Feri Müdahil TMSF vekili duruşmada hazır bulunarak; şartları oluşmayan munzam zarar taleplerinin ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Davacı vekili cevaba cevap dilekçesinde, davasını davalının haksız ve hukuka aykırı davranışından kaynaklanan kazanç kaybı olarak açıklayarak, kasko sigortası kapsamında bulunup bulunmadığına bakılmaksızın genel hükümler kapsamında tazmini gerektiğini belirtmiştir. Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre; davaya konu poliçe de kazanç kaybı ve otopark ücretine ilişkin istemlerinin poliçede yer almadığı, istemin munzam zarar niteliğinde de olmadığı genel hükümlere göre açılmış kazanç kaybı ve otopark ücreti olduğu davacı vekilince açıklandığından her ne kadar yerleşik kabul gördüğü üzere geç ödemeden dolayı munzam zarar talep edilebilecek ise de davacı vekili isteğini genel hükümlere göre açılmış kazanç kaybı olarak açıklandığından, poliçe kapsamı içerisinde olmayan alacak için davalı tarafın zamanaşımı defi yerinde görülmeyerek davanın esastan reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ile davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
HMK m. 190 gereğince ispat yükü üzerinde bulunan iddiasını ispatlayamadığını, Sigorta Tahkim Komisyonu'nun... numaralı 06.09.2022 tarihli güncel kararında aşağıdaki gerekçeler ile başvurunun reddine karar verildiğini, davacının munzam zarara uğradığını somut veriler ile ispat edemediğini, munzam zarar talebine dayanak olarak yüksek enflasyonu gösterdiğini, oysaki Yargıtay'ın istikrarlı kararları munzam zararın objektif değil sübjektif bir zarar olduğu ve enflasyon, kur artışı vb. genel durumların munzam zarar olarak değerlendirilemeyeceği yönünde olduğunu, davacının munzam zarar talebine dayanak olarak hasar tarihi ile tazminat ödeme tarihi arasındaki alım gücü farkını ve yüksek enflasyonu işaret etmekte, varsayımsal olarak afaki bir talep ileri sürdüğünü, davacının munzam zararını somut deliller ile ispat etmesi gerektiğini, Yargıtay'ın istikrarlı bir biçimde, kararlarında enflasyon, alım gücündeki azalma, dövizin yükselmesi vb. genel durumların munzam zararın ispatı için yeterli olmadığını...
BEDEL FARKININ GEÇ ÖDENMESİPARA BORCUNUN ÖDENMESİNDE TEMERRÜDE DÜŞÜLMESİTEMERRÜT FAİZİNİ AŞAN ZARARI DAVACI İSPAT ETMELİ"İçtihat Metni" Taraflar arasındaki bedel farkının geç ödenmesine ilişkin munzam zarar talebi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın reddine dair verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacılar vekili yönünden verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, kamulaştırma bedel farkının geç ödenmesine ilişkin munzam zarar talebine ilişkindir. Borçlar Kanununun 105. maddesi uyarınca alacaklının duçar olduğu zarar geçmiş günler faizinden fazla olduğu surette borçlu, bu zararı dahi tazmin etmekle mükelleftir. Kanun koyucu para borcunun ödenmesinde temerrüde düşülmesi halinde, bir zararın mevcut olduğunu kural olarak benimsemiştir. Bu zararın tazmini iki bölüm de düşünülmüştür....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 17/06/2020 NUMARASI : 2018/503 2020/107 DAVA KONUSU : Kamulaştırma (Kamulaştırma Bedelinin Geç Ödenmesinden Kaynaklanan Munzam Zarar Nedeniyle) KARAR : Adana 8. Asliye Hukuk Mahkemesinin 17/06/2020 tarih ve 2018/503 Esas 2020/96 Karar sayılı dosyasında verilen karara karşı davalı idare vekili tarafından yapılan istinaf başvurusu üzerine dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Tarafların İddia ve Savunmalarının Özeti: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilleri ile davalı belediye arasında Adana İli Sucuzade Mahallesi 50 ada 17 parsel sayılı taşınmazın zemin 1- 2- 3, 1....
