WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Esas sayılı dosyasına konu alacağın, davalının icra takibine yapmış olduğu haksız itirazı nedeniyle ancak 10/12/2021 tarihinde tahsil edilebildiğini, işbu davanın icra dosyasına konu alacağın geç tahsili nedeniyle faiz ve karşılanamayan zararın tahsili amacıyla başlatılan kısmi alacak davası olduğunu, her ne kadar icra dosyasına konu alacak kira sözleşmesinden kaynaklansa da davaya konu uyuşmazlığın alacağın geç ödenmesinden kaynaklanan munzam zarar alacağı olduğundan uyuşmazlığın çözümünde Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğunu, munzam zarar sorumluğunun kusur sorumluluğuna dayandığını, munzam zararın ayrı bir dava ile on yıllık zamanaşımı süresi süresi içerisinde her zaman istenilmesinin mümkün olduğunu beyanla fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL'nin temerrüt tarihinden başlayacak 3095 sayılı kanunun madde 2/2 uyarınca işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı müvekkiline ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya...

    Esas sayılı dosyasına konu alacağın, davalının icra takibine yapmış olduğu haksız itirazı nedeniyle ancak 17/11/2021 tarihinde tahsil edilebildiğini, işbu davanın icra dosyasına konu alacağın geç tahsili nedeniyle faiz ve karşılanamayan zararın tahsili amacıyla başlatılan kısmi alacak davası olduğunu, her ne kadar icra dosyasına konu alacak kira sözleşmesinden kaynaklansa da davaya konu uyuşmazlığın alacağın geç ödenmesinden kaynaklanan munzam zarar alacağı olduğundan uyuşmazlığın çözümünde Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğunu, munzam zarar sorumluğunun kusur sorumluluğuna dayandığını, munzam zararın ayrı bir dava ile on yıllık zamanaşımı süresi süresi içerisinde her zaman istenilmesinin mümkün olduğunu beyanla fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL'nin temerrüt tarihinden başlayacak 3095 sayılı kanunun madde 2/2 uyarınca işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine...

      Esas sayılı dosyasına konu alacağın, davalının icra takibine yapmış olduğu haksız itirazı nedeniyle ancak 28/01/2022 tarihinde tahsil edilebildiğini, işbu davanın icra dosyasına konu alacağın geç tahsili nedeniyle faiz ve karşılanamayan zararın tahsili amacıyla başlatılan kısmi alacak davası olduğunu, her ne kadar icra dosyasına konu alacak kira sözleşmesinden kaynaklansa da davaya konu uyuşmazlığın alacağın geç ödenmesinden kaynaklanan munzam zarar alacağı olduğundan uyuşmazlığın çözümünde Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğunu, munzam zarar sorumluğunun kusur sorumluluğuna dayandığını, munzam zararın ayrı bir dava ile on yıllık zamanaşımı süresi süresi içerisinde her zaman istenilmesinin mümkün olduğunu beyanla fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL'nin temerrüt tarihinden başlayacak 3095 sayılı kanunun madde 2/2 uyarınca işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine...

        Esas sayılı dosyasına konu alacağın, davalının icra takibine yapmış olduğu haksız itirazı nedeniyle ancak 28/01/2022 tarihinde tahsil edilebildiğini, işbu davanın icra dosyasına konu alacağın geç tahsili nedeniyle faiz ve karşılanamayan zararın tahsili amacıyla başlatılan kısmi alacak davası olduğunu, her ne kadar icra dosyasına konu alacak kira sözleşmesinden kaynaklansa da davaya konu uyuşmazlığın alacağın geç ödenmesinden kaynaklanan munzam zarar alacağı olduğundan uyuşmazlığın çözümünde Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğunu, munzam zarar sorumluğunun kusur sorumluluğuna dayandığını, munzam zararın ayrı bir dava ile on yıllık zamanaşımı süresi süresi içerisinde her zaman istenilmesinin mümkün olduğunu beyanla fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL'nin temerrüt tarihinden başlayacak 3095 sayılı kanunun madde 2/2 uyarınca işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine...

          Somut olayda taraflar arasında kira sözleşmesinin bulunduğu, talebin kira bedelinin geç ödenmesinden kaynaklanan temerrüt faizini aşan munzam zarara dayandığı, HMK 4. maddeye göre Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu, asıl dosya ve birleşen dosyalar yönünden verilen mahkeme kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu, istinaf sebeplerinin bu nedenlerle yerinde olmadığı anlaşılmıştır. Dairemiz ilk derece mahkemesi kararını hem maddi olay, hem de hukuka uygunluk bakımından incelemeye tabi tutarak tespit edilen yargılama hatalarını bizzat düzeltmek amacıyla yapılan inceleme sonunda; dairemizce duruşma yapılmasına gerek olmadığı, dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlara, yasal gerektirici nedenlere göre karar verilmiş olması sebebiyle, incelenen mahkeme kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu, istinaf sebepleri yerinde olmadığından HMK 353/1-b/1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir....

            Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme Uyuşmazlık, temel olarak kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat bedelinin geç ödenmesinden kaynaklanan munzam zararın tahsili hususundadır. 2. İlgili Hukuk 1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 2. 6098 sayılı Kanun'un 122 nci maddesi. 3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 19.06.1996 tarihli ve 1996/5-144 Esas, 1996/503 Karar sayılı kararı. 3. Değerlendirme 1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. 2....

              Zarar kanıtlandığı takdirde borçlu, ödemenin geç yapılmasında kendisinin hiçbir kusurunun bulunmadığını kanıtlaması halinde bu zararı ödeme yükümlülüğünden kurtulabilir. O halde, munzam zararın ödenmesi söz konusu olduğunda kusur, bir unsur olarak yer almaktadır. Kısacası, munzam zarar davasında davacı, zararın varlığını ve miktarını; davalı ise, borcun geç ödenmesinde kusurunun olmadığını kanıtlayacaktır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 19.06.1996 gün ve 1996/5- 144 Esas 1996/503 Karar sayılı kararında da değinildiği üzere; bu konuda kanıtlanması gereken, belli paranın (somut olayda kamulaştırma bedelinin) gününde ödenmemesinden doğan zarardır. Açıkçası alacaklı, borcun kendisine geç ödenmesi yüzünden uğradığı zararın ne olduğunu ve miktarını kanıtlamak durumundadır. Doğaldır ki bu zarar paranın zamanında ödenmemesinden dolayı mahrum kalınan olası (muhtemel) kar ya da varsayılan (farzedilen) gelir değildir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Davada, kamulaştırma bedelinin geç ödenmesinden kaynaklanan faiz de talep edilmektedir.Davanın bu niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 5. Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 5. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 27.11.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                Zarar kanıtlandığı takdirde borçlu, ödemenin geç yapılmasında kendisinin hiçbir kusurunun bulunmadığını kanıtlaması halinde bu zararı ödeme yükümlülüğünden kurtulabilir. O halde, munzam zararın ödenmesi söz konusu olduğunda kusur, bir unsur olarak yer almaktadır. Kısacası, munzam zarar davasında davacı, zararın varlığını ve miktarını; davalı ise, borcun geç ödenmesinde kusurunun olmadığını kanıtlayacaktır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 19.06.1996 gün ve 1996/5-144 esas 1996/503 karar sayılı kararında da değinildiği üzere; bu konuda kanıtlanması gereken, belli paranın gününde ödenmemesinden doğan zarardır. Alacaklı, borcun kendisine geç ödenmesi yüzünden uğradığı zararın ne olduğunu ve miktarını kanıtlamak durumundadır. Doğaldır ki bu zarar paranın zamanında ödenmemesinden dolayı mahrum kalınan olası (muhtemel) kar ya da varsayılan (farz edilen) gelir değildir....

                  Dava konusu edilen zararın yasal dayanağını oluşturan Borçlar Yasasının 105. maddesi hükmüne göre, borcun ödenmemesi veya geç ödenmesi nedeniyle alacaklı –geçmiş günler için öngörülen faizle karşılanamayacak- bir zarara uğramış ise, borçlu, geç ödemeden dolayı kendisinin hiçbir kusurunun bulunmadığını kanıtlamadıkça bu zararı da karşılamak zorundadır. Yasa bu hüküm ile alacaklıya temerrüt faizini aşan zararını borçludan isteme olanağı tanımıştır. Ancak bunun için uğranılan zararın varlığı ve miktarının alacaklı tarafından kanıtlanması gerekir. Zarar kanıtlandığı takdirde borçlu, ödemenin geç yapılmasında kendisinin hiçbir kusurunun bulunmadığını kanıtlaması halinde bu zararı ödeme yükümlülüğünden kurtulabilir. O halde, munzam zararının ödenmesi söz konusu olduğunda kusur, bir unsur olarak yer almaktadır. Kısacası, munzam zarar davasında davacı, zararın varlığını ve miktarını; davalı ise, borcun geç ödenmesinde kusurunun olmadığını kanıtlayacaktır....

                    UYAP Entegrasyonu