği tarih aralığındaki dönemi kapsamaktadır. Bu anlamda aşkın (munzam) zarar, temerrüt faizini aşan ve kusur sorumluluğuna dair ilkelere bağlı bir zarar türü olarak kabul edilir (Uygur, Turgut: 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu Şerhi, Cilt I, 2012, s. 810). Aşkın (munzam) zarar, borçlu temerrüde düşmeden borcunu ödemiş olsaydı, alacaklının mal varlığının kazanacağı durum ile temerrüt sonucunda ortaya çıkan ve oluşan durum arasındaki farktır. Aşkın (munzam) zararın varlığı için gereken ilk koşul, bir para borcunda borçlunun temerrüdünün varlığıdır. Bu para borcunun kaynağının, aşkın (munzam) zararın talep edilebilirliği için herhangi bir önemi bulunmamaktadır....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 09/07/2021 NUMARASI : 2018/368 ESAS 2021/521 KARAR DAVA KONUSU : Kamulaştırma (Kamulaştırma Bedelinin Geç Ödenmesinden Kaynaklanan Munzam Zarar Nedeniyle) KARAR : Tarafların İddia ve Savunmalarının Özeti: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Antalya ili, Aksu ilçesi, Topallı köyü,1345 parselde bulunan 16.585.18 m2 taşınmaz müvekkili adına kayıtlı iken T4 kamulaştırma kararı ile taşınmazın 12.534.08 m2'si kamulaştırarak 1.027.669,22 TL ve üzerinde bulunan cüzleri için de 497.362,33 TL kamulaştırma bedeli için müvekkil ile 08.08.2017 tarihinde anlaşma tutanağı imzaladıklarını ve kamulaştırma kanunu uyarınca 45 gün içerisinde de toplam 1.525.031,55 TL'yi ödeyeceklerini beyan ettiklerini, müvekkilinin tarımla uğraştığından dolayı kamulaştırma anlaşma tutanağını imzaladıktan sonra kendisine yeni tarla baktığını, fiyatında anlaştığını ve satıcıya en geç 45 gün içerisinde bedelini ödeyeceğini söylediğini fakat Karayollarının söz konusu bedeli 45 gün...
Temerrüt faizini aşan zarar miktarı görülmekte olan davada belirlenebiliyorsa, davacının istemi üzerine hâkim, esas hakkında karar verirken bu zararın miktarına da hükmeder.” hükmüne haizdir. Munzam zarar talep edebilmek için, bir para borcunda borçlunun temerrüde düşmesi, borçlunun temerrüdü nedeniyle temerrüt faiziyle karşılanamayan alacaklı zararının ortaya çıkması, borçlunun temerrüde düşmede kusurlu olması ve borçlunun temerrüdü ile alacaklının munzam zararı arasında illiyet bağının bulunması gereklidir. Yine munzam zararın tazmin edilebilmesi için davacı - zarar gördüğünü iddia edenin uğranılan zararın varlığı ile miktarının kanıtlanması gerektiği, bu zarar kanıtlandığı takdirde borçlunun ancak kendisinin geç ödemeden kaynaklı hiçbir kusurunun bulunmadığını ispat etmesi halinde zararı ödeme yükümlüğünün ortadan kalkacaktır....
Dava konusu edilen zararın yasal dayanağını oluşturan Türk Borçlar Kanunu'nun 122. maddesi hükmüne göre, borcun ödenmemesi veya geç ödenmesi nedeniyle alacaklı geçmiş günler için öngörülen faizle karşılanamayacak bir zarara uğramış ise, borçlu, geç ödemeden dolayı kendisinin hiçbir kusurunun bulunmadığını kanıtlamadıkça bu zararı da karşılamak zorundadır. Yasa bu hüküm ile alacaklıya temerrüt faizini aşan zararını borçludan isteme olanağı tanımıştır. Ancak bunun için uğranılan zararın varlığı ve miktarının alacaklı tarafından kanıtlanması gerekir. Zarar kanıtlandığı takdirde borçlu, ödemenin geç yapılmasında kendisinin hiçbir kusurunun bulunmadığını kanıtlaması halinde bu zararı ödeme yükümlülüğünden kurtulabilir. O halde, munzam zararın ödenmesi söz konusu olduğunda kusur, bir unsur olarak yer almaktadır. Kısacası, munzam zarar davasında davacı, zararın varlığını ve miktarını; davalı ise, borcun geç ödenmesinde kusurunun olmadığını kanıtlayacaktır....
Alacaklının, munzam zararını yasal delillerle kanıtlaması halinde borçlu; ya alacaklının bir zarara uğramadığını ya da borç zamanında ifa edilmiş olsaydı bile, alacaklının değeri düşmeyecek bir yatırım yapmayacağını ispat ederek sorumluluktan kurtulabilir. İkinci görüşe göre; munzam zarar alacaklısı, öncelikle temerrüde uğrayan asıl alacağın varlığını, bu alacağın geç veya hiç ifa edilmemesinden dolayı temerrüt faiziyle karşılanmayan zarar miktarını; zarar ile borçlu temerrüdü arasındaki uygun illiyet bağını kanıtlamalıdır....
tahsil edememesinden kaynaklanan belirsiz olan munzam zararının şimdilik 100,00 TL'sinin davalıdan avans faizi ile tahsilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yana tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir...
tahsil edememesinden kaynaklanan belirsiz olan munzam zararının şimdilik 100,00 TL'sinin davalıdan avans faizi ile tahsilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yana tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir...
tahsil edememesinden kaynaklanan belirsiz olan munzam zararının şimdilik 100,00 TL'sinin davalıdan avans faizi ile tahsilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yana tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir...
Dosya incelendi, gereği görüşüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davalı bankanın haksız şekilde bloke koyması nedeniyle munzam sandık kesintisinin geç ödenmesinden doğan maddi zararın yasal faiziyle talep edildiğinin anlaşılmasına göre davalının yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının davalıya yükletilmesine, 15/05/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece, Dairemizin 17/06/2010 tarihli bozma ilamına uyulmasına karar verilerek yapılan yargılama sonunda; dosyada mevcut bilirkişi raporu kapsamında, davalının temerrüde düştüğü tarihten ödemenin gerçekleştiği tarihe kadar geçen süre içerisinde her yıl itibariyle gerçekleşen yıllık enflasyon artış oranı, bu oranın eşya fiyatlarına yansıma durumu, mevduat ve devlet tahvillerine uygulanan faiz oranları, Türk Lirası karşısında döviz kurlarında meydana gelen değişikliklere ilişkin listelere göre değerlendirme yapılarak munzam zarar bedelinin hesaplandığı ve söz konusu raporun dosya ve oluşa uygun olduğu gerekçesiyle, davanın kabulü ile 129,178,67 TL munzam zarar bedelinin 50.000 TL’lik kısmının dava, tarihinden geri kalan kısmın ise ıslah tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline dair tesis edilen karar, davalı vekilinin temyizi üzerine, Dairemizce ilamda belirtilen nedenlerle bozulmuştur. Davacı vekili, karar düzeltme isteminde bulunmuştur....