Kanun hükmünün açık lafzından da anlaşılacağı üzere, munzam zarar; borçlunun temerrütü nedeniyle uğranılmış olan ve temerrüt faizini aşması nedeniyle borçlu tarafından karşılanmayan zarardır. Alacaklı, temerrüt nedeniyle uğradığı ve temerrüt faizini aşan bakiye zararının borçludan tahsilini talep edebilir. Munzam zarar sorumluluğu, kusur sorumluluğuna dayanır. Kural olarak munzam zarar alacaklısı, öncelikle temerrüde uğrayan asıl alacağının varlığını, bu alacağın geç veya hiç ifa edilmemesinden dolayı temerrüt faizi ile karşılanmayan zararını, zarar ile borçlu temerrüdü arasındaki uygun illiyet bağını ispat etmekle yükümlüdür. Diğer bir anlatımla fiilen uğranılan zararın somut veri ve belgelerle tevsik edilmesi gerekir....
Alacaklı T.B.K'nın 122. maddesi uyarınca borcun geç ödenmesinden kaynaklanan temerrüt faizini (geçmiş günler faizini) zararın varlığını ve borçlunun kusurunu ispat zorunda kalmaksızın talep edebilir. Munzam zararda ise, geçmiş günler faizi ile karşılanamayan bir zararı olduğunu kanıtlamak zorundadır.120. madde ile geçmiş günler faizinin nasıl belirleneceği düzenlenmiş iken, 122. (818 sayılı BK'nın 105. maddesi) maddede buna ilişkin bir düzenlemenin yer almamış olması da davacının zarara uğradığını kanıtlama yükünde olduğunu göstermektedir. Salt ülkenin içinde bulunduğu ekonomik olumsuzluklar munzam zararın kanıtı olarak kabul edilemez. O halde davacının munzam zararını genel ekonomik olumsuzluklar dışında, somut vakıalarla kanıtlaması gerekir. Ancak somut zararın kanıtlanması halinde ekonomik veriler dikkate alınarak zarar miktarı belirlenebilir....
geç ödenmesinden bahsedilemeyeceği gibi kabul edilmesi halinde dahi müvekkili şirkete kusur atfedilemeyecek olup munzam zarar şartları dosya kapsamında oluşmadığını, munzam zarardan bahsedebilmek için alacak miktarı konusunda taraflar arasında çekişme olmaması gerektiği gibi yargılama süresindeki uzamadan da müvekkili şirketin sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, munzam zarar bakımından enflasyonu tek başına zararın gerçekleştiği konusunda karine almak, Kanunla belirlenen temerrüt faizinin enflasyon oranına çekilmesi anlamına gelir ki Türk Borçlar Kanunu ve 3095 sayılı Kanun karşısında söz konusu durum mümkün olmadığını, Türk Borçlar Kanunu ve 3095 sayılı Kanunda değişikliğe gidilmediğine göre munzam zararın, enflasyona bağlı kabul edilemeyeceğinden munzam zararının zamanında alınmayan paranın kullanılamamasından kaynaklı zarar olduğu kabul edilerek zararın somut delillerle ispatı gerektiğini, açıklanan nedenlerle, davanın reddi ile yargılama gideri ile vekalet ücretinin karşı tarafa...
Alacağın zamanında tahsil edilememesinden ve yasal faizi aşan zararın ortaya çıkmış olması sebebiyle aşkın zarar talebimize ilişkin huzurdaki davayı açma zarureti doğduğunu belirterek, müvekkilinin alacağını zamanında tahsil edememesinden kaynaklanan belirsiz olan munzam zararının şimdilik 500,00 TL'sinin davalıdan avans faizi ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Kısacası, munzam zarar davasında davacı, zararın varlığını ve miktarını; davalı ise, borcun geç ödenmesinde kusurunun olmadığını kanıtlayacaktır.-------- sayılı kararında da değinildiği üzere; bu konuda kanıtlanması gereken, belli paranın gününde ödenmemesinden doğan zarardır. Alacaklı, borcun kendisine geç ödenmesi yüzünden uğradığı zararın ne olduğunu ve miktarını kanıtlamak durumundadır. Doğaldır ki bu zarar paranın zamanında ödenmemesinden dolayı mahrum kalınan olası (muhtemel) kar ya da varsayılan (farzedilen) gelir değildir. Bu zarar davacının öz varlığından, ekonomik ve sosyal faaliyetlerinden, toplum içindeki statüsünden, başına gelen olaylardan kaynaklanan somut olgular nedeniyle uğramış olduğu zarardır